×
Defile hazırlıklarına başladığını söylemişti.
Tabii ki kumaşların içinde büyümesinin de etkisiyle el çabukluğu ve yaratıcılığıyla 48 parçalık bir koleksiyon hazırladı Raşit.
Ve 2022 yazı için oluşturduğu o koleksiyonu geçen akşam The Ritz-Carlton Otel’de moda tutkunlarının beğenisine sundu.
Bağzıbağlı, tasarımlarını bana göre tam kırmızı halıya uygun olarak düşünüp dikmiş. Sarısından moruna, grisinden siyahına her parçayı özenerek hazırlamış.
4 sene aradan sonra seyircili defile yapmanın da büyük heyecanını yaşıyordu geçen akşam.
Resmen bahar geldi, “mitolojik” cemreler düşmeye, çiçekler açmaya başladı derken mart ayında düşen tek şey kar oldu!
Ben de kar yağışlarından kaçmak için kendimi geçen hafta attım 34 derecelik Dubai’ye.
Attım atmasına da birinci derece yanık oldum neredeyse...
Ramazan ayı önümüzdeki hafta başlayacağı için, öncesinde birçok Müslüman ülkeden turist Dubai’ye gelmiş.
Suudi’si, Katarlısı, Azeri’si, Türk’ü...
Daha önce Dubai’yi hiç bu kadar kalabalık görmemiştim.
Havasını, suyunu, sokaklarını pek bir özlemişim şehrin.
Ayrı bir düşkünlüğüm vardır Londra’ya. Orada çok zaman geçirmemden ve güzel arkadaşlıklar kurmamdan olabilir.
Öyle bir zamanda gitmişim ki, oranın en havalı mekanının yeni adresinin dördüncü yıl partisine denk geldim.
Gidenler bilir, bilmeyenler de en azından adını duymuşlardır bu özel ve seçilmiş insanlar kulübünün.
Evet Annabel’s dördüncü yıldönümü partisini geçtiğimiz perşembe akşamı gerçekleştirdi. 1960’lı yıllardan beri üyelikli sistemle çalışan bu kulüp o kadar özel ki, bir keresinde Kraliçe Elizabeth bile burayı ziyaret etmiş.
Böylelikle Kraliçe’nin ayak bastığı tek gece kulübü olma unvanına da sahip.
Stüdyo 54 temalı parti ile üyelerini ve üyelerinin misafirlerini ağırlayan mekanda ambiyans, eğlence, müzikler fevkaladeydi resmen.
Geçen hafta, gerçekleşmesine iki gün kala bir Katar gezisine davet edildim. Aslında başka bir seyahatim vardı, onun ertelenmesiyle bu davete balıklama atladım.
Türkiye ile yakın dostluğu olan bu ülkeyi ziyaret etmenin zamanı gelmişti artık.
Katar Hava Yolları ile 4 saatlik uçuşumuzu gerçekleştirip Doha şehrine indik.
Büşra Pekin’den İsmail Ege Şaşmaz’a, Didem Soydan’dan Aslı Bekiroğlu’na çok eğlenceli bir ekip kurmuştu Ceres Organizasyon’un sahibi sevgili Sarah.
Sebebi ziyaretimiz, Katar’da yapılan motosiklet yarışlarıydı.
Dünya genelinde gerçekleşen MotoGP yarışlarının Katar ayağında 3 günlük keyifli bir program hazırlanmıştı bizler için. Peki nerelere gittik Doha’da, kısaca bahsedeyim...
“Fatura gerçek çanta sahte” başlıklı yazımda anlattığım olay, meğer herkesin derdiymiş.
Kuruçeşme’de yer alan Deluxe Seconds isimli ikinci el ürünler satan mağazanın sahibi Zeynep Akçıray’ın kahvesini içmeye gittim.
O da bana yeni bir cihazdan bahsetti.
Evet hanımlar, dikkat!
Artık mağaza dışında çanta alırsanız orijinal olup olmadığını bu cihaz sayesinde öğrenebileceksiniz.
Entrupy isimli Amerikan firmasının çıkardığı orijinallik makinesi, sahte ile gerçek çantayı ayırt etme özelliğine sahipmiş.
Kahvaltıdayken konuştuğumuz bir konuyu size aktarayım hemen...
Dünyaca ünlü mağazalarda çalışan bazı personeller, yeni bir yöntem geliştirmiş.
İddiaya göre, çok alışveriş yapan müşterilerin üstüne olan alışveriş faturalarının çıktılarını, internet üzerinden marka ürün satışı yapan site sahiplerine ortalama 1000-1500 Euro’ya satıyorlarmış.
Bu siteler de aynı model ürünlerin sahtelerini alıp ya da yaptırıp o faturalarla “gerçek” diye kendi müşterilerine fahiş fiyatlarla satıyormuş.
“Ünlü markaların zor bulunan ürünlerini size hemen ulaştırırız” mottosuyla türeyen bu alışveriş “danışmanlarının” sayısı son günlerde iyice arttı.
Zaten inanın o ürünlerin bu kadar hızlı ve kolay bulunmasına imkan yok.
Yani diyeceğim o ki; alışveriş yaparken bazı dijital ‘personal shopper’ların ürünlerini tekrar kontrol ettirin.
Avrupa ve Dubai’deki pahalı mekanlarda artık erkekler sadece pahalı saatleriyle değil, büyük tektaş yüzükleriyle de gösteriş yapmaya başlamış. “Bu moda nereden çıktı” diye soracak olursanız, öncüsü Avrupa’daki futbolcular derim.
Ronaldo ve Neymar’ın baget pırlanta yüzükleri hatırı sayılır büyüklükte.
Ülkemizde şu anda erkekler arasında bu moda başlamadı. Peki başlarsa öncüsü kim olur dersiniz?
Ben, Acun Ilıcalı’nın pahalı saatlerinin yanına 10-15 karatlık pırlanta yüzük çok yakışır derim ama takacağını pek sanmam.
Kadınların tektaşlarına çok aşinayız. Özellikle son zamanlarda evlilik teklifleri Instagram’da paylaşılır paylaşılmaz başlıyoruz araştırmaya, yüzük kaç karat, modeli ne, fiyatı nedir diye... Sene başında Hadise’nin evlilik haberiyle başlayan bu furya, bu hafta Demet Özdemir-Oğuzhan Koç ve Selin Ciğerci-Gökhan Çıra çiftleriyle devam etti. İki çiftin ortak noktası, birbirlerine ikinci şansı tanımış olmaları. Umarım bu sefer çok mutlu olurlar.
Amma velakin gittiğim iki mekanda da karşılamada bulunan kızların agresif tavırları sebebiyle müşterilerle gerilim yaşandı.
Olayı şöyle anlatayım:
Geçtiğimiz günlerde İstinye’de bir AVM’de masamız kalabalıklaştı diye ekstra bir sandalye istedik.
“Servisi engelliyor, sandalye koyamam buraya” dediler.
“Köşedeki masadayız, sadece kahve içeceğiz, sıkıntı olmaz” desek de bizi içeride bir masaya almayı teklif ettiler.
“Burada daha büyük masa açılınca bizi alırsın” dedik ama mekanda çalışan görevli arkadaş açılmayacağını söyledi. Fakat dediğimiz oldu ve 5 dakika sonra masa açıldı. Yani diyeceğim o ki, agresif olmak bir şey kazandırmaz.
“Müşteri her zaman haklıdır” derler.
Haklılık, haksızlık da değil konu ama biraz daha