BEN kentlerin biyografisi kaleme alınırken, oranın önemli kişilerinden de söz edilmesini yazarlara sık sık hatırlatırım.
Abdullah Satoğlu’nun ‘Kayseri! Kayseri!’ kitabı bu özelliği taşıyor.
Yıllarca Kayseri’nin içinden geçtim, oradan Ürgüp’e gittim.
Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş, Semih Balcıoğlu Karikatür Yarışması düzenlemişti. Ben de jüri üyesiydim. Onun adına bir galeri de açılmıştı.
Daha sonra da Erciyes Üniversitesi’nde bir sanat fuarının açılışı konuşmasını yaptım.
Kitap, Satoğlu’nun ‘Kayseri!, Kayseri! Üzerine Birkaç Söz’ yazısıyla başlıyor:
“Nice bir hasret-i dildâr ile giryân olayım
Yanayım âteş-i aşkın ile büryan olayım.
Seçici kurul tarafından belirlenen eserlerin sanatseverlerle buluştuğu serginin sonunda gerçekleşen törene Özay Şendir, Emre İskeçeli, Ozan Turhan, Olgaç Artam, Sabiha Kurtulmuş, Asu Maro, Gamze Çetiner, Derya Yücel, Aslı Sümer, Sinem Konu Keskinok katıldı.
MESA Holding’in sponsorluğunda gerçekleştirilen III. Heykelde Yeni Keşifler yarışmasında dereceye giren sanatçılara plaketleri Milliyet Sanat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Filiz Aygündüz tarafından verilirken yurtdışında sanat eğitimi atölyesi kazanan isim ise Furkan Depeli oldu.
Milliyet Sanat’ın 2019 yılından bu yana düzenlediği Heykelde Yeni Keşifler yarışması, henüz keşfedilmemiş yetenekleri desteklemeyi, heykel sanatçılarının görünürlüğünü artırmayı, özellikle galerilerde temsiliyeti olmayan sanatçılara yeni kapılar açmayı ve böylece heykel sanatına yeni değerler kazandırmayı amaçlıyor. Kazanan yarışmacılara üretim desteği ve sergileme imkânı tanınan yarışmada, belirlenen 10 finalist arasından ilk 3’e giren yarışmacıların her biri 15 bin TL üretim desteği almaya hak kazanıyor. Yarışmanin kazananlarını belirleyen jüri şu adlardan oluşuyordu: Aslı Sümer, Berrak Barut, Derya Yücel, Ebru Özdemir, Filiz Aygündüz, Melike Bayık, Meltem Demirören, Prof. Neslihan Pala, Sabiha Kurtulmuş, Seçkin Pirim ve Sinem Konu Keskinok.
HEYKEL SANATI İÇİN ÖNEMİ
Evin İyem’in ölümünden önce de düzenlenen Nuri İyem Resim Yarışması’nda karşılaşır konuşurduk.
Daha önce ‘Sevdiklerim1’i dinlemiştim, bu hafta da ‘Sevdiklerim 2’yi dinledim.
Yeni LP’de üç yeni Erol Evgin bestesi de yer alıyor. Düzenlemeleri Firuz İsmailov’a ait ‘Sevdiklerim 2’nin long play kayıtlarında sanatçıya akustik bir sound ile Erol Evgin Orkestrası eşlik ediyor.
LP 13 parçadan oluşuyor:
A
1. Kar
Müzik: Erol Evgin/ Söz: Murat Balkuş
2. İkinci Bahar
Bu yıl ödüllerin ana başlığı; ilanının 100’üncü yılını kutladığımız Cumhuriyet ile Anadolu’ya gelen hak eşitliği ışığının yayılmasında kadınlara verilen sorumluluğa dikkat çekmek amacıyla ‘Söz Kadında’ydı. Anadolu Ödülleri 2023’ün bu yılki kazananları kategorilerine göre şöyle sıralandı:
- Edebiyat: Latife Tekin
- Görsel Sanatlar: İpek Duben
- Mimarlık: Sevince Bayrak
- Sinema: Yeşim Ustaoğlu
- Müzik: Selda Bağcan
- Doğan Değer Ödülü: Candeğer Furtun
Anadolu’nun ortak kimliğine katkıda bulunan üretimlere dikkat çekmek amacıyla Baksı Kültür Sanat Vakfı tarafından hayata geçirilen Anadolu Ödülleri, Doğan Holding ana sponsorluğunda dördüncü kez gerçekleştirildi. Ülkemizin gelişimine katkıda bulunan öncü kişi ve kurumları destekleyen ve görünür kılan Anadolu Ödülleri’nin bu yılki ana teması
* Banu İşlet
* Binnur Mörel Büyükertan
* Eser Demirkan
Sunuş, kitabın özelliğini, önemini vurguluyor.
