Paylaş
Tam aksine, magazin medyasının da bir yol haritası var, üstelik yıllardır değişmeyen...
Bu yol haritasına göre işleyiş şöyle gerçekleşiyor:
1- Önce ünlüler sevgili yapılmaya çalışılıyor...
2- Sonra sevgili olan çift, “evlilik ne zaman” haberleriyle bunaltılıyor...
3- Evlenmiyorlarsa sağda solda ayrılık haberleri çıkmaya başlıyor...
4- Son olarak da ayrılan çifte hemen yeni sevgililer yakıştırılıyor...
Ünlüler dünyasındaki bu kısırdöngü böyle sürüp gidiyor...
Mesela Eda Taşpınar şu anda bu yol haritasının dördüncü maddesinde...
Bora Kozanoğlu’ndan ayrıldı, kendisine yakıştırılan Galatasaraylı futbolcu Burak Yılmaz için “Öyle birini tanımıyorum” açıklaması yapmakla meşgul...
Mesela Beren Saat-Kenan Doğulu çifti henüz ikinci maddede...
Mesela Bade İşçil uzun süredir birinci maddede, bir ara basketbolcu Semih Erdem’le ikinci maddeye geçer gibi oldu ama kısa sürede birinci maddeye döndü...
İlgimi çekmeyen konular
- İpek Tuzcuoğlu’yla Selim Kurtoğlu’nun boşanması ve karşılıklı yaptıkları açıklamalar. Bu hikayenin evlenmeden önce at hediye etme bölümü çok daha sürükleyiciydi...
- Modacı Atıl Kutoğlu’nun sürekli Avusturya’yı fethetmesi...
- Ömür Gedik’in Altın Portakal’daki sahne performansı...
- Bir haftadır süren “Doğru mu Samet” lafı üzerine dönen geyikler...
- Türk yatırımcıların sürekli Paris Hilton’u tercih etmesi... (Bu kaçıncı gelişi?)
Sakık’ın yanıtı...
Sırrı Sakık, oğlu Sedar’ın ölümünden sonra ilk röportajı Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’e verdi...
Çok iyi bir röportajdı...
Diyor ki Sakık;
“Oğlumun ölümünden sonra sosyal medyada bize saldıranları bile Allah bu şekilde cezalandırmasın, onlara evlat acısı vermesin. Hiç kimseye vermesin...”
Ve devam ediyor:
“Yıllardır bu ülkede Sedar gibileri, 20 yaşında insanlar yaşamlarının baharında her gün toprağa gömülüyor. Ne yazık ki Sedar’a ve bu ülkenin Sedar’larına barışı hediye edemedik. Barışı göremediler...”
Oğlunun ölümünden sonra Sırrı Sakık’a sosyal medyada yapılan tam bir canilikti...
Bu ülkenin evlat kaybeden analara-babalara kulak
vermesi gerekiyor.
Sinan’ın Gucci arabası
Fiat 500’ü (bu arabanın sahipleri havalı şekilde İtalyanca’sını ‘Fiat Cinquecento’ demeyi tercih ediyor) üç-dört yıl önce İtalya’da test etmiştim...
Şirin, seri, sempatik çok sevimli bir şehir içi arabası...
Geçen yıl bir başka İtalyan markası Gucci’yle işbirliği yapmışlar ve Fiat 500 by Gucci’yi üretmişlerdi.
Bu araba New York Moda Haftası’nda bile sunuldu, reklamlarında Jennifer Lopez oynadı...
Geçen kasım ayında da Türkiye’de satışa sunuldu bu araba.
Türkiye’de arabayı ikinci alan isim Sinan Akçıl olmuş...
İlk satın alansa, İtalya Başkonsolosu Gianluca Alberini...
Şu sıralar Gucci tasarımı Fiat 500’üyle İstanbul sokaklarında geziyor Sinan Akçıl.
Sinan gibi bir isim için çok pahalı değil, 25 bin euro civarında bu araba.
En iyi dövüşen
Karadayı Mahir de kabadayı, Ustura Kemal de...
Karadayı da racon kesiyor, Ustura Kemal de...
İster misiniz şimdi “Kenan mı daha iyi dövüşüyor, Oktay mı” kıyaslamaları yapılsın...
Ben ikisinin de sadece tanıtımlarını izlemiş biri olarak peşin peşin raconu keseyim.
Bizde layıkıyla dövüşen tek bir aktör vardır:
Cüneyt Arkın...
Paylaş