Bazı salonlarda, okullarda tanışıp dostluk kurdum yazarlarla.
Erol Gökşen’in ‘Türkiye’de Edebiyat Matineleri’ kitabını okurken büyük ölçüde bir bellek tazelemesi yaşadım.
Kitabın kapağındaki bilgiler, okuru konuya hazırlıyor.
Ben birçok edebiyatçıyı Eminönü Halkevi’nde, İstanbul Erkek Lisesi’nde, Galatasaray Lisesi’nde tanıdım, dostluk kurdum.
Kapaktaki ön bilgiler:
Türkiye’de Edebiyat Matineleri – Bir Hafıza Mekânı İncelemesi
Küçük Dergi
Edebiyat Matinesi
‘Orkestra Şefliği Temel Teknikleri
Temel İlkeler, Vuruş Teknikleri, Partisyon Çalışma, Prova ve Performans Üzerine
Genç Şeflere Öneriler
Prof. Rengim Gökmen
İlk yazı Hakan Ateş’in Sunuş’u.
İthaflar: “Çok şeyimi borçlu olduğum, sonsuza değin minnet duyacağım üç büyük insan:
Hocam Ahmet Adnan Saygun
Hocam
Yönettiği koroyla birçok önemli bestenin icrasını yerine getirmiştir. Ayrıca icra ettiklerinin notalarını da yayımlamıştır.
Pazar akamı Gönül Paçacı ve Süleyman Seyfi Öğün’ün ‘Karar Perdesi’ programında onun Türk müziğine eşsiz katkısını bir kez daha kendi ağzından dinledim.
Yazmıştım, vaktiyle onun pazar günleri AKM’de yönettiği bütün konserlere gittim. Ön sırada Ayhan Songar, Ahmet Kabaklı ve ben yanyana otururduk.
Program için hazırladığı broşür, gelen dinleyiciye gerekli bilgiyi sunardı.
Prof. Dr. Nevzat Atlığ için birçok yazım yayımlandı. Özel söyleşilerimiz de hâlâ belleğimde.
Fatih Salgar’la birlikte hazırladığı ‘Türk Müziği Klasikleri’ birçok icracının koleksiyonunda bulunuyor.
98 yaşında hayata veda eden Atlığ’ın cenazesi bugün öğle vakti Zincirlikuyu Camii’nde kılınacak namazın ardından Eski Kozlu Mezarlığı’na defnedilecek.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitiren
Tanıtım notu:
“Geçen yüzyılda Cumhuriyet ruhu bütün sanat dallarında olduğu gibi müziğe de ilham kaynağı olmuştur. Bu dönemde yazılmış şarkılar, şiirler, bu şarkıları yorumlayan büyülü sesler cumhuriyet ruhunu yansıtmak istercesine yeni ve modern bir anlayış ortaya koymuştur.
Sanatçıların 2020 sonbaharında çalışmaya başladığı ‘Geçen Yüzyıl’ albümünün yayın tarihinin 100. yılına denk gelmesi değerli bir tevafuk olmuştur.
Bekir Ünlüataer’in solistliğini yaptığı albümün düzenlemeleri ve tanbur icraları Murat Aydemir’e ait. Grubun iki değerli üyesi Volkan Ertem (viyolonsel) ve Taner Sayacıoğlu’nun (kanun) yanı sıra ülkemizin en önemli kontrbas sanatçılarından Volkan Hürsever ve perküsyon sanatçısı Türker Çolak albümde yer aldı.
Sanatçılar yeni albümlerinde dinleyicilerine aşağıdaki cümlelerle hitap ediyor:
Cumhuriyet dönemine damga vurmuş bestekârların ve bu dönemde iz bırakmış solistlerin repertuarından seçtiğimiz eserleri yeni bir pencereden bakarak yorumladığımız albümümüzü Cumhuriyet Bayramı’na yetiştirmenin gururu ile siz sanat severlerin beğenisine sunuyoruz.”
CD’deki parçalar:
Sergi mekânına girer girmez ilk aklıma düşen söz, sanatla zanaatı sanatçının usta bir biçimde kaynaştırması.
