Nasıl mı...
◊ Eğlence anlayışı 10 senedir değişmedi, eğlence sistemi hâlâ bozulmadı. İlk gittiğim 2010 yılında nasıl eğlendiysem, yine öyle eğlendim.
◊ Mykonos vs tarzı turistik yerlerde duyduğumuz hırsızlık vakalarından çok uzak, güvenli bir şekilde şehirde gezebiliyorsunuz. İstediğiniz otellerde güvenle kalabiliyorsunuz.
◊ Dünyada gezen Arap turistler tabii ki orada da var ama azınlıktalar. Eğlence şehrinde daha çok Fransızlar ve Amerikalılar bulunuyor.
◊ Otel fiyatlarına gelince; evet, birçok yere göre pahalı, gecelik fiyatlar minimum 1000 euro ile 10 bin euro arasında değişiyor ama birkaç arkadaş gitmeyi düşünenler ev tutup tatillerini geçirebilir. Hem de evde parti yapma olasılığı olur.
◊ Gece mekânları ve restoranlarda da hep şık insanlar var. Rezervasyon saatlerinde gelip, saatleri dolunca kalkıyorlar. Hatta bu kurala dünyada uyulan tek yer herhalde.
◊ Alışveriş derseniz; dünya markalarının ilk çıkardığı ürünler ve özel çıkardığı parçalar burada mevcut. Ama ürünlerin gelmesiyle bitmesi bir oluyor neredeyse...
Beni çok şaşırttın KFC
Haziran, temmuz aylarında insanlar üst üste eğlenir burada.
Asla hiçbir mekânda yer bulunamaz.
Sabahlara kadar sürer eğlenceleri.
Giden gitmeyenlere anlatır durur.
Ama bu sezon bir şey olmuş eğlence adasına.
Kiminle konuşsam ya kendisinin ya da etrafından birinin başına bir hırsızlık olayı gelmiş!
Son olarak yakın arkadaşımız Serhat Şen öğle yemeğindeyken, otel odasına girip talan etmişler. Hem de öyle böyle değil, kapıları kırıp valizlerine kadar almışlar!
Başka bir yerde
Bir influencer ve ünlü bir şarkıcının başına gelenleri anlatacağım size. Fethiye’deki otellerden biri, bu pop starımızı kara listeye almış.
Asla kendisine oda vermiyormuş.
Sebebini sorunca “Burası için fazla ünlüsünüz” demişler.
Ailesiyle tatil yapmak isteyen pop starımız, ünlü olduğu için otele rezervasyon yaptıramamış. Geçtiğimiz günlerde de sosyal medya ünlüsü bir arkadaşımla telefonda Bodrum-Çeşme dedikoduları yaparken “Ay Cihanna başıma neler geldi” diyerek başladı yaşadıklarını anlatmaya.
“Bugün ev sahibi arkadaşlarımla beach’e indim, başıma gelenlere inanamazsın” dedi.
“Eyvah saldırıya uğradın kesin” diye telaşlandım.
Geçen hafta full Bodrum’daydım.
E haliyle sezon açıldı açılacak derken, gezdim tozdum, bol bol da yaz dedikodusu aldım...
Gezen tozan insanların tek ortak konusu bazı mekanlarda gelen hesaplar ve kişiye göre yapılan ayrımcılık...
Senelerdir bu her masanın da sohbet konusudur ama bu pahalılık döneminde ekstra eksta eklemeler göze batmıyor değil artık.
En zengini, en çok bahşiş vereni bile para harcama konusunda dikkat ediyor. Hatta artık eskiden ‘Ah ne bakacağız ödeyelim gitsin’ denilen hesaplar kalem kalem inceleniyor.
Maddi olarak zorlu bir yaz sezonunda, mekanlar biraz ayarında hesaplar göndesin ki, herkes imkanları dahilinde eğlenebilsin.
Burada en çok iş mekan sahipleri ve işletmecilere düşüyor.
En eğlenceli doğum günü partisi
* Yalıkavak:
Bayrağı başka bölgelere kaptırdı diyenler büyük yanılır, ben size diyeyim. Yeni yeni beach’ler ve canlı müzik mekanları ile sezona hızlı bir giriş yapıyorlar.
* Wai Yalıkavak-Gala Yalıkavak:
Tilkicik Koyu’nda bu hafta sonu kapılarını açmaya hazırlanan bana göre eğlence adası Wai Beach ve gece mekanı Gala, yaz boyu oluşturduğu sanatçı listesiyle fark atacak gibi duruyor. Gündüz beach partileri için dünya starı DJ’lerle anlaşan mekanın yan tarafındaki Gala’da ise Türk starlarımız sahne alacak. Sabahtan deniz kum güneşle başlayacak eğlence, gecenin ilk ışıklarına kadar devam edecek. Takipte kalın mekanı, sonra “O varmış, kaçırdık” demeyin.
* Kai Yalıkavak-Bennu Restoran:
Tilkicik Koyu’nun diğer kısmında Princess Artemisia Otel içinde bu sezon açılan mekan, gündüz partileri ve yemekleriyle sezonda güzel bir iş çıkaracağa benziyor. Etiler’de yer alan Bennu Restoran’ı da Bodrum’a taşıyan işletme, denizin üstünde akşam yemekleri için alternatif bir adres olabilir.
* Mandarin Oriental Bodrum:
Fırsatım oldukça kaçarım bir yerlere.
Geçen hafta içinde de yakın arkadaşlarımla Atina çıkarması yaptım.
Siyasi olaylarımız alevlenmeden gittiğim şehirde kaos ve geri kalmışlık iyice artmış.
Neredeyse her köşede bir grup protesto ve yürüyüş halinde.
Polisler oradan oraya kırmızı şeritler çekip yolları kesiyor. Mağazalar ufacık bir karışıklıkta hemen kepenkleri indiriyor.
Sokaklar kokudan ve kirlilikten neredeyse yürünmeyecek halde.
Nerede Paris, Cannes, Nice, Milano temizliği, mis sokak kokuları...
O fizik nedir be Defne Samyeli!
Vallahi bravo.
Görsel şov denilince adı anılmaya devam ediyor.
Şarkı seçimleri güzel.
Ses deseler, onu eleştirmek benim işim değil ama fikrimi soran olursa biraz daha geliştirmesi gerektiğini söylerim.
Sahne ücreti konusunda da sanırım 200 bin TL civarında bir para istiyormuş mekanlardan.
Havaların 30 derecelerde gezdiği bugünlerde kendimi bir cesaret Edis konserine atıverdim.
Biraz erken gittik, kulis arkasında sohbet muhabbet derken konser havasına hemencecik giriverdik.
“Sizi yavaştan yerinize alalım” dediklerinde toparlanıp konser alanına geçerken o kalabalığı görünce ve alkışları duyunca “Güzel bir gece bizi bekliyor” dedim içimden.
Yerimize oturduk ve perde açıldı.
Orkestra, dansçılar ve Edis sahnedeki yerini full enerjisiyle aldı.
Açılış şarkısının arasına sıkıştırdığı “Harbiye kalk kalk” sözleriyle hipnotize etmiş gibi binlerce kişiyi ilk şarkıda ayaklandırmayı başardı Edis.
Sahneyi mi izleyeyim, arkamı dönüp insanları mı izleyeyim, ön sırada zıplayarak dans eden arkadaşlarımızı mı izleyeyim; başım döndü resmen!