Bunun adı ihanettir...

Sakınan göze çöp batarmış ya.
Tam o hesap oldu final bölümünden kamera arkası fotoğraflar, en çarpıcı kareler ortalığa saçıldı.
Bununla da kalmadı son bölüm senaryosunun tamamı mail olarak elden ele dolaştı.
Set çalışanlarından başka sorumlusu olamaz bu işin.
Adı da düpedüz ihanettir.
Ekmeğini yediğin şirkete, aylardır beraber çalıştığın arkadaşlarına ihanet.
Set çalışanlarının hakları için mücadele ediyoruz ama onların da bu işin etik kurallarını öğrenmesi gerekiyor.
Herkesin merakla beklediği bölümün fotoğraflarını Facebook’a koyamazsın, ‘şirket sırrı’ sayılacak konuları herkesle konuşamazsın. Senaryo şirket sırrıdır, bir dizinin namusudur.
Kerem de böyle düşündüğü için yeni projesinde teknik ekibin çoğunu değiştirecek...
Not: Dizinin son bölümünü hep birlikte izleyen oyuncuların neler yaşadığını, final yemeğinden izlenimleri yarına yazacağım...

Seninkini herkes gördü...

Size yaşanmış fıkra gibi bir olay anlatayım mı?..
İki-üç gece önce...
Reina’da mini etekli genç bir kız tuvalete gitmek için yerinden kalkıp önündeki engeli geçmeye çalışırken biraz dikkatsiz davranır ve etekleri havalanır...
Hemen yan locada oturan Demet Akalın ve arkadaşlarının gözünden kaçmaz bu manzara.
Demet Akalın bu, durur mu hemen yapıştırır lafı:
“Kızım poponu bütün Reina gördü...”
Kız verdiği yanıtla ne kadar anasının gözü olduğunu gösterir:
“Ne fark eder, seninkini bütün Türkiye gördü”...
Not 1: Bu atışmadan sonra Demet Akalın ve Önder Bekensir’in oturduğu grupla, kızın oturduğu grup arasında Sortie’de hır gür çıkar ama olay büyümeden tatlıya bağlanır.
Not 2: Demet’le Önder evlilik hayatlarının 24 saat izleneceği yeni bir programa başlıyorlarmış, bence bu kızı da alsınlar kadroya...

İtiraz ediyorum

Hıncal Uluç’a: Sadece 4 yıldır Türk vatandaşı olan Marsel İlhan tenisi Türkiye’de öğrenmemiştir. Türkiye’ye 17 yaşında gelen ve geldikten bir yıl sonra bütün Türk tenisçileri yenen biri, tenisi nasıl Türkiye’de öğrenmiş olabilir?.. Ayrıca Marsel’in haberleri beklenenden de iyi yer buldu medyada.
Serdar Turgut’a: Yayın yönetmenliği yapmış biri olarak Ufuk Çelebi’nin Çankaya resepsiyonunda çektirdiği 8 fotoğrafı Tercüman’ın birinci sayfasına basmasıyla, Enis Berberoğlu’nun bütün habercileri kıskandıran siperden çekilmiş fotoğrafı arasındaki dağlar kadar habercilik farkını görmemen imkansız. Rojin yazısı bile bu kadar uçuk değildi...
Fatih Altaylı’ya: Wimbledon’da akışın belli olmaması NTV Spor’un suçu değil. Maçlar yağmurdan duruyor, bazen uzun sürüyor ve bütün maçların saati değişiyor. Maç saatleri çoğu zaman günlük belirleniyor. Wimbledon resmi sitesinde bile maç saatlerini yayınlayamıyor NTV Spor önceden nasıl yayınlasın?..
Burhan Ayeri’ye: Dünya Kupası notlarını keyifle okuyoruz da, günlerdir köşende kullandığın futbol topu fotoğrafı 2002 Dünya Kupası’na ait... 2002 Fevernova’yla 2010 Jabulani’yi karıştırıyor arkadaşlar haberin olsun...

İki Hakkı Devrim arasındaki fark...

Bir tarafta Okan’ın büyük şovunun küçük parçasıdır, diğer tarafta Mirgün’ün küçük şovunun büyük parçası...
Okan’ın Hakkı Devrim’i söze girmek için sürekli pozisyon kollamak zorundadır, Mirgün’ün Hakkı Devrim’i ise istediği zaman söz alır istediği zaman bırakır.
Okan’ın takımında yedek kulübesindeki Ayhan Akman’dır Hakkı Devrim, Mirgün’ün takımında Hagi...
Okan’ın Hakkı Devrim’i konuklara sorulan onlarca ucubik soruyu dinlemeye mahkumdur, Mirgün’ün Hakkı Devrim’i ise konuklara istediğini sormakta özgürdür.
Okan’ın Hakkı Devrim’i dinler, Mirgün’ün Hakkı Devrim’i dinletir.
Okan’ın Hakkı Devrim’i bitmeyen programda yorgundur, Mirgün’ün Hakkı Devrim’i dinamik...
Partneri kim olursa olsun fark etmez Hakkı Devrim son yılların en iyi TV figürüdür...