Yeni yazdığı ve klibini kendi çektiği “Yalan” şarkısının hikayesini pür dikkat dinledim.
Klibinde üç farklı karakter var ve Aleyna aslında o karakterleri gerçek hayatında da taşıyor...
Karakterlerden birisi, Aleyna’nın ta kendisi.
İçindeki çocuğu canlandırmış.
Bir diğeri, popstar olmasına rağmen eski bir assolist havasında kaprisler yapan Aleyna...
Son karakter ise halı dokuyan Aleyna.
Bu klibin montajından sonra nasıl bir iş çıktı ortaya, çok merak ediyorum.
Serenay Sarıkaya ve Cem Yılmaz Atina’da görüntülendi, aşklarını üstü kapalı da olsa kabul ettiler. Ama Cem’in Serenay’ın fotoğrafının altına koyduğu gül emoji’si, ilişkiyi kesinleştirmiş oldu.
Tabii ki yanlış anlaşılmalar da olmuyor değil.
Adriana Lima’nın fotoğrafının altına üç kalp emoji’si koyan Emir Bahadır’ın da adı Adriana’yla anılmaya başlanmış.
Neymiş efendim Adriana da kalplere kalple karşılık vermiş.
Haber bulamayınca Instagram yorumlarındaki emoji’lere hiyeroglif çözer gibi anlam yüklemeyi bıraksalar keşke.
Çocuk muhtemelen Adriana’yla tanışıyor, kıza iki kalp atınca kalbini kaptırmış olmuyor.
Bu kadar kolay aşk haberi nasıl çıkarılıyor çözemedim.
1 saat kalıp çıkacağım diye düşünürken en son çıktım desem yeridir. Çok keyifli bir geceydi, e bir o kadar da mayınlarla doluydu.
Bunca ünlü ismin ve sanatçının olduğu yerde birbiriyle küs olanlar da vardı tabii.
Ama inanın küs olanlardan çok yanındakiler zor durumda kalıyor. Gizli saklı selam veriyorlar birbirlerine. Halbuki küsün küsü olmaz derim her zaman. O yüzden gönül rahatlığıyla selamımı veririm herkese.
Gelelim düğünün ‘en’lerine...
Düğünün en aşk dolu çifti: Hande Erçel ve Murat Dalkılıç. Bütün gece elleri ayrılmadı. Birbirlerinin yanından bile kalkmadılar. Bütün gözler çiftin üzerindeydi. Fakat onların gözleri adeta sadece birbirleri için vardı. Mutlu çiftin bu hallerini görenler “Acaba düğün sırası onlarda mı?” diye sormaktan kendilerini alamadılar.
Düğünün en eğleneni: Kesinlikle fenomen Danla Biliç’ti. Düğün başladı dans pistindeydi, düğün bitti hâlâ dans ediyordu. Enerjine helal olsun Danla...
Düğünün en renkli çifti: Fıstık yeşili takımıyla Faik Öztürk, sarı küt kesim peruğu ve zümrüt takılarıyla Safiye Soyman...
Önce Shakira sahne aldı ve performansıyla göz doldurdu. Özlemişim sahnede Shakira’yi izlemeyi...
Üstüne tatlı niyetine 50’lik olmasına rağmen 27’lik duran ve herkese taş çıkaran Jennifer Lopez’in şovu vardı.
O koreografi, o dans şovları... Dans ettikten sonraki nefes alışı bile değişmez mi bir insanın?
Onunla 1 hafta vakit geçirmek, nasıl besleniyor, ne bakımlar yaptırıyor öğrenmek için neler vermezdim neler...
Tabii ki Latin genleri, havası, suyu diye bir gerçek de var.
Bakın Ricky Martin’e, o da yaşlanmaya meydan okuyanlardan.
Stil değişikliği iyidir
Türkiye’de hatta kısmen dünyada tecrübelemediğim detoks merkezi kalmadı diyebilirim.
Ama artık en kapsamlılarından birisi İstanbul Maçka’ya açıldı.
Ben de hemen soluğu Vitalica Wellness’de aldım. Uzun zamandır istediğim ozon terapisini yaptırdım.
Ozon terapisi nedir diyenler için; bir miktar kanımızı damardan alıp, ozon ilave edip tekrar kanımızın içine enjekte ediyorlar.
Kanımızdaki oksijen oranını artırıp daha kaliteli yaşamamızı sağlıyor diyebilirim.
Tabii ki bir kereyle yetinmedim, 10’lu paket aldım. 3 ay sonra sonuçları göreceğiz, bakalım...
Onun dışında Vitalica’da 14 adet vitamin mevcut.
Uçak saatinden 3 saat önce İstanbul Havaalanı’ndaydım.
Birazcık erken gidip neler oluyor havaalanında diye sağ baştan sol başa kendimce teftişimi yaptım.
THY’nin CIP salonunda Türk lezzetlerinden gözleme ve simit ile beraber kahvaltılıklarımı alıp bir köşede yerken, yan masamdaki belli ki iş seyahatine çıkan iki yöneticinin konuşmalarına kulak misafiri oldum.
“Havaalanı aslında güzel ya. Bir de buradan şu uçağa yürümek olmasa daha iyi olacak” diye söyleniyorlardı.
Herkesin fobisi alanda yürümek olmuş resmen. Amma velakin her kapı uzak değil.
Bir de buggy’lerle her yere gidebiliyoruz.
Benim gibi önceden arayıp uçuşunuzu söylerseniz, uçak saatinize yakın kapınızdasınız.
Gecede neler mi oldu, kısacık kısacık buyurun bakalım...
◊ Serenay Sarıkaya ve Deniz Akkaya dekolte şovu yaptı. İkisinin de iddialı bacak dekolteleri geceye damga vurdu.
◊ Aras Bulut İynemli çekimden koştur koştur gelip Haluk Levent’le
düet yaptı, sıcakkanlılığıyla ‘yılın en iyi sinema oyuncusu’ ödülünü alıp evinin yolunu tuttu.
◊ Geçtiğimiz günlerde “Mucize Doktor”un Ali Vefa’sı Taner Ölmez’i bir davette mahcup ve sakin sakin otururken görmüştüm. Bu törende ise enerjisi, konuşması ve sempatikliğiyle herkese fark attı. (Bu Taner’i daha çok sevdim ben.)
◊ Üç sezondur reyting rekorları kıran “Kadın” dizisinin senaristliğini üstlenen Hande Altaylı, başarısını ‘yılın en iyi dizi senaristi’ ödülüyle taçlandırdı.
Bunların en başında da insanların üzerlerine vazife olan/olmayan her konuda fikir beyan etmeleri geliyor.
Bir de ‘prim yapmak’ uğruna polemik yaratanlar, tanımadığı insanları bilip bilmeden yerden yere vuranlar, ellerindeki telefonlarla “sosyal medya zorbasına” dönüşenler var ki sormayın.
Bu hafta malumunuz gündemde Fatih Altaylı’nın Şeyma Subaşı ile ilgili kaleme aldığı hafif dokundurmalı köşe yazısı vardı.
Şeyma teşekkür edip konuyu kapattı.
Ertesi gün bir baktım; Tuba Ünsal “Günaydın” deyip güne başlarken Şeyma Subaşı’na biraz geçirmeli, biraz akıl vermeli, tavsiye dolu bir mesaj yayınlamış.
Sosyal medyasından arkadaş olmaya çalıştın, olmadı. “Bittik, bari laf atayım da prim yapayım” düşüncesindeysen, bir şekilde varsın ortada...
Son olarak ne kalıyor üzerimize? Vazife olmayan işlerde yorum yapmamamız.