Paylaş
Bir araya gelmeyecek ünlüler yan yana... Sarılanlar, öpüşenler...
Gülüşenler...
Cenazeden cenazeye görüşenler...
“Haftaya görüşelim”... “Şekerim çok özledim”... “Buluşup bir kahve içelim” diye ayak üstü karşılıklı atılan yalanlar...
Şov yapanlar, göze batmaya çalışanlar... Yan yana kameralara verilen pozlar...
Bitmeyen nazlar, niyazlar...
Ne yazık ki bizde ünlülerin cenazesi, vefat edene ömrü boyunca yapılmış en saygısız gün olarak tarihe geçiyor.
Hele Müzeyyen Senar gibi medyanın, kameraların ilgi gösterdiği cenazeler tam bir ünlüler etkinliğine dönüyor.
Bakın bizde ödül töreniyle cenaze töreni arasında fark yoktur...
Ne giyim kuşamda, ne davranışta...
Pek çok ünlü isim bir ödül törenine nasıl gidiyorsa, ne yapıyorsa, cenaze törenine de aynı şekilde gidiyor, davranıyor...
Bundan özenle kaçınanlar, törene ihtimam gösterenler bile bu genel “cenaze töreni şovu” görüntüsünün kurbanı oluyor.
Çoğu ünlü isim normal hayatında yan yana gelmeyi haz etmediği için cenazelerde buluşup kucaklaşıyorlar.
Belki de bunu yapmasalar, bilmem kim bilmem kime cenazede selam vermedi ya da soğuk davrandı diye haber olacaklar, orası ayrı...
Ama cenazeler insanların buluşup görüştüğü, koklaşıp kucaklaştığı yerler değildir...
Bizde uzun uzun sohbet edilip, iş bile konuşuluyor cami avlusunda...
Böyle saygısızlık olur mu?
Cenaze adabını daha öğrenemedik.
Bırakın gülüşüp uzun uzun muhabbet etmeyi, cenazelerde sarılıp öpüşmeyin bile...
Uzun zamandır görmediğiniz biri bile olsa el sıkışıp geçin...
Çünkü uzun zamandır görüşmediklerinde görüşmek için değil, merhuma son vazifeni yerine getirmek için oradasın.
Bizde ise cenaze bahane, muhabbet şahane şeklinde cami avluları dolup taşıyor.
Karla savaş
İstanbul Büyükşehir Belediyesi son yıllarda karlı yollara karşı iyi bir mücadele veriyor.
Önceki gece sabaha karşı 05.00’te eve dönüyordum.
Kar ve tipi bir anda bastırdı, E5 anında kapandı...
Bu duruma hiçbir şehirde alınacak hiçbir önlem yok.
Ama hemen gece boyu ana arterlerde bekleyen kar temizleme araçları devreye girdi, yolları solüsyonla açtılar.
Belediye karla mücadelede üzerine düşeni yapıyor.
Peki ya biz?
Hâlâ kar lastiği olmadan yola çıkanlar...
Belediyeden daha çok onları eleştirmeliyiz...
Günün rakamları
1... Demet Akalın’ın bebeği Hira’nın yaşı... Demet, bebeğindeki iyi huylu tümörle uğraşırken bir müzisyen arkadaşı “Allah da işte sana böyle bir dert verdi” demiş. Masum bir bebeğin üzerinde anne-babaya “Sana da iyi oldu” demek, vicdansızlığın en karası olmalı...
4250... Ferhat Tunç’un AİHM’de Türkiye’den kazandığı tazminatın euro değeri...
2003’teki konserinde Kürt hareketine destek verdiği konuşması nedeniyle polis konseri basmış, sanatçı para cezasına çarptırılmıştı. 12 yıl önceki Türkiye’de Kürt hareketi yanlısı konuşmak yasaktı...
Bugünse başka yasaklar var hayatımızda.
2,5... Doların Türk Lirası karşısında tarihi zirvesi... “Güzel oldu kur hesaplaması artık kolay yapılıyor” diye işin makarası dönüyor ama 12 Ocak 2013’te, bundan tam iki yıl önce dolar 1.7 liraydı... Şimdi 2.7’den bahsediliyor... Yine mi dolara yatıran kazandı?
53... Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmenliği’ne getirilen Can Dündar’ın yaşı... Çok daha dinamik bir Cumhuriyet yapacağından hiç şüphem yok. Can Dündar ve Cumhuriyet ekibine yeni dönemde başarılar.
7... Japonya’da liseli kızların akıllı telefonlarına günde ortalama ayırdıkları saat...
Liseli kızlar günde 7 saat akıllı telefonlarına zaman ayırırken liseli erkekler 4 saat ayırıyormuş.
Liseli kızların yüzde 10’unda bu süre 15 saate kadar çıkıyormuş. Telefon bağımlılığı dünyanın yeni hastalığı...
Başkan da seni tokatlasın...
Galatasaray Liv Hospital basketbol takımı, Eskişehir’e yenilince, takımın koçu Ergin Ataman soyunma odasında 19 yaşındaki oyuncusu Göktürk Ural’ı tokatladı.
Sonrasında ise bırakın özür dilemeyi pişkin pişkin “Tokat da atarım, hakaret de ederim... Soyunma odası benim özelim” diye yaptığı çirkin hareketi savunmaya devam etti.
Hatta “Soyunma odasında yaşanan, soyunma odasında kalır” diyerek bu olay dışarıya taştığı için oyuncularına sitem etti.
İstersen dünyanın en büyük hocası ol, dünyanın bütün büyük kupalarını kaldır (ki yok öyle bir şey) bu durum sana hiçbir şekilde 19 yaşındaki genç bir oyuncuyu tokatlama hakkı vermez Ergin Ataman...
Tatlı sert, hatta sert hoca ol...
Bağır, çağır...
Yenilgiden sonra oyuncularına kız, hesap sor...
Ama şiddet uygulamak, hakaret etmek ne demek?
Disiplinsizse ceza verirsin, takımdan kovarsın, kadro dışı bırakırsın, bir daha çalışmazsın olur biter...
Belki babasının bile tokat atmadığı bir gence sen ne hakla tokat atma cüretini kendinde görüyorsun?
Daha da kötüsü özür dilemek yerine bunu nasıl hâlâ savunuyorsun?
Tamam takımın patronu sensin ama senin de patronun var; kulüp başkanı...
Söz konusu hiyerarşiyse eğer, kulübün başkanı da yenilgiden sonra soyunma odasında seni tokatlasa nasıl olur?
Genç oyuncu Göktürk Ural ve ailesinin yerinde olsam bu işin peşini bırakmam.
“Gitsinler istedikleri yere şikayet etsinler” diyecek kadar terbiyesizleşen bir hocaya hukuk ve federasyon önünde sonuna kadar hesap sorarım.
Biz sporda, tribünde, sokakta şiddet bitsin, insanlar gerilim ve kavgadan beslenmesin derken Ergin Ataman şiddeti bir sporcuya uygulamakla kalmıyor, savunuculuğunu da yapıyor.
Galatasaray gibi bir kulüp bu aymazlığa sessiz kalamaz, kalmamalı... Kulübü yönetenler alt tarafı bir tokat diyerek bu olayı geçiştiremez.
Paylaş