Paylaş
Cumhuriyet’te ‘Bir Sanatçının 24 Saati’ dizisinde yayınlanmıştı. Daha sonra da bir iki kere Nadir Nadi ile birlikte gittiğim Aya İrini’deki konserde konuşmuştum.
Cumhuriyet’in 100. Yılı’nda ‘Türk Beşleri’ üzerine kitaplar yapılmasını, onların bestelerinden düzenlenen konserler verilmesini, operalar sahnelenmesini bekliyorum.
‘Türk Beşleri’ kimlerdi?
- Cemal Reşit Rey
- Ahmet Adnan Saygun
- Hasan Ferit Alnar
- Necil Kâzım Akses
- Ulvi Cemal Erkin
Evin İlyasoğlu’nun, Cemal Reşit Rey kitabını okurken sadece onun yaşamını değil, Türkiye’de Cumhuriyet’ten sonra çok sesli müziğe dair çalışmaları konusunda da bilgi ediniyoruz.
Cumhuriyet’in ilanından sonra yazılan biyografiler toplumsal, siyasal bir çok unsuru da içerir. Kitabın başında Ekrem İmamoğlu’nun Sunuş’u var. Bölüm başlıkları okurun seçimine yardımcı olur:
CEMAL REŞİT REY’İN ÖDÜLLERİ VE PAYELERİ
CEMAL REŞİT REY’IN 3. BASKI İÇİN YENİDEN DERLENEN YAPITLARI
YALÇIN TURA’DAN YAPITLAR İÇİN SON NOT
KAYNAKLAR
SOYAĞACI
DİZİN
KİTAP KİME İTHAF EDİLMİŞ:
- “Bu kitabı sevgili annem Mualla (Hüseyin) Sander’in anısına adıyorum. Annem, Cumhuriyet’in ilk coşkusunu ve İstanbul’un Cemal Reşit Rey’li günlerini zevkle yaşamış bir kuşağın temsilcisiydi.
- Kayıplar bulundu.
Kitabın ilk iki baskısında nice yapıtın özgün notası ‘yitik’ olarak belirtilmişti. Sonra kiminin partileri mevcut, sef partisyonu kayıp olarak kimi orkestra yapıtının sadece piyano redüksiyonu mevcut olarak bazı bulgulara ulaşılmıştı. Çelebi Operası gibi bestecinin neredeyse tüm ömrünü verdiği ve ‘en büyük eserim’ diye adlandırdığı koskocaman operanın hiç sahnelenmeden yıllarca ortadan kaybolması inanılır gibi değildi. Kitabın ikinci baskısının yayınlanmakta olduğu günlerde Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin kitaplığındaki bir tasnif sırasında ortaya çıkan Çelebi partisyonu ve partileri sürpriz bir gelişmeydi. Aynı şekilde Lüküs Hayat operetinin partileri de orada bulunmuştu.
-Cemal Reşit Rey’i ilk kez gördüğümde Şan Sineması’nda bir konser yönetiyordu. 1960’lı yılların başlarıydı. Küçük bir konservatuvar öğrencisine göre yanına yaklaşılması olanaksız, şimşekler çaktıran, sert bir orkestra şefi.
-Cemal Bey, geniş bir zaman diliminin derin kültürünü taşıyan aile yapısı, büyük konaklar, kalabalık hizmetliler, görkemli yaşam biçimi, geleneğine ve kültürüne saygısı ile Cumhuriyet öncesini Cumhuriyet sonrasına taşımış; çocukluğunu ve ilk gençligini geçirdiği Fransa ve Isviçre’deki Avrupai değerleri Osmanlı renkleriyle birleştirip yeni kurulan Cumhuriyet’in coşkusuna eklemişti.
-İlhan Usmanbaş, ‘Onuncu Yıl Marşı’ için şunları söyler: ‘Onuncu Yıl Marşı’ gibi, Türkiye’de herkesin ağzında dolaşabilen doğallıkta bir ezgiyi hiçbir bestecimiz yaratamadı bugüne dek. Ama marşın armonisindeki o inatçı tonik! Bir başkaldırıdır sanki.
- Çelebi Operası
1945’te Ankara Operası’nda görevli olan Aydın Gün, Butterfly’ı İstanbul’da sahnelediklerini ve Cemal Reşit Bey’i Nişantaşı’ndaki konakta ziyaret ettiğini anımsıyor. Bana tümüyle Çelebi Operası’nı çaldı ve tüm rolleriyle söyledi. İçerik, Osmanlı kültürünün romantik bir konusuydu.
- Yaygara 70
Basın, Yaygara 70 ile operetlere yeniden kavuşulduğunu yazarken, büyük bestecimiz Cemal Reşit’in de bütün yaratıcılığı ile tekrar ortaya çıkmasını alkışlamaktadır. Nasıl başlamıştır bu ikinci operet evresi?
Haldun Dormen ve Erol Günaydın, Türklere uygulanmış bir Romeo-Jüliyet müzikali tasarlalar.”
Mutlaka okunması gereken bölüm de ‘Serencebey’de Bir Ömrün Sonu’ başlığını taşıyor.
Bir sanatçının yalnızlığının trajik öyküsüdür.
O evdeki yaşamına birkaç saat de olsa tanıklık ettim.
Ben de Ara Güler’in çektiği, Cumhuriyet’te yayımlanan fotoğrafıyla geçmişe yolculuğa çıkıyorum. Söyleşimde o fotoğraf yayınlanmıştı.
Yüzüncü yıl kitaplığında bulunması gereken bir çalışma .
(İBB Yayınları)
Paylaş