Bunca yıldır bu işi yapıp da Cenk Eren’in sesinin bu kadar iyi, sahnesinin bu kadar eğlenceli olduğunu bilmiyorsam benim ayıbımdır...
Ajda, ‘hadi bu gece eğlenelim’ demese hâlâ da bilmeyeceğim. Duymuşsunuzdur My Pavyon adıyla bir pavyon açtı Cenk, Levent Set Kebap’ın yanında... Dekoruyla, arabesk şarkılarıyla bildiğiniz pavyon tadında bir yer. Önce Afet Hanım sahneye çıkıyor, sanat müziği söylüyor. Mekan tıklım tıklım, herkes mest... Bir masada Benardete’ler, diğer masada Matraş’lar arkadaşlarıyla eğleniyorlar. Jumbo’ların masasında o gece doğum günü var. Nihat Özdemir’in masası da kalabalık; Osman Müftüoğlu ve Murat Akdilek de o masada. Bizim masada da gecenin ağır topu Ajda Pekkan. Yani açılalı daha iki ay olmadan ünlülerin, sosyetenin doldurduğu bir yer haline gelmiş Cenk Eren’in pavyonu. Zaten toplasan 20-25 masa var. Şimdi arasanız en erken mart ayına yer var. Afet Hanım’dan sonra sahne alan Cenk Eren de 8 yıl aradan sonra sahneye çıkıyor... Dedim ya ne sesinin bu kadar iyi ne sahnesinin bu kadar eğlenceli olduğunu bilirdim. O gece Ajda’yla yaptığı düetler, eğlenen, oynayan, kendisine eşlik eden müşterileri gösterdi ki gece hayatının yükselen trendi Cenk Eren’in pavyon konseptidir. Zaten Ali Sayar ve Sabi Totah’la ortak açtığı bu konsepti zincir haline getirmeyi düşünüyor Cenk Eren. Bu arada ortaklar Set Kebap’ın işletmeciliğini de almışlar, My Pavyon’da kebaplar ve etler yan taraftaki Set Kebap’tan geliyor. Bu yüzden eğlencenin yanında lezzeti de garanti My Pavyon’un.
Benim kadınım Ajda
Instyle dergisi için Ajda Pekkan’la eğlenceli bir çekim gerçekleştirdik. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Instyle dergisi, gazetecilerle-ünlüleri bir araya getirmeyi planlamış. “Sizin kadınınız kim” diye soruyorlar gazetecilere, sonra o isimle yan yana getiriyorlar. Bana da açıp sordular; “Sizin kadınınız kim” diye. Hiç düşünmeden Ajda Pekkan dedim. Bizi bir araya getirdiler, ben neden Ajda dediğimi anlattım, Ajda Pekkan’a da kadın olmakla ilgili üç soru sordum. Sonra da birlikte Zeynel Abidin’e poz verdik... Çok eğlendik...
2010’un en kârlı şirketi
2010’a en şanslı başlayan kurum Futbol Federasyonu oldu... Süper Lig’in maç yayınlarını 321 milyon dolara Digiturk’e sattılar. Geniş özet yayınlama hakkını 40 milyon dolara TRT’ye verdiler... Cep görüntüleri ve IP haklarını da 13,5 milyon dolara Telekom’a devrettiler. Dün sabah da Milli Takım’ın 2012 Avrupa ve 2016 Dünya Kupası grup eleme maçları haklarını 28 milyon 150 bin dolara NTV kazandı. Böylece Futbol Federasyonu son bir ayda yaptığı ihalelerle 403 milyon doları kasasına koymayı garantiledi. Madem şimdiden 2010’un en kârlı şirketi Futbol Federasyonu dedik, Mahmut Özgener’i de en başarılı CEO ilan edebiliriz.
Pavyonda Afet Hanım
My Pavyon’da Cenk Eren’den önce sahneye çıkan Afet Hanım’a ayrı bir paragraf açmayalım. 80’li yılların başında Cenk Eren tanınmamış bir şarkıcı olarak Ankara’da pavyonda sahneye çıkarken bu Afet Hanım ona kol kanat geriyor. Çıktığı yerlere Cenk’i de götürüyor. O yıllar Ankara pavyonlarının kapıştığı bir ses Afet Hanım. Sonra bu işleri bırakıp, çocuklarıyla beraber bir Anadolu kasabasına yerleşiyor, terzilik yapmaya başlıyor. Yıllar sonra Cenk Eren bu pavyonu açmaya karar verince Afet Hanım’ın peşine düşüyor. Güç bela izini buluyor ama hiç beklemediği bir yanıt alıyor; “Ben o işleri bıraktım Cenk, sahneye çıkmam artık”... Ne yapıp edip sonunda ikna ediyor Cenk Eren, Afet Hanım’ı 25 yıl sonra sahneye çıkmaya... Nasıl berrak, pürüzsüz bir ses anlatamam. Sanat müziği söylüyor, Cenk Eren “Onun elinden birileri tutsaydı bugün üstüne kimse geçemezdi” diyor ya vallahi haklı. Eskinin pavyon kültürünü de bilen bizim Demirhan, bir röportaj patlatmalı Afet Hanım’la... Onu daha yakından tanımalıyız.
Ruj sürmek ve esnemek
Esnemenin bulaşıcı olduğu kanıtlandı. Esneyen birinin karşısındakinin de esnemeye başlamasını ‘empatik refleks’ olarak açıklıyor bilim insanları. Esnemek gibi kadınların ruj sürmesinin de bulaşıcı olduğunu düşünüyorum. Bir kadın çantasından çıkarıp ruj sürüyorsa, karşısındaki, çevresindeki kadınlar da otomatikman aynı işlemi yapmaya başlıyorlar. Ya makyaj tazelemeye gidiyorlar ya da oturdukları yerde rujlarını yeniliyorlar. Buna ‘empatik refleks’ denemez herhalde... Bu olsa olsa kadının ‘karşımdaki güzelleşti ben de güzelleşmeliyim’ çabası olabilir.