Meslek birlikleri radyoları bitirdi

Önceki gün İstanbul FM’in genç sanatçıların şarkılarını çalmak için belli bir ücret almaya başladığını yazdım...

Haberin Devamı


Müzik kanallarının para almasına alışmıştık ama radyoculuk sektörü için bir ilkti bu, tabii piyasaya yeni giren şarkıcılar için de büyük bir engel...
“Umarım diğer radyolar aynı yolu takip etmez” dedim...
Bunun üzerine İstanbul FM’in patronu Sabri Demirdöğen, “Para almaya başladık ama bir sor bakalım niye alıyoruz Cengiz’cim” diyerek aradı...
Bir dokundum bin ah işittim...
Sabri Bey’in 1993 yılında kurduğu İstanbul FM, Türkiye’nin hem ilk hem de unutulmaz cıngılıyla en güçlü radyolarından biri oldu...
“Bu müzik meslek birlikleri Türkiye’de radyo yayıncılığını bitirdi” diyerek başladı anlatmaya...
“Müzik meslek birlikleri fahiş para alıyor. 2015’te sadece bunlara ödediğim telifin toplamı 480 bin lira...
RTÜK de, illerin
nüfusuna göre pay alıyor bizden...
Elektrik, vergi, sigorta, kira, maaşlar olmak üzere İstanbul FM’in aylık gideri ne kadar biliyor musun?
Tam 291 bin lira... Bunun 40 bin lirası meslek birliklerine ödenen telif...
Peki biz parayı nereden alıyoruz? Reklamdan...
Üç kişi bir araya gelip ajans kuruyor... Başlıyorlar pazarlığa, yüzde 10 komisyon, yüzde 10 risturn, yüzde 10 açıktan istenenler...
Geri kalan para da 30 günde ödeme... Vadeliyse 120 veya 180 günde...
Eğlence olsun diye yaptığım işten geçen yılki zararım milyonlarca lira...
Şimdi sen olsan benim yerimde şarkılardan para almayıp da ne yapardın...
Neden sektörün, meslek birliklerinin baskısının ceremesini bir tek biz radyo sahipleri çekelim...
Şarkıcılar da bunun yükünü hissetsin. O yüzden biz çaldığımız şarkılardan para almaya devam edeceğiz...
Ama bu formül bile radyoları kurtarmaya yetmeyecek...”

Haberin Devamı

İstanbul FM’i kapatıyorum

23 yıllık radyo yayıncısı olan işadamı Sabri Demirdöğen, radyo sektörünün meslek birliklerine bu telifleri ödeyecek ekonomisi olmadığını söylüyor...
Telif yüzünden geçen yaz yaşadığı olayı da şöyle anlatıyor:
“Çeşme’de sabahın 6’sında gözaltına alındım. Ve saat 06.00’dan 16.00’ya kadar 10 saat gözaltında kaldım...
Nöbetçi mahkemeye çıkarıldım. Neden biliyor musun?
Radyo 35 Ferhat Göçer’in Cennet adlı şarkısını izinsiz çalmış.
Sağ olsun nöbetçi hakim nerelisin diye sordu. Urfalı olduğumu söyledim.
‘Yahu Allah’ın işine bak, sanatçı Urfalı, yargılanan Urfalı, hakim Urfalı.
İşiniz mi yok, gidin meslek birlikleriyle anlaşın. Böyle şeyler için karşıma çıkmayın’ dedi.
Eşimin başına geldi benzer bir olay... Ben bunları yaşamak zorunda mıyım...”
2015’te yaşadığı zarardan sonra da bıçak kemiğe dayanmış ve Sabri Demirdöğen çok radikal bir karar almış:
“Önümüzdeki haftalarda bir basın toplantısı düzenleyeceğim ve İstanbul FM’i kapatacağım.
Kapısına kilit vuracağım, bakalım şarkılarını bedava çalmadığımız için sitem eden şarkıcılar o zaman ne diyecek” dedi...
“Aman yapmayın, İstanbul FM çok önemli bir marka” diyecek oldum ama Sabri Bey kararlı gözüküyor...
Ve pek çok radyonun da ekonomik olarak aynı durumda olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

Önce kapalı yerdesigara yasak olsun

Açık havada da sigara yasak
olacak... Bahçe, park, AVM önleri, cami bahçeleri buna dahil... İnanan var mı?
Kağıt üzerinde yasak olması, yasağa uyulduğu anlamına gelmez...
Bakın bugün kapalı mekanlarda da sigara içmek yasak ama restoranlarda, kafelerde püfür
püfür içilmeye devam ediliyor.
Dolayısıyla önce kapalı yerde
sigara yasak olsun da, açık
havaya sonra bakarız...

Yıldız’a tepki de var...

Türkiye’de yaşayan Musevi bir okurum aradı...
“Cengiz Bey, Yıldız Tilbe’nin reklamını çok sevmişsiniz ama ‘Allah Hitler’den razı olsun’ diyerek Yahudiler’e karşı ırkçı tutum sergileyen bir sanatçıyı nasıl desteklersiniz” dedi...
“Ben sırf bu yüzden şirketimde kullanılan Turkcell hatlarını iptal ettirdim” diye de ekledi... Hassasiyetinde çok haklı okur...
Biz nasıl Müslümanlar’a sallayan Trump’a kızıyorsak, o da kendi dini ve kültürüyle ilgili aynı şeyi yapan Yıldız’a kızıyor.
Ama o paylaşımlar için pişman olduğunu açıklamıştı Yıldız Tilbe geçen yıl...
Özellikle, “Hitler’i karıştırdığım için yanlış yaptım” dedi...
Ne yazık ki Türkiye’de hangi sözün ırkçılık, hangisinin faşizm, hangisinin ayrımcılık olacağını bilmeyen geniş bir kitle var...
Buna sanatçılar bile dahil oluyor bazen...

Haberin Devamı

Mali’nin doğum günü

Mehmet Ali Erbil’in bu enerjisine hayranım...
Önceki akşam Cihangir Sur Balık’ta karşılaştık, doğum günüymüş...
Ayaküstü lafladık, bir süre sonra masasına üç kadın arkadaşı geldi...
Belli ki yeni tanışıyorlar...
Hepsiyle sohbet ediyor, komiklikler yapıyor, arada dönüp bizim masaya laf atıyor...
“Biz Chanta’ya eğlenmeye gidiyoruz” diyerek kalktı sonra...
Dün gazetelerde gördüm geç saatlere kadar sürmüş eğlence...
58 yaşında bitmeyen bir enerji...
Vallahi bravo, Allah hiç azaltmasın sevgili Mehmet Ali...

Berrak, Bild’e öyle bir şey söylememiş

Berrak Tüzünataç’ın, Alman filminde kotla sevişip sevişmediği tartışılırken, ben de “Hangi açıklamasının doğru olduğunu” sormuştum kendisine...
“Yoksa bunu Bild mi uydurdu” diyerek...
Berrak konuyla ilgili bir açıklama yaptı Twitter hesabından...
“Filmde gerçekten bir sevişme sahnesi yok. Siz benden daha iyi bilirsiniz, bazı röportajlarda gazeteci veya editör, magazin değerini köpürtmek adına belli oynamalar yapar. Onlar da, sinema ve kameranın illüzyonu üstüne konuşurken söylenmiş bazı cümlelerin bu şekilde okuyucuya sunulmasına karar vermişler” dedi...
“Bild’in magazinciliği bizdekini aratıyor desene” deyince de,
“Bazı şeyler her yerde aynı” yanıtını verdi Berrak...

Yazarın Tüm Yazıları