Paylaş
Kordon’da harika bir sükünet hakim. Sessizlik restoranlardan gelen ölçülü müzik sesleri ile bazen deliniyor ama keyifle oturulan cennet bir yer kazandı İzmir. Arabaların o arnavut kaldırımını andıran caddeyi yırtarcasına çıkardığı seslerin kulaklarımızı tırmaladığı günler geride kaldı. Boş bulduğu her yere park eden araçlar ortadan yok olurken, “Vale Parkı” adı altındaki otoparkçı terörüne de son verildi.
Geçen hafta Kordon’da uygulanan araç yasağının bazı sıkıntılara yol açacağını ve biraz gevşetilmesi gerektiğini yazmıştım. Daha kontrollü bir uygulamanın gerekliliğini hâlâ savunuyorum. Sabah dokuzda başlayan yasak birçok restorana tedarik açısından sıkıntı veriyor. Buradaki restoranların müşterileri ise araç park sorunu ve ulaşım nedeniyle tercihlerini farklı yerler için kullanmaya başladı. Fakat Kordon’da oturup bir kahve, çay veya bira içmek çoktandır bu kadar keyifli ve huzurlu olmamıştı.
Bu uygulama maalesef yaz aylarının azalan araç miktarına rağmen şehirdeki trafik yoğunluğunu oldukça artırdı. Daha önce Kordon’u kullanan birçok araç, özellikle taksiler şimdi arka caddeleri kullanıyor ve İkinci Kordon, Talatpaşa Bulvarı gibi noktalarda duraklama yapıyorlar. Buna bir de özel araçlar eklenince sıkıntı bir hayli artıyor. Büyükşehir Belediyesi uygulamanın yakın takip altında olduğunu ve ihtiyaca göre gerekli düzenlemelerin yapılacağını açıkladı. İzmir, Kordon’unu tekrar kazandı fakat daha pozitif bir uygulamayla bunu iyileştirmek için çaba harcanması da gerekli.
Zengin yemek kültürümüzün aynası İzmir Gourmet Guide
İzmir’i anlatırken yemek kültüründen bahsetmeden geçmenin neredeyse imkansız olduğu gerçeğini hepimiz biliriz. Zeytinyağı efsanesinin İzmir mutfağına yansıması, Ege’nin bolluk ve bereketinin o nefis yemeklerde lezzet bulması ve kendine özel tatları da yanında getirmesi özelliğidir bu yörelerin. Buna rağmen İzmir’de “nerede yemek yesek acaba?” gibi sorularla da sık sık karşılaşıldığını ve hatta birçok defalar “yemek yenecek yer yok” yorumlarının yapıldığını da duyarız.
Serkan Saysen liderliğindeki Mandal Ajans bu sene de üçüncü defa İzmir’in yemek kültürünü sizler için bir rehberde topladı. İzmir Gourmet Guide adı altında yılda bir defa yayınlanan bu kitapçığın üçüncüsü bin 400 restoranı bünyesinde bulunduruyor.
Sokakarası mekanlardan, bir adım öne çıkan özel noktalara kadar birçok lezzet durağı bu kitapta toplanmış. Mahalle mahalle, semt semt, restoranlar, lokantalar, kafeler ve daha birçok mekan özel yemekleri ve değişik tatlarıyla tanıtılmış. Konak, Karşıyaka, Hatay, Urla, Çeşme, Aliağa ve daha birçok ilçe yer bulmuş bu kitapçıkta. İzmir’in yemek ansiklopedisi niteliğindeki bu kitap, şehrin tanıtımı ve yemek kültürünün zenginliğini yansıtma açısından da önemli bir iletişim aracı olmuş.
Liman ve AVM’leri
Liman’ın özelleştirilmesine paralel AVM tartışmaları devam ederken, bölgeye benim bildiğim kadarıyla yapılacak AVM sayısı üç. Bir tane limanın içine, bir tane Alsancak Stadı’nın yerine ve bir tane de Tariş depolarının bulunduğu alana...
Eski Sümerbank fabrikası unutulmasın, burada da büyük boş bir alan var. Bir tane de oraya koyalım ve hemen karşısındaki Bağ Yağları’nın fabrikasının sahiplerini de acil bir AVM yapmaya ikna edelim. Eski Şark Sanayi ve diğer büyük fabrika alanları da sıraya girer artık... Bakkal-market enflasyonundan sonra, sıra AVM enflasyonunda...
Paylaş