İlköğretim çocuklarını Gazze için saygı duruşunda bulundurtmak da nereden çıktı?
Alt kattaki komşunun çocuğuna sordum: Gazze ne? Filistin neresi? İsrail ne ayak? diye... Hiçbirinden haberi yok ama “Müslüman çocuklar öldürülüyor o yüzden okulda saygı duruşunda bulunduk” diyor. Her gelen Milli Eğitim Bakanı’nın, bir talimatnameyle istediği konuyla ilgili çocukları saygı duruşuna kaldırmaya hakkı var mı? Hüseyin Çelik, Gazze’deki çocuklar için istedi... Yarın gelen Çeçenistan için isterse... Diğeri Bosna’da çekilen acılar unutulmasın derse... Çocukları bir kez bu işlere karıştırmaya başlarsak, bunun sonu gelmez. Okuluna giden, dersine girmeye hazırlanan 8-9 yaşındaki bebeler ne anlar Ortadoğu’da olup bitenden. Bakın psikologlar da itiraz ediyor bu işe... Başbakan’ın da en çok kızdığı bu değil miydi? “Çocukları karıştırmayın” diyordu DTP’ye, Güneydoğu’daki olaylar sırasında... Bu kez biz “devlet eliyle” çocukları karıştırdık siyasete. Gazze’de yaşananlar korkunç, çocuk ve sivil ölümlerine herkes itiraz etmeli ama bunu yaparken sapla saman karışmamalı. Bizde sap-saman-arpa-buğday hepsi birbirine girmeye başladı.
Hesap soruyorum!
Burhan Ayeri, Sabah’ın yayın yönetmenliğinden ayrılan Ergun Babahan’ı konuk ettiğim programı eleştiriyor.
“Babahan’dan resmen hesap sordu. Doğan Grubu’nun savcısı gibi davrandı” diyor. Medyayı takip eden ve bu konuda yazı yazıp, programlar yapan biri olarak bakalım ne hesabı sormuşum Babahan’a;
Sabah’ın AKP’ye kapatma davasında attığı “Meclisi de kapatın” ve türban yasağında attığı “Ağla kızım” manşetleri hükümet yanlısı değil mi?
Başbakan’ın yakın arkadaşı Remzi Gür’ün hapis cezası alması haberini neden görmediniz?
Deniz Feneri davasını görmezden gelip, Zahid Akman’ın açıklamasını birinci sayfaya neden koydunuz?
Canan Arıtman’ın Abdullah Gül ailesinin köklerini sorguladığı haberini yapmamanızda, Sabah içinde bulunan Cumhurbaşkanlığı kanadının etkisi var mı?
Tuncay Güney’in MİT adına çalıştığı haberinde neden belgenin tamamını değil de yarısını yayınlayıp JİTEM bölümünü görmediniz, bu konuda Sabah kullanıldı mı?
Neden ‘yandaş medya’ denilen hükümet yanlısı gazetelerle en kritik günlerde aynı manşetleri attınız?
Bu soruları ben gerçekten merak ettiğim için Babahan’a sordum.
Sabah’ın 20 yılına damga vurmuş birine bunları sormayacaktım da neleri soracaktım, golf oynayıp oynamadığını mı?
Asıl bunları sormasam işimi iyi yapmamış olurdum.
Babahan da bunların bir kısmını sonuna kadar savunurken bazılarında gazetecilik zaafı yaptıklarını kabul etti.
Bunun adı hesap sormaysa, bundan sonra da her konuğuma hesap sormaya devam edeceğim...
Ratingleri neden yayınlamadığımla ilgili komplo teorileri üretmene de gerek yok Burhan abi, onların da yayını sürecek...
Erkekler olarak Tan Bey’den ricamız
Erkekler olarak Tan Sağtürk’ten bir ricamız var: Lütfen susunuz artık Tan Bey.
Ayrıldığınız kız arkadaşınızla kimin ceketini alıp çıktığı tartışmasına girmeyiniz...
İyi gününüzde hediye ettiğiniz yüzüğü kötü gününüzde çingene pazarlığı haline dönüştürmeyiniz...
Üç parça eşya için gönderdi-göndermedi tartışmasını yapmayınız...
Şu an başka bir ilişki yaşayan eski kız arkadaşınızı bu eski defterlerle sürekli gündeme getirmeyiniz...
Ayrıldığınız eşleriniz/sevgilileriniz hakkında olur olmaz konuşmayınız...
Lütfen susunuz Tan Bey, çıkıp haykırmak, bağırmak isteseniz de susunuz... Hadi Bergüzer Korel’i düşünmüyorsunuz, biz erkeklerin prestijini düşünün bari. Ortaya çıkan tablo bir centilmene yakışmıyor çünkü...
Gül, tarihi film istiyor
Sinemacıların Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le yemeğinden pek çok detay haber oldu. Yazılmayanlardan bir kaçını da ben yazayım; Gül, Türk sinemasının tarihi filmler çekmesini çok istiyormuş.
“Avrupa ve Amerika tarihini bitirdi, bizim tarihimiz ise sinema için çok cazip” görüşünde Cumhurbaşkanı. En çok Şener Şen’in, Ertem Eğilmez hikayelerine gülmüş. Bir de ekrandaki buzlanmaların yarattığı komik durumlara...