Behlül’le Adnan Bey gelmiş

Anlatacağım olay, üç-dört yıl önce “Aşk-ı Memnu” dizisinin reyting rekorları kırdığı, Adnan Bey, Behlül, Bihter çılgınlığının tavan yaptığı dönemde gerçekten yaşanmış...
“Aşk-ı Memnu”nun çok popüler olduğu dönemde Adnan Bey’i oynayan Selçuk Yöntem’in bir yakını rahatsızlanıyor, hastaneye kaldırıyorlar. Birkaç gün yoğun bakımda yatması gerekiyor.
Selçuk Yöntem de setle hastane arasında koşturup duruyor.
Kıvanç Tatlıtuğ, bu sıkıntılı günlerinde rol arkadaşı Selçuk Yöntem’i yalnız bırakmıyor ve bir gün onunla birlikte hastaneye gidiyor.
Doktordan izin alan ikili, hijyenik kıyafetler giyerek yoğun bakıma giriyor.
Yöntem’in hastasının hemen yanında yatan ise akli dengesi yerinde olmayan bir kadın...
Yakınlarının hiçbir zaman söylediklerine inanmadıkları bir hastaymış bu...
Geçirdiği bir kaza sonrasında tedavi için yoğun bakıma almışlar onu da...
Kadın, yoğun bakımda yatarken karşısında bir anda Kıvanç Tatlıtuğ’la Selçuk Yöntem’i görünce ne yapacağını şaşırmış...
“Behlül geldi... Adnan Bey geldi...” diye çığlıklar atmaya başlamış...
Bizimkiler hastayı sakinleştirmişler, hâl hatır sormuşlar, “Geçmiş olsun” dedikten sonra da yan taraftaki kendi hastalarıyla ilgilenmişler.
Ancak akli dengesi yerinde olmayan hasta, bizimkiler gidene kadar “Behlül geldi... Adnan Bey geldi...” diye söylenip durmuş kendi kendine...
Daha sonra Selçuk Yöntem’in hastası iyileşmiş, taburcu olmuş...
Ama Selçuk Yöntem ve Kıvanç Tatlıtuğ sonraki yıllarda hep o hastanın ne olduğunu merak etmiş.
“Acaba yoğun bakımda Behlül’le Adnan’ı gördüğüne inanan çıktı mı!” diye merak edip durmuşlar...

Mesut’un mağazası
Mesut Özil, Dünya Kupası’nı kazanan Alman Milli Takımı’nın başarılı oyuncusu...
Arsenal’in yıldızlarından biri...
Sadece son Dünya Kupası için aldığı primin tutarı 300 bin euro...
(Bu parayı Gazze’ye değil, Brezilya’daki 23 çocuğun ameliyatı için harcadığını açıklamıştı.) Şu anda pop şarkıcısı sevgilisi Mandy Capristo ile Los Angeles’ta tatil yapıyor.
Bu fotoğraf da Los Angeles’ta mağazadan çıkarken çekildi...
Alışveriş yaptığı mağazanın adı ne: Zara...
Futboldan yılda milyonlarca euro kazanan Mesut Özil, Zara’dan alışveriş yapıyor.
Zara kötü bir marka anlamında söylemiyorum bunu, tam aksine hızlı tüketimin en önemli markalarından biri. Hedef kitlesi ise orta sınıf...
Bakın en pahalı markalardan her gün alışveriş yapma imkanı olan Mesut Özil, hepimizin girip alışveriş yapabildiği bir mağazayı tercih etmiş...
Sadece marka peşinde koşan bizim ünlüler görüp de ders alsınlar..

Kazlıçeşme’de 22 yıllık dava
Bundan bir süre önce “Hiç olmazsa Kazlıçeşme’yi kurtaralım” diye bir yazı yazmıştım. Yenikapı miting alanı olduktan sonra Kazlıçeşme’nin AVM ve otel olması gündeme gelmişti çünkü...
1992 yılına kadar o bölgede deri fabrikaları vardı. Çevreyi pisletir, bacalarından katran dumanlar çıkarır,
insanın burnunun direğini kıran kötü bir koku yayarlardı. Doğru bir kararla Kazlıçeşme’den kaldırılıp
şehir dışına taşındılar. O araziler 22 yıldan bu yana da yeşil alan olarak kullanılıyor.
Bu yüzden ben arazilerin zamanında kamulaştırıldığını düşünüyordum. Meğer öyle değilmiş.
22 yıldan bu yana ne bir istimlak çalışması yapılmış ne de arazilerin sahiplerine buraları değerlendirmesi için
imkan sağlanmış.
Yani devlet Kazlıçeşme’yi resmen işgal etmiş. Arazilerin sahiplerinin mirasçılarının açtıkları davalar 22 yıldır sürüyormuş. Mirasçılar, “Dedelerimizden kalma 150 kadar ayrı parsel var Kazlıçeşme’de. Büyüklerimiz tapulu arazilerini kullanamadan göçüp gitti, biz de 22 yıldır hakkımızı arıyoruz” diye açıklama gönderdiler bana...
Kendi açılarından haklılar. Şimdi ben bunun karşısında; “Değeri neyse kamulaştırılmalı, insanların 22 yıllık
mağduriyeti giderilmeli” desem...
Hükümetin kamulaştırdığı araziyi hemen okutup AVM ve otel diktireceğini biliyorum...
“Araziler ailelere verilse” desem...
Bu sefer de onlar hemen gökdelen dikecek. Bu yüzden ben, “Kazlıçeşme kamulaştırılıp yeşil alan yapılsın”
diyeceğim ama... Nasıl olsa kimse dinlemeyecek!..