Paylaş
Türkiye’de de “Big Brother”dan “Fear Factor”a, “Var mısın Yok musun”dan “Benzemez Kimse Sana”ya kadar pek çok formatı hayata geçirdiler.
Ama son zamanlarda yaşadıkları ekonomik kriz, parasını alan oyuncuların protesto gösterileri, mallarına gönderilen hacizlerle gündemde koskoca Endemol Türkiye...
Hollanda merkezin uzunca bir süredir Türkiye yönetiminden memnun olmadığı konuşuluyordu zaten sektörde.
Sonunda oyuncularına para ödeyemeyen yapımcı durumuna düştüler.
Geçen hafta “Dayan Yüreğim” dizisinin oyuncuları Ece Uslu, Cansel Elçin ve diğerleri sektörde alışık olmadığımız şekilde şirketin kapısına dayanıp, haklı olarak paralarını talep ettiler, protesto yaptılar.
Endemol bugüne kadar iyi giden bir
yapım şirketiyken
neden bir anda krizlerle anılır oldu?
Bunun nedenlerinden biri format şirketiyken, kontrolsüzce dizi yapımcılığına da soyunmaları...
“Paramparça”, “Kördüğüm”, “Kış Güneşi” gibi ünlü diziler, “Kaçma Birader”, “Dünyanın En Güzel Kokusu” filmlerini yaptılar.
Dizi işini yapamayacak kabiliyetleri yok değil elbette, Endemol
gibi bir yapım şirketi de tutmayan birkaç iş yüzünden batmaz.
Öyleyse kontrolsüz büyümenin dışında geriye hangi neden kalıyor?
Elbette yönetim...
Endemol’ün Türkiye operasyonunun doğru yönetildiğini söylemek zor ne yazık ki...
Eğlenceye bak!
Çocuğuna bira ve sigara içirip videoyu çekmeyi, bunu da sosyal medyadan paylaşmayı eğlence sanan zihniyetten...
Sadece o masum yavruları değil, Allah hepimizi korusun.
Golcüler!
Türk futbolunun yetiştirdiği en büyük iki golcüden biri terör örgütü bağlantısı nedeniyle yurtdışında... Diğeri mafya ilişkileri nedeniyle gözaltına alındı. Sonra da biz oturmuş Arda’yı tartışıyoruz.
Futbolcumuz ne ki, futbolumuz ne olsun.
Anadolu yakası
Anadolu Yakası’na, Bağdat Caddesi’ne falan çok işim düşmez, o yüzden kırk yılda bir geçerim karşıya. Geçen hafta Athena röportajı için Caddebostan’a gittim.
Athena’nın eski bir müştemilattan devşirdikleri stüdyolarında yaptığımız sohbetten sonra vaktim vardı, biraz yürüyüş yaptım.
Hafta içi tam iş çıkışı sonrasıydı, hava güzel etraf nasıl cıvıl cıvıl, kafelerde restoranlarda tek bir boş yer yoktu.
İnsanlar oturmuş çocuklarıyla, eşleriyle yemek yiyorlar, kadınlar banklarda oturmuş sohbet ediyor.
Oruç tutan da var tutmayan da, kimsenin kimseye karıştığı yok.
Kimi akşam alışverişini yapıyor, kimi sahile inmiş akşam sporunda...
Anadolu yakası nasıl canlı, nasıl huzurlu, nasıl yaşayan bir yer anlatamam.
Sadece Bağdat Caddesi ve sahil de değil, diğer tarafta cazibe merkezi olan Yeldeğirmeni, Moda, hem mağazaları hem ferah mimarisi, hem yeme-içe mekanlarıyla bir anda dikkatleri üzerine çeken Emaar Square gibi yerlerde var buralarda...
Ben ki yıllardır, “hayatta yaşamam o yakada, her gün köprü geçmek büyük işkence diyen” biriyim ilk kez Anadolu Yakası’nda yaşayabileceğimi düşünmeye başladım.
İstanbul’un yaşam tarzı anlamında gerçek Avrupa yakası orası.
Katalan yalanı
Arda Turan’ın kumar oynadığı Katalan medyası tarafından ortaya atılmış, Türk medyasının itibar etmediği bir yalandı.
Arda’nın kumara merak sardığı, bu yüzden büyük paralar kaybettiği falan kulaktan kulağa konuşuluyordu.
Ancak bugüne kadar Türkiye’de Arda’nın kumar düşkünlüğü üzerinden ne yakınlarından ne çevresinden en ufak bir ipucu vardı.
Hep magazinciler falan eleştiriliyor ya, aslında spor medyasındaki arkadaşlar kusura bakmasınlar ama magazinden çok daha fazla ‘uçuyorlar’...
Üstelik sadece bizde de değil, bakın dünyada da durum aynı.
Katalan spor medyası Arda kumar oynuyor diye bir yalan attı, kırk akıllı çıkartmaya çalışıyor şimdi.
Paylaş