Dediğim tam da buydu işte!

Reklam için aşk yaşamayan adam ne Bodrum’un en ünlü balıkçısına gider, ne havalimanında öpüşür...

Haberin Devamı


Ne de sevgilisiyle sürekli dudak dudağa yakalanır...
Metin Hara kardeşimiz Adriana Lima’yla aşkının bilinmesini istiyor, dünya alem görsün diyor.
Neden?
Kendi ağzıyla söylüyor işte: “Bütün dünyanın Paulo Coelho’su olacağım. Her sene hedefime biraz daha yaklaşıyorum. Ben bütün dünyaya açılacağım.”
Benim dediğimi onaylıyor işte.
“Proje çocuk” diyorum ya, attıkları her adımı hesaplar bunlar. Lazım olan ünlü bir sevgiliydi, onu da buldu.
Kitabını İngilizce bastırmış, Adriana’yla tanınıp dünyaya seminerler vermek istiyor.
Bunları daha ilk gün yazdım.
Dün Ayşe Arman ve Onur Baştürk’e yaptığı açıklamalardan öğreniyoruz ki,
“Biz işin magazinsel boyutunda değiliz” demesine rağmen magazini de satır satır okuyor.
Bir taraftan Adriana Lima’ya “yenge” diyor...
Diğer taraftan kendinden Robin Hood yaratmış, “Bu sefer purolu, yatlı, fabrikalı adamlar kazanmadı” diyor.
“Gençler bunu görsün; artık sadece parayla olmuyor bu işler” diye guruluğunu yaptıktan sonra promosyon aşkını bir de ‘devrimciliğe’ tahvil ediyor...
“Sadece dünyayı, havayı, insanları, çalışanları sömürenler kazanmıyor” diyor...
Adriana kalesini müzik kutusuyla ve şiirle fethetmenin gururunu yaşayarak!
Kadın ruhundan anlayan, müzik kutusu, şiir gibi incelikleri olan bir erkek ne yapmaz biliyor musun sevgili guru?
Eski sevgililerinin listesini gazetelere vermez.
Ayıptır, racona terstir, centilmenliğe aykırıdır!
Hem Onur’a, hem Ayşe’ye aynı şeyi söylemiş Metin Hara; “Siz hiç eski sevgililerimi Google’ladınız mı? Aslı Tandoğan, Ekin Türkmen, Müge Boz, Beste Kökdemir” demiş.
Bütün dünyanın Paulo Coelho’su olacağım diyen adam beraber olduğu her ünlü kadın için duvara çentik atıyormuş meğer!
Kusura bakma sevgili kardeşim, Adriana’yı kandıracak şiirleri ezberlemişsin ama centilmenlikten bihabersin.
Ben bu yüzden gram inanmıyorum bu aşka işte...

Haberin Devamı

Eski sevgiliden mesaj: Adriana eve dön artık!

Adriana Lima’nın Metin Hara’dan önceki sevgilisi kimdi?
Amerikan futbolu oyuncusu Julian Edelman.
Çift 8 ay ilişki yaşadıktan sonra mart ayında ayrılmış, Adriana bir hafta sonra yeni sevgilisiyle fotoğrafını paylaşmıştı hesabından.
Miami’de 5 yıldızlı bir otelde, Miltiadis Kastanis adında emlak ve inşaat işleri yapan bir işadamıyla çektirdiği fotoğraflardı bunlar.
Yani yine “purolu, yatlı, fabrikalı adamlar” kazanmıştı.
İşte o abi, Adriana’nın geçen gün paylaştığı aşklı, kalpli fotoğraf fincanının altına; “Özledim seni. Yine coşmuşsun ama eve dön artık” diye özetlenebilecek bir yorum yazdı.
Yani purolu, yatlı, fabrikalı adamlar hâlâ devrede.
Bakalım bu büyük savaşı kim kazanacak?
“Dünyayı, havayı, insanları, çalışanları sömüren” kötüler mi, yoksa iyi kalpli temiz yüzlü kahramanımız mı?

Haberin Devamı

Denizi özel yatlar değil tur tekneleri kirletiyor

Bodrum’u kirleten tekneler hakkında dün yazdığım yazı üzerine lüks teknesi olan bir arkadaşım aradı.
“Bize haksızlık yapmışsın” dedikten sonra ekledi: “Lüks yatlar değil, tur tekneleri kirletiyor Bodrum’un denizlerini.
Bodrum yarımadasında 300-350 tur teknesi var. Her gün, her koya giriyorlar.
20-24 metrelik tur teknesi 30’la 50 arasında müşteri alıyor.
25 metrenin üzerindekiler 150 yolcuya kadar çıkabiliyor.
Bu yolcuların öğle yemekleri, yemeleri, içmeleri cabası...
Tur tekneleri bir günde, bizim bir ayda ürettiğimiz çöpü ve artığı üretiyor.”
Ben “utanmaz tekne sahipleri, ahlaksız kaptanlar” derken denizi kim kirletiyorsa onları kastetmiştim.
Ama belli ki bu tur tekneleri çok daha sıkı denetlenmek zorunda...

Haberin Devamı

Galatasaray’da değişen bir şey yok

Bize Avrupa’da büyük mutluluklar yaşatan Galatasaray’ın 504 gün aradan sonra yeniden Avrupa sahnesine çıkması önemliydi. Rakip küçük de olsa, ön eleme de olsa fark etmez, heyecanla geçtik ekranın karşısına. Ama o da ne?
Galatasaray’da değişen hiçbir şey yok. Takım evlere şenlik, hoca evlere şenlik... Tek bir atak, pozisyon yok, top oynadığımız tek bir an yok maçta.
Sezon başı falan mazereti olamaz Galatasaray’ın, karşısındaki Avrupa’da ilk maçına çıkan uyduruk bir takım sonuçta.
Maçı izledikten sonra şunu söyledim;
3 sezon sonra yeniden almayı düşündüğüm kombineyi bu yıl da pas geçeceğim galiba...

Neyse ki Necip Fazıl’mış

Haberin Devamı

Vildan Atasever’i yanında yabancı bir erkekle, elinde kitabın kapağını gösterir şekilde gazetecilere poz verirken görünce, “Eyvah o da mı kendine bir guru buldu acaba” diye düşündüm. Yok, değilmiş...
Elindeki kitap Necip Fazıl’ın “Çöle İnen Nur”u, yanındaki de sadece Amerikalı bir arkadaşıymış. Böylece yeni bir yaşam koçu rüzgarından kurtulmuş olduk.

Yazarın Tüm Yazıları