New York’ta şu sıralar tam bir Sex and The City çılgınlığı yaşanıyor, 30 Mayıs’ta gösterime girecek film öncesinde dizinin çekildiği mekanlara yapılan turlarda patlama yaşanmış durumda.
New York kültürü üzerine yapılmış en etkileyici dizi olduğu için, şehrin resmi tanıtım programlarına bile alınmış durumda bu turlar.
Mesela Carrie’nin (Sarah Jessica Parker) yemeden duramadığı kekleri yapan Magnolia Bakery’nin önünde uzun kuyruklar var günün her saati.
Dizinin moda tasarımlarını yaptığı için New York’ta bir anda marka haline gelen Patricia Field’ın mağazasında adım atacak yer yok.
Field’ın ucuz (fiyatı değil, malzemesi) ama uçuk ürünlerinin yer aldığı mağazası müze gibi geziliyor.
Yerli yabancı turistler ellerinde Cosmopolitan kokteylleriyle, dört New Yorklu çılgın kadının dizide gittiği barları dolduruyor.
New York’un en güzel sokaklarından Perry Street’te bulunan Carrie’nin evine olan ilgiden dolayı apartman sakinleri kapının önüne zincir çekmiş durumda...
Yeter ki dizinin hayranları gelmesin vaziyetindeler.
Christian Louboutin’e gelenlerin yüzde 90’ı ayakkabı mağazası değil dizi seti gezer gibi geziyorlar dükkanı.
Bu kadarla kalsa yine iyi, dizinin kadın hayranları Samantha’nın bir bölümde vibratör satın aldığı Pleasure Chest (Zevk Sandığı) adlı sex shopa bile akın akın gidiyor.
Ellerinde çeşitli oyuncaklarla Samantha gibi poz veriyorlar kameralara.
Biz de gittik oraya, hatta isteyene Seray Sever’in Pleasure Chest’teki çok özel fotoğraflarını satabilirim!
Peki ne mi aldı oradan?
Aklınız hep kötülüğe çalışıyor!
Hepimiz gibi küçük bir iki kalem, eğlenceli kalemlikler falan...
Yani iş böyle bir çılgınlığa dönmüş vaziyette New york’ta, herkes Sex and The City’nin filmini bekliyor...
* * *
Oysa dizi biteli 2 yıl oldu, o günden beri çekileceği söylenen film için Kim Cattrall’ın (Samantha) yüksek fiyat istemesi nedeniyle çekilemediği dedikodusu dolaşıyordu.
2 yıl sonra bile hayranlarının diziye hálá böyle bağlı kalması şaşırtıcı.
Türkiye’ye bu diziyi 2000 yılında CINE5’te getirmiştik, bu nedenle dört kadının hikayesini özellikle de ilk iki sezonu yakından takip etmiştim.
Dizisini Türkiye’de ilk izleyenlerden biri olarak, filmini de dünyada ilk izleyenlerden oldum.
Uzakdoğu’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Avrupa’ya kadar 60 ülkeden gelen gazeteciyle birlikte ilk gösterimi bize yaptılar.
Dünyanın da bu filme gösterdiği ilgi inanılır gibi değil.
Geçtiğimiz hafta Amerika ve İngiltere’de pek çok dergi ve gazetede Sex and The City’nin haberlerini okudum.
İşte bu olay film, Amerika’yla aynı anda 30 Mayıs’ta bizde de gösterime giriyor.
Sex and The City’nin bizim için bir başka özelliği daha var: Bugüne kadar Türkiye’ye alınmış en pahalı film (900 bin dolar).
Filmin finalini açıklamayacağımıza dair kağıt imzalattılar bize, o yüzden finaldeki sürprizi söyleyemem.
Ama şu kadarını söyleyeyim, kadınlar bu filme bayılacak.
Ayakkabılar, çantalar, gelinliklerle Sex and The City’nin filmi tam bir moda gösterisi.
Azz Sonra: Sarah Jessica Parker Türk kadını için ne dedi, Mr. Big’den kime selam var, Miranda’nın lezbiyen aşkı...