Çekirdek benim için birçok çağrışımı barındırır, insanın yaradılışına dair sırlar çekirdeğin içindedir. O çekirdeğin içinde, resimlerin de gizinde yalnız resim sanatının değil edebiyata dair de alıntılar vardır. Kimi zaman bunu sıradan bir ziyaretçi anlamadan geçer ama dikkatli bir sanatsever sanatın insanoğluna vermek istediği birçok düşünceyi içerdiğini fark eder.
Sanatçının birey olarak varoluşunun öyküsünü ben onun resimlerinde bulurum.
Resimlerin yanı sıra heykellere dikkat etmenizi istiyorum. Mekân olarak da büyük çalışmaların yer aldığı heykeller bir başka açıdan bana neyi hatırlattı biliyor musunuz?
Çekirdek kavramı, imgesi resimde nasıl sanata getirilir, resimdeki yaratıya baktığımda biçimsel boyut anlayışı, yorumu türde de bir başka yorumu getiriyor.
Resimle heykellerin bir aradalığı FatmaTülin’in yaratma yoğunluğundaki türe sığmayış anlayışını açıklıyor.
Çalışmanın her zaman her yerde yapılması bir sanatçının gerçekten de her an yaratma sürecini yaşamasından kaynaklanır. Bir sözü çok hoşuma gitti konuşmasında: “
Huzur’un başında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın biyografisini okudum.
İçindekiler şöyle sıralanıyor:
- Yayıncının Notu
- Sunuş
- Birinci Bölüm İhsan
- İkinci Bölüm Nuran
- Üçüncü Bölüm Suat
- Dördüncü Bölüm Mümtaz
Çoğunluğun beğendiğine elbette hepimiz göz atarız ama zevkimizle ne kadar uyuşur... Herkes bir mukayeseyi yapmalıdır. Çünkü bu nesnel sonuçlar kadar öznel sonuçları da canlandırır.
Ünlü Fransız yazarı Andre Gide’in bir sözü belleğimde yer etti: “O kitabı sevmem, okuyanı çoktur.”
Hadi edebiyattaki çok satanı hoşgörelim ama müziğe gelince biraz titiz davranmalıyız. Şimdi dijital kaynakların da eşliğinde çok dinlenen parçaların listesi yapılıyor.
Önce şunu belirteyim ki, listelere giren müzik türü ile pek ilgim yok.
Her iki türün de klasiklerini severim.
Cumhuriyet’in ilanından sonra çok sesli müzik üzerine çalışmalar başladı, konservatuvarlar kuruldu. Birçok genç yurtdışına eğitime gönderildi. Bu girişime iki örnek verilir, fotoğrafları sık sık gazete sayfalarında görülür.
İnönü
Eğer onu tanıdıysanız; bir yanını, özel hayatına dair bazı gerçekleri de öğrenmiş olursunuz. İkisini zaman zaman karıştırabilirsiniz, ‘Bence en iyi yaklaşım ikisini ayrı tutmak’ diyenlerin sözü herkes için geçerli değildir. Birçok yazarın hayatı eserinin varoluş gerekçeleri arasında yer alır.
Alper Çeker’in yayına hazırladığı; ‘Hayat Üzerimizden Dalgalar Gibi Geçecek: Bülent Ecevit’ten Tunç Yalman’a Mektuplar’ı okurken de aynı değerlendirme bunalımını yaşadım.
Tunç Yalman’la kısaca tanıştım. ‘Othello’yu sahneye koymuştu, onu seyretmeye gittiğimde tanışmıştım.
Çeker’in ‘Takdim’ yazısı, gerçekten kitabın okunması gerektiğini yeterince kanıtlıyor.
Arkadaşlar arası yakınlık, dostluk sadece önemli bir kişinin değil, onların yaşadığı dönem hakkında da bilgi veriyor.
Kürsülerden, meydanlardan tanıdığınız Bülent Ecevit’i bu kitaptan tanımak da size yorum zenginliği katacaktır.
Hiçbir siyasetçi için yorum, değerlendirme yapmadığımdan bu kuralı