Bazı dostlarım ailelerinden, ana babalarından kalan kitapların bağışladıkları yerlerde iyi korunamamasından, ihmal edilmesinden de yakınıyorlar. Bağışlanacak yerin bu anlamda iyi seçilmesi gerekiyor.
Kütüphane raflarını karıştırırken bazen söyleşilere rastlıyorum, bazı kitaplara, dergilere göz gezdiriyorum.
Eski söyleşilerimden ikisini anımsıyorum.
Biri Cemal Reşit Rey’le, diğeri de Muhsin Ertuğrul ile yapılmıştı.
‘Bir Sanatçının Yirmi Dört Saati’ idi dizinin başlığı.
Muhsin Ertuğrul üzerine bir kitap:
‘Muhsin Ertuğrul – 40 Yıl, 40 Yazı.’
Yayım tarihi 1949.
Bakırköy’de benim adıma bir kütüphane açıldı: ‘Bakırköy Doğan Hızlan Halk Kütüphanesi.’
Açılışı, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile İstanbul Valisi Ali Yerlikaya yaptı. Açılışa katılımlarına ve benim için söylediklerine teşekkür borçluyum.
Kütüphanenin oluşmasında, hazırlanmasında büyük emeği geçen Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Ali Odabaş ile çalışma arkadaşlarına da ayrıca teşekkür ederim.
Herkesin bulunmaktan mutlu olduğu bir mekân vardır, benim için bu kütüphanelerdir.
Benim yetişmemi sağlayan, bilgi ve görgümü arttıran, ailem ve hocalarım kadar kütüphanecilerdir. Onlara çok şey borçluyum.
Aramızdan ayrılanları rahmetle anıyorum, yaşayanlara da uzun ömürler diliyorum.
Geçen yılı anarken, üzüntüleri, sevinçleri aynı kefeye koyuyorum. Böylece birbirini giderirler umudunu taşıyorum.
Aziz Mahmut Hüdai
2 binden fazla gencin katılımıyla gerçekleştirilecek gecede sahne gençlerin olacak.
Bakanlık, kültür ve sanat yarışmalarıyla, gençlerin sanata sahip çıkan bireyler olarak yetişmesini hedefliyor.
Yarışma hangi kategorilerde düzenleniyor:
- Gençler Arası Şiir Okuma Yarışması
- Gençler Arası Tiyatro Yarışması
- Gençler Arası Bilgi Yarışması
- Gençler Arası Ses Yarışması
- Türkiye Münazara Ligi Yarışması
Her tatilde bu yöntemi tavsiye ederim.
Şehrin tarihini bilmeden bugünden zevk alamazsınız.
Edmondo De Amicis’in ‘İstanbul’ kitabını şimdiye kadar okumadıysanız kitaplığınızda bir eksiklik var demektir.
İstanbul’u nasıl özetliyor:
“Bu şehir, şairleri, arkeologları, büyükelçileri, tüccarları, prensesleri, denizcileri, hem Kuzey’in hem de Güney’in çocuklarını hayrete düşüren, evrensel ve yüce bir güzelliğe sahiptir.”
Edmondo De Amicis (1846 – 1908).
Kitap kimlere ithaf edilmiş:
“Pera’dan sevgili dostlarım Enrico Santoro, Giovanni, Rossasco ve Fausto Alberi’ye.”
İyi şair Ahmet Kutsi Tecer’in yazısını okuyunca onu bütün özellikleriyle tanıyoruz.
Ahmet Kutsi Tecer, kadim dostu Halil Dikmen’i şöyle anlatıyor:
“Bir Halil Dikmen’imiz vardı:
Hepimizin sevgilisi, dostluğunda ve sohbetinde sefa bulduğumuz, görmesek özlediğimiz, bir mecliste, bir toplantıda yolunu gözlediğimiz insan.
Bir Halil Dikmen’imiz vardı:
Hem kültür hem fazilet sahibi; insanı küçülten düşüklüklerinden arınmış, olgun, efendi, çelebi bir insan...
Bir Halil Dikmen’imiz vardı:
Yerdeki karıncaya benzer... İddiasız fakat çalışkan, gösterişten hoşlanmayan fakat inanan, güçlüklerden yılmayan bir insan...
Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz da listenin başında yer alanlardan biriydi.
Babasının kitaplarını, adını yaşatmak için olağanüstü çabadan vazgeçmedi.
Yakından tanıdığım bir dosttu, Rıfat Ilgaz’la ilgili bütün toplantılarda buluşurduk. Onun çabası bizim için geri döndürülemez bir çağrıydı.
Yayınevleri kurdu; babasının kitaplarının daha çok okunması, bilinmesi için yaptıkları birçok oğula örnek olacak derecedeydi.
Burada unutulmaz bir anımı da iletmek isterim.
Rıfat Ilgaz da yakından tanıdığım, sevdiğim, okuduğum bir yazardı.
Biz
Benim için Beyoğlu böyle bir yerdir. Her tarihi bina, yıkılmamış her dükkân, her ara sokak bir yazıyı hak eder.
Apartmanlar orada oturanların da biyografisinde yer alır.
TEPTA’nın hazırladığı kitabın niteliği şöyle özetleniyor:
“Bu kitapta, Latinlerden Bizanslılara, Türklerden Levantenlere ve Gayrimüslimlere dönem dönem hem Doğu hem de Batı halklarına ev sahipliği yapmış İstanbul’un tüm bu geçmişine kısaca değindikten sonra, tüm İstanbulseverleri büyüleyen Beyoğlu bölgesinden dört ana arterde yerleşen tarihi apartman, köşk ve konaklardan bahsedildi.”
Bir süre oturduğum Vali Konağı Caddesi ve Sarayarkası Sokağı’nın dışında Beyoğlu’nun lokantalarına, pastanelerine, kitapçılarına, ünlü dükkânlarına, mağazalarına uğradım.
Tiyatrolarına, sinemalarına gittim.
Beyoğlu’nun parlak yüzü kadar karanlık yüzünü de gördüm.
Beyoğlu’nu tanıtan, kitaplığımıza konmaya değer bir çalışma:
Geçen haftalarda onun hakkında Ünal Öziş’in yazdığı kitabı tanıtmıştım.
Şimdi dünyanın önemli müzisyenlerinin onun hakkındaki düşüncelerini de okuyorum.
DVD’lerin kutusunda bir de kitapçık var.
Başındaki tanıtım yazısı şöyle:
Şefik B. Yüksel’in ‘Idil Biret at 80
A Life dedicated to the Piano’
(İdil Biret 80 yaşında