Cumhuriyet’te ‘Bir Sanatçının 24 Saati’ dizisinde yayınlanmıştı. Daha sonra da bir iki kere Nadir Nadi ile birlikte gittiğim Aya İrini’deki konserde konuşmuştum.
Cumhuriyet’in 100. Yılı’nda ‘Türk Beşleri’ üzerine kitaplar yapılmasını, onların bestelerinden düzenlenen konserler verilmesini, operalar sahnelenmesini bekliyorum.
‘Türk Beşleri’ kimlerdi?
- Cemal Reşit Rey
- Ahmet Adnan Saygun
- Hasan Ferit Alnar
- Necil Kâzım Akses
-
Çalışmalarından birbirlerini haberdar ettikleri için yazdıklarının, yarattıklarının oluşumu konusunda da okura yardımcı olurlar.
Benim bu mektuplar arasında en dikkatle okuduğum Behçet Necatigil ile Kâmuran Şipal’in mektuplaşmalarıdır.
Nâzım Hikmet ile Kemal Tahir’in yazışmaları da Kemal Tahir’i yakından tanıdığım için fazlasıyla ilgimi çeker.
Hiç kuşkusuz başka tanınış yazarların da bu türdeki çalışmaları önemlidir. Yazarlar, sanatçılar arasındaki dostluk belki de bu mektupların en etkileyici yanıdır.
Bartók’un oğlu Péter için yazdığı Mikrokosmos, piyanoya yeni başlayan öğrencilerden konserlerde çalınan eserlere uzanan geniş bir repertuarı kapsıyor.
Piyano eğitimi repertuarının vazgeçilmez mihenk taşlarından biri olan Mikrokosmos, 6 kitap ve 153 kısa pedagojik parçadan oluşuyor. Eserin ilk parçaları piyanoya başlayan genç piyanist adaylarını hedef alırken, son iki kitabı ise bestecinin kendisi de dahil olmak üzere birçok piyanistin konser repertuarında yer alıyor (Toros Can da Mikrokosmos seçkisini Paris-Cite de la Musique’de seslendirmişti). Bu parçalar sadece piyanistler için değil, aynı zamanda bestecilik eğitimi alanlar için de bir referans niteliği taşıyor.
Mikrokosmos projesi bir yandan da Toros Can’ın daha önce kaydetmiş olduğu Amerikalı besteci George Crumb’ın Makrokosmos’una bir kontrast niteliği taşıyor. Albümün kaydını stüdyoda izleyen ve kitapçıkta bir yazısı yayınlanan Feyzi Erçin, CD kitapçığında şöyle yazmış:
“Mikrokosmos, hayatı boyunca pedagojiye ilgi duyan Bartók’un 1932 ile 1939 yılları arasında çocuklar için bestelediği bazı kolay piyano parçalarına kıyasla çok farklı bir dünyadır. Daha çok teknik meseleye yoğunlaşan ve egzersizler hariç yüz elliden fazla parça içeren, tek ve basit gözüken bir konunun kocaman bir dünya haline geldiği, yaşama açılan bir kapı gibidir; bir başyapıttır. Eserin ilk kitabını dinlerken duyduğumuz müzik adeta bir bebeğin ilk adımlarını atarken önünde açılan yepyeni bir evrendir. Toros Can’ın yıllar önce kızının ilk adımlarını izlerken duyduğu heyecan ile şimdi meslektaşı olarak onun hem tuşlardaki parmakları hem de sesinin varlığıyla paylaştığı bu CD’nin yapıldığı zamanın arasındaki yılları düşününce, Mikrokosmos yaşama ve zamana dair oluveriyor.”
Müzik yaşamı boyunca Macar müzisyenlerle pek çok kez yolları kesişen Toros Can’ın Yale Üniversitesi’ndeki piyano öğretmeni, önemli Macar piyanistlerden Prof. Peter Frankl’dı. Can, Frankl ile Bartók’un eserlerini çalışarak, bestecinin stili ile ilgili önemli bilgiler almıştı. Hatta Bartók’un bizzat öğrencisi olan György Sándor’un çalıştaylarında bestecinin eserlerini yorumlamıştı. Piyanistin bir diğer Macar bağlantısı ise ilk kaydettiği CD repertuarını yine bir Macar besteci olan György Ligeti’nin eserlerine ayırmasıydı. Bu kayıt, başta Le Monde olmak üzere birçok Avrupa medyasında büyük yankı uyandırdı.
Toros Can ve Beril Can, Mikrokosmos vasıtasıyla, 1936 yılında ülkemize gelerek meslektaşı A. Adnan Saygun ile birlikte Anadolu’yu dolaşan, bu coğrafyanın müziklerini kaydeden, raporlar hazırlayıp konferanslar veren Bartók’a saygı dolu bir selam gönderiyor.
Albümün kayıtları İTÜ MİAM’da ses mühendisi