Paylaş
Evet, Peak Games, IyziCo ve hala açıklanmayan birkaç çok güzel parlak yatırım haberi var ama genel olarak daha iyi olabilirdi diye hissettiğim bir yıl oldu. Yurtdışına bakınca durum aslında biraz daha karışık ve çalkantılı. Bu yıl teknoloji içinde kadının yerinin sorgulandığı, teknoloji devlerinin yerinin ve elde ettikleri güçleri hak edip etmediklerinin sorgulandığı bir yıldı. Ama ikisinde de ortak olan bir nokta var ki, Bitcoin, Blockchain yani genel olarak Kripto herkesin ana konusu oldu.
2017’deki kilit konular üç konu etrafında yoğunlaşıyor: 1 / ürettiğimiz teknoloji için iç pazarın küçüklüğünden globalleşme, 2 / hem yenilenme hem de rekabetçi kalabilmeleri için kurumların teknoloji ve girişimciliğe artan ilgisi ve 3/ girişimlerin büyümesini sağlayacak yatırım ve destek ekosisteminin oluşturulması. Daha detaylı bakarsak,
Teknoloji sektörüne ilgi ve yatırım arttı: Türkiye’de 2016 yılında teknoloji girişimlerine 90 milyon dolar yatırım yapılmıştı. 2017’de ise bu rakam neredeyse iki katı büyüyerek 150 milyon doları geçiyor gibi gözüküyor. Bunun birkaç sebebi var: IyziCo gibi erken aşamadan Seri C aşamasına gelmiş girişimlerin aldığı yatırım miktarları yüksek. Mediterra Capital’in Logo yatırımı başarısı ile Private Equity’lerin sektöre ilgisi arttı ve Turkven-Earlybird ortak Mikro Yazılım yatırımını yaptı. Bir de ACT ve DCP gibi fonların hızlanarak bu yıl içerisinde yatırmaları gereken yatırımları diyebiliriz.
Girişim eko-sisteminin globalleşmesi: Geldiğimiz noktada iyi girişimler dünyanın herhangi yerinde başlayabiliyor ve doğru yerde doğru yolla globalleşerek kazanacaklar. Buna tamamen inanan, liderliğini yapan bir girişim yatırımcısı olarak gördüğüm en büyük potansiyel bu topraklardan dünyaca başarılı olacak ve globalde müşterileri olacak şirketler yaratmak. Ekosistemde artık bunun farkındalığı daha çok artmaya başladı. Zeplin, TeamSQL gibi şirketler Türk mühendisliğinin yarattığı ürünleri tüm dünyaya satıyor.
Kurumsal inovasyona ilgi ve aksiyonlar artıyor: Son zamanlarda bir meslektaşım sadece Türkiye’de kurumsal ivme programı kurmak isteyen 20 program saydı. Benzer kalıplar Avrupa’da ve Amerika’da da açıkça görülüyor. Bu programlardan bazıları harika ve çok değer katıyor. İş Bankası’nın WorkUp’ı, ING Bankası’nın Orange Labs’i, TEB’in Girişimcilik Evi gibi örnekler mevcut. Çoğunun “yenilik tiyatrosu” kalması ürkütücü olur. Bazıları gerçekten değerli ve bazıları ise sadece tiyatro şeklinde. Ancak kilit nokta sürekli böyle devam etmeyecek, etmemeli. Ekosistem ve kurumlar henüz öğreniyor. Kurumlar bunu yapmaya devam edecekler. Ancak, ciddi teknoloji şirketleri daha derin ilişkiler istiyor. 50 bin TL büyük kartonlara basılmış çekler yerine onlara müşteri olmak, ürünlerini denemek, algoritmaları eğitmek için kurumların datalarına erişim çok daha kıymetli. Kurumların bir sonraki aşamada inovasyon tiyatrosunu daha az vurgulamaya başlayıp daha ciddi ilişkiler kuracakları, daha az sayıda ama etkisi büyük şirketlerle ilişkide olacaklarını umuyorum.
Kripto etkisi: Herkes bir sonraki büyük şeyi ararken hiç şüphe yok ki Kripto mevcuttaki en büyük teknoloji dalgası. Morgan Stanley gibi bankalar sadece 2017’de kripto alıp-satan veya almayı hedefleyen fonlara dahi 2 milyar dolar yatırılmış olduğunu tahmin ediyor. Tabii ki kriptonun asıl pazar değeri 0,5 trilyon dolar ile çok daha büyük. İnanılmaz hızlı gelişen, takip etmesi zor ve optimistik spekülasyon ile sadece yukarı itilen benzeri görülmemiş bir pazar. Bir noktada müzik duracak ve birçok noktada davalar, büyük kayıplar olabilir. Genel olarak müzik biraz dursa bile yeni mimari olarak kriptonun online davranışları baştan yaratarak oluşturacağı etkinin önemi ve getireceği değişim inkâr edilemez.
Haftaya 2018’nin getireceklerini konuşmak için bekliyorum....
Paylaş