Ünlüler çeşitli televizyon yarışmalarına katılıyorlar, hepsinin derdi yeniden gündemde kalmakla birlikte büyük ödülü de cebe indirmek.
İlhan Mansız bu kuralı değiştirdi.
Buzda Dans’tan kazandığı 150 bin liralık ödülü Türk Böbrek Vakfı’na vereceğini açıklamıştı İlhan Mansız.
Ancak vergi kesintilerinden sonra paranın eksik kaldığını görünce İlhan Mansız, Harley Davidson marka motosikletini açık artırmaya çıkardı.
Önceki akşam yapılan açık artırmada güzel bir sürpriz yaşandı.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, İlhan’ın jestine jestle karşılık vererek 16 bin Euro’ya satın aldığı motorsikleti İlhan’a geri hediye etti.
Eminim, benim niye aklıma gelmedi diye Mustafa Sarıgül üzülmüştür.
Aslında bu tür jestleri yapması gerekenler yerel yöneticiler değil işadamları olmalı.
Keşke İsmail Ünal’ın yerine bir işadamı çıkıp, İlhan’ın motosikletine 16 bin Euro verip, sonra yeniden İlhan’a hediye etseydi.
Bu tür jestler toplumsal dayanışmanın önemini daha da ortaya koyuyor.
İlhan Mansız’ın bu jesti karşısında ufacık böbrek hastası çocuklar biraz daha hayata tutunacak.
Ünlü futbolcu büyük bir alkışı hakediyor.
Bir alkış da İlhan’ın jestine büyük bir şıklıkla karşılık veren İsmail Ünal’a...
Geçen gün tesadüfen Discovery Channel’da "World’s Richest People-Dünyanın En Zenginleri" adlı bir belgesel gördüm.
Takılmamın nedeni ekrandaki adamdı;
"Bu Crazy John değil mi" diye bakıyorum...
Avustralya’nın en zengin işadamlarından Mustafa İlhan, nam-ı diğer Crazy John ekim ayında spor yaparken kalp krizinden ölmüştü.
Belgeselde olması ilgimi çekti.
Üç kızı ve güzel eşiyle ölümünden önce çekilmiş görüntülerdi yayınlananlar.
Melborne’da çok şık döşediği evinde son derece mutlu gözüküyordu.
Üzülerek izledim Dünyanın En Zenginleri belgeseline girip şu an hayatta olmayan Crazy John’un hikayesini...
Meğer aynı belgeselde Londra’daki Sofra restoranlarının sahibi bizim Hüseyin Özer de varmış.
Sonradan atv Haber’de kısa bir bölümüne rastladım.
Sıfırdan gelip tırnaklarıyla zirveye çıkan isimler arasında yayınlamışlar Özer’in hikayesini...
11 yaşında beş parasız geldiği Londra’da bugün 15 restoran zinciri kurup 60 milyon dolar servet yapan Özer’in hikayesi, bizim televizyonların değil ama Discovery Channel’ın ilgisini çekmiş.
"Nereden buldular seni" diye sordum Hüseyin Özer’e...
"Hiç bir fikrim yok" dedi.
Türk mutfağının sadece kebaptan ibaret olmadığını yıllardır dünyaya anlatmaya çalışıp durur Hüseyin Özer.
Discovery Channel belgeseli Özer’in bu çabasına iyi bir destek olacaktır.
Türkiye’nin Hatıra Defteri
Nebil Özgentürk’ün bu belgesel için nasıl çalıştığını yakından biliyorum.
Zülfü Livaneli’den Çağan Irmak’a, Cem Yılmaz’dan Halit Refiğ’e 13 ayrı yönetmeni bulup ikna etmek bir dert...
Tamer Karadağlı’dan Tarık Akan’a, Halil Ergün’dan Vahide Gördüm’e Türkiye’nin önemli oyuncularını oynatmak bir başka dert...
Hepsini tek tek oya gibi işledi ve 1,5 yıl süren yorucu bir çalışmanın sonunda Türkiye’nin Hatıra Defteri’nin ortaya çıkardı Nebil Özgentürk.
Denizbank’ın 10’uncu kuruluş yıldönümü nedeniyle hazırlanan bu belgeselde 13 ünlü yönetmen, 85 yıllık Cumhuriyet tarihinde toplumsal hafızamızda iz bırakan 13 ayrı dönüm noktasını anlatıyor.
Belgeselin önceki akşam tanıtımı yapıldı, şubat sonunda da tamamen bitecek.
Henüz filmini teslim etmeyenler arasında bulunan Cem Yılmaz’ın 1968’de dünyayı gezen ilk Türk denizcisi Sadun Boro’yu çekeceği konuşulmuştu.
Ancak sürpriz yapıp son anda konuyu değiştirebileceği söyleniyor.
Bu belgeseli mutlaka büyük kanallardan biri alıp yayınlamalı. Türkiye’nin Hatıra Defteri’ni karıştırmaya hepimizin ihtiyacı var.