Cemal Tükel

Yüksek yapılar sanata hizmet etmeli

12 Aralık 2012

İzmir’de son aylarda inşaat çalışmaları bir hayli ivme kazandı. ‘Liman Arkası’ ve ‘Bayraklı Bölgesi’ başta olmak üzere şehrin birçok değişik bölgesinde birbiri ardına atılan temeller hızla yüksek yapılara dönüşüyor. Mavişehir’den Bornova’ya kadar uzanan değişik ana arterler üzerinde her geçen gün yeni bir bina ile karşılaşıyoruz.
İkinci etap çalışmalar ise, kentsel yenileme kapsamında yeniden düzenlenecek olan mahallelerde görülecek. Yani İzmir hızla bir şantiye görünümünü yakalamış durumda.
Bu çalışmalar bir noktada sanat yapıtları ve görsel zenginlik içeren şehir mobilyalarının yaratılması için de bir fırsat olabilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yapılan her yüksek bina veya kentsel yenileme projesi kapsamındaki inşaat için şehrin bir noktasına bir heykel, çeşme veya görsel zenginlik içeren sanat yapısı uygulaması başlatması şehrimizdeki görüntü fakirliğine de çare olacaktır.
Maalesef gerek nitelikli şehir mobilyalarında, gerekse heykel sanatları bakımından İzmir; hak ettiği seviyeye bir türlü ulaşamadı. Bu değişimle birlikte, sanatçıların da eserlerini özgünce sergileyebilecekleri yeni ortamlar yaratılması mümkün gibi görünüyor. Daha önceki bir yazımda belirttiğim üzere; İzmir’deki üniversitelerin güzel sanatlar bölümleri bu konuda gerekli destek ve materyali sunmaya da hazır... Yeter ki şehrimizin geleceği için, yapılan yüksek bina projelerine ve kent yenilemesi planlarına; heykel sanatının güzel örneklerini katmak fikri kabul görsün.

Şehri ağaçlandırmak bu kadar zor mu?
İzmir betonların arasına sıkışmış yolları ile yeşile hasret bir şehir. Kültürpark ve birkaç okul bahçesi İzmir’in nefes aldığı ender yerler. Tabii bu okulların birçoğunda da otopark alanı açmak için ne ağaç yenilemesi yapılıyor, ne de çevre düzenlemesi... Maalesef cadde ve sokaklarda gerek büyükşehir, gerekse ilçe belediyeleri ağaçlandırma konusunda yeterince hassas davranmıyor. Yenilenen yollardaki ağaçlar, inşaat sırasında kesilip atılırken; yenilerinin dikiminde bu kadar nazlı davranılması ne kadar doğru... Tabii bir de cadde ve sokaklarımızda esnafın ağaç dikimi konusunda ‘dükkanın görüntüsünü kapatır’ düşüncesi içinde geliştirdiği olumsuz yaklaşım da söz konusu. Kent Ormanı adı altında İnciraltı ve Doğal Yaşam Parkı gibi açık alanlarda onbinlerce ağaç dikiliyor fakat, bu yeşil örtü sokaklardaki görüntüye ne kadar yansıyor siz karar verin. Ağaçların yaşam için kaçınılmaz ve mutlak olduğunu anlayarak yeşile daha fazla değer vermeye başladığımız zaman; şehrimizin yeşile olan hasretini azaltma yolunda ilk adımı atmış oluruz. Tabii bu adım belki de bir, hatta iki nesil sonra gerçek görünümüne kavuşacak. Bugün diktiğimiz fidan aslında çocuklarımız hatta torunlarımızın geleceği içindikilmiş bir miras olacaktır.

