×
Geçen gün bir arkadaşım aradı.
Havadan sudan, koronadan konuşurken bombayı patlatıverdi.
Yakın bir erkek arkadaşının (adı bende saklı) öyle bir çapkınlık hikayesini anlattı ki, sizlerle paylaşmadan edemedim...
Yakışıklı, olgun, ‘kıdemli’ playboy’larmızdan, iki çocuk babası zengin işadamımız, malum karantina zamanlarını evde geçirirken çocuklarına minik bir köpek almış.
Normalde evcil hayvanlarla arası pek olmayan çapkın playboy’un imdadına da eve aldığı bu köpek yetişmiş. Nasıl mı?
Çıtır sevgilisiyle buluşamamaktan şikayetçi olan olgun abimiz, köpeği gezdirme bahanesiyle birkaç kere dışarı çıkmış.
Kız arkadaşına da Kalamış Marina’da duran teknesine gitmesini söylemiş. Anlayacağınız “Evde daraldım, köpekle tura çıkacağım” diye teknenin yolunu tutan işadamı, orada sevgilisiyle birkaç kere görüşmüş.
Sahil hattının yasaklanmasıyla kendine yeni yerler bulan sosyal kelebeklerimiz, Riva ve Kilyos sahillerine atıvermişler kendilerini!
Sosyal mesafe ve izolasyon hakkında biraz bilgi vereyim isterseniz sizlere.
Mecbur olmadıkça sosyalleşmememiz, mecbur olmadıkça evden dışarı adım atmamanız gerekiyor.
Kilyos, Riva, Şile hattında deniz havasını korona denen illet bitince de alabiliriz. Bırakalım çalışmak zorunda olanlar dışarı çıksın.
Bizler evde oturalım ki bir an önce hayat normale dönsün.
Sahil hattında yürümek yasak diye kendimizi normal zamanda hiç gitmediğimiz ya da gitmeyeceğimiz yerlere atmayalım.
Doğum günümün sabahında yüzüme pasta yapıştırılarak uyandığım da oldu...
Arkadaşlarımın
“Hadi seni akşam yemeğe götüreyim” sözüyle gittiğim mekanda kalabalık masalarla karşılaştığım da...
Ama ailemin ve dostlarımın olmadığı bir doğum günü geçirmek de varmış kısmetimde.
Evet, dün yeni yaşıma “merhaba” dedim.
Karantinamın 23’üncü gününde... Önce evimi dip köşe temizledim, sonra kendime canımın istediği mozaik pastadan yaptım.
Bu emsali görülmemiş durumda hepimizin haliyle ihtiyaçları var.
Bugünlerde insanoğlunun gerek maddi gerek manevi destekleri birbirinden esirgememesi lazım.
Dünyanın her yerinde yardımlar oradan oraya yapılıyor, her ülke kendi imkanları ve yöntemleriyle hızlı hızlı yaralarını sarmaya çalışıyor. Bizde de durum farklı değil.
AHBAP Derneği de birçok aileye bu zor günlerde yardım paketleri ulaştırmaya başlamış.
Geçtiğimiz akşam derneğin kurucularından sevgili Haluk Levent’i aradım. Samimi, içten bir görüşme yaptık.
2 bin 100 aileye yardım yapıldığını, 10 bin aile için de yardım paketleri hazırlandığını ve 10 gün içinde teslim edileceğini söyledi.
Birçok topçu, popçu ve oyuncunun desteğiyle toplam 3 milyon lira gibi bir rakam toplandığını belirten Haluk Levent, yardımların ileriki zamanlarda da devam edeceğini söyledi.
Ya da “Aman Tanrım nasıl cesaret ediyor, ben olsam asla evden çıkmazdım” diye düşünürdüm.
Hepimiz bilimkurgu filmlerinde veya dünyayı kasıp kavuran hastalıklar ve virüslerle ilgili yapıtlarda bu yorumları yapmışızdır.
Yıl 2020, biz filmlerde izlediğimiz gibi bir bilimkurgu/gerilim çağındayız.
Bütün dünya hastalıktan kaçıyor, kendini evlere kapatıyor, evlere erzak depolamaları yapıyor.
Hastanelerde yatan yakınlarımızı ziyaret bile edemiyoruz.
İşte tam burada neler devreye giriyor, nasıl bir nevi aydınlanma yaşıyoruz biliyor musunuz?
Meğer;
◊ Hepimiz eşitmişiz.
Bizler de tabii söylendiği gibi 14 günlüğüne kendimizi evlerimizde karantina altına aldık.
Alışverişler yapıldı, ilaçlar vitaminler alındı, sürenin geçmesini bekliyoruz...
Bizim gibi sabah 9’da dışarı fırlayıp akşamlara kadar sosyalleşen insanlar için evde oturmak pek kolay değil tabii ki.
Neler mi yapıyorum, neler mi öğreniyorum...
Sağlığın en önemli şey olduğunu bir kere daha öğrendik bu süreçte.
Çocukluğumuzda aile büyüklerimizin ilk öğrettiği “Ellerini sabunla iyice yıka” sözleri tekrar hayatımıza girmiş oldu.
Megastar bu geceyi öyle bir sahiplenmiş ki, iki hareketiyle alkışı fazlasıyla hak ediyor.Bilet satışlarını takip eden Tarkan, gecenin sadece sponsorlarla yapılmasını ve biletlerden elde edilecek gelirin yalnızca yardıma muhtaç kanser hastalarının tedavisinde kullanılmasını istemiş. Ayrıca geceye davetli olarak katılacak eşi ve annesinin de bilet alacağını söylemiş.Valla ne diyelim böyle bir dönemde, bu geceyi böyle sahiplenmesi takdire şayan bir hareket.Bravo Tarkan...
Şehirde neler oluyor?
Padoca Cafe:
Reşitpaşa’da açılan Padoca, süper lezzetli kahvaltısı ve pastalarıyla son dönemde ayağımın alıştığı mekanlardan.
Özellikle tatlı kaçamağı yapacaksanız, o hakkınızı pancake’ten yana kullanın.
Yanında Nutella’yla tabii. Bir de benim için taze filtre kahve...
Monju Bebek:
Cem Yılmaz - Serenay Sarıkaya
Sanırım top 5’teki ilk sırada bu ilişki var.
Cem Yılmaz’ın iddialara göre Serenay’ı kaybetmekten korkması ve ilişkisinin üstüne titremesi, diğer yandan Defne Samyeli’nin Cem’i takip ettiğini fark edip takipten çıkarması, Serenay’ın “Bergen” filmini beklerken kendi hayatının kısa sürede film havasında geçmesi...
Kenan Doğulu - Beren Saat
Geçen sene yaşadıkları sıkıntılı dönemden sonra tekrar ilişkilerine kaldıkları yerden devam etmeleri... Beren’in üstüne “Atiye”yi çekmesi, Kenan’ın konserlerine kaldığı yerden devam etmesi...
Buna rağmen zorla çiftimizi ayırmaya çalışma çabaları...
Murat Boz - Aslı Enver