Yazının Devamını Oku

Okullarda serbest kıyafet

5 Aralık 2012

OKULLARDA apar topar üniformayı kaldırdılar, serbest kıyafet için düğmeye bastılar. 4+4+4’ün uzantısı olarak gençlere özgürlük verildiği iddiaları arasında gitti üniforma, geldi günlük giysiler. Kurallar var ama, tabii kimin ne giyeceği belli olmuyor.
Kimisi başını kapatacak, kimisi başka bir yerini açacak. Bu gelişmeler içinde öğrencilere fazla bir söz hakkı düşmediğini görüyorum. Okullarda disiplin için büyük önemi olan kılık kıyafet kuralları bir kalemde çizilmiş oldu. Yine büyükler
gençler için bir karar aldılar ve uygulamaya koydular. Keşke bu karar, okullarda yapılan anket ve araştırmalar sonucunda ortaya konulan gerçekçi ve somut bilgiler ışığında yapılsaydı. Ben 12 yaşındaki kızıma serbest kıyafeti sordum.. Cevabı; “İnşallah
bizim okul üniformadan vazgeçmez” oldu. Hem veliler, hem de öğrenciler için oldukça zor bir dönem başlıyor. Maalesef şimdi ergenlik ve gelişme çağında hayat ve kendileri ile mücadele eden çocuklarımızın omuzlarına bir de kıyafet yükü bindirilecek.


Kış lastiği bizi ne kadar ilgilendiriyorİzmir’de ancak birkaç yılda bir kar yağdığını hepimiz biliriz. Genel olarak çocuklara kar göstermeye kışın en soğuk günlerinde Manisa yolu üzerindeki en yüksek nokta olan Sabuncubeli’ne gidilir. Peki kardan bu kadar uzak bir şehiri araçlara “kış lastiği”
takma zorunluluğu ne kadar etkiliyor diyebilirsiniz. Ticari aracınız şehirlerarası seyahate çıkacak ise fazlasıyla ilgilendiriyor. Zira 1 Aralık 2012’den itibaren tüm şehirlerarası yollarda seyahat eden ticari araçların kış lastiği takması

Yazının Devamını Oku

Başkanlık seçimi

28 Kasım 2012

İzmir’in ve Türkiye’nin en büyük genç işadamları derneği olan Ege Genç İşadamları Derneği’nde (EGİAD) 12. Dönem yönetimi için yapılacak seçim sürecinin sonuna geliniyor. İki aday ekipleri ile birlikte özellikle projeleri ile öne çıkmayı tercih ettiler. Öncelikle böyle bir dernekte iki adaylı bir seçim yarışı olduğu için çok şanslıyız. Çünkü seçimdeki adayların çokluğu bir kurumdaki demokrasi ve aidiyet duygularının ne kadar kuvvetli olduğunun en büyük delili. Aynı zamanda dernek içi dinamizmin de en güzel göstergesi.
Her iki başkan adayı da mevcut yönetimlerde çalışmış ve EGİAD’a sahip çıkmak üzere yola çıkmış kişiler. Nefeslerin tutulduğu son haftaya girerken bu yarışta yaşanan centilmenlik, karşılıklı saygı ve hoşgörü tüm kesimlere örnek olmalı. Her iki ekip de seçimlerde; kazanan veya kaybeden taraf olsalar da, kazananın EGİAD olacağı üzerinde duruyorlar..
Seçim sonrasında kaybedenin küsmediği, bilakis kazananla birlikte elele projelere sarıldığı bir EGİAD, İzmir için çok büyük kazanç olur.
Tabii, bu arada seçilen üyelere de büyük görev düştüğünü unutmayalım. Çünkü önümüzdeki iki sene EGİAD ile İzmir için çalışacaklar. Bu sürecin başta ailelerinden ve işlerinden ne kadar büyük fedakarlık etmek manasına geldiğini en iyi bilenlerdenim. Her iki grubu, başkan adayları Seda Kaya ve Kenan Doğan nezninde kutluyorum ve haftasonu yapılacak seçimde başarılar diliyorum. Kendilerinin de söylediği gibi: “Kazanan EGİAD olsun, İzmir olsun”...

Başkan’ın seçimi
EGİAD’da başkanlık seçiminden bahsetmişken ‘Başkan’ın Seçimi’ne de bir göz atalım. İki sene önce seçilen Temel Aycan Şen kendi seçimini yaparak ikinci defa başkan adayı olmamayı yeğledi. İki sene önce yönetime talip olurken: “Sadece bir dönem için aday olacağım” diyen Temel Başkan; kendisine yöneltilen dernek içi ve dışı, tüm ısrarlara rağmen ‘tek dönem başkanlık’ söyleminden ayrılmadı.
İki sene boyunca EGİAD’ın Temel Başkan yönetiminde ortaya koydukları neredeyse kalın bir kitap haline gelecek nitelikte. Kurumsal gelişmeden, toplumsal açılımlara, iş dünyası girişimleri ve eğitimlerinden, İzmir için yapılan çalışmalara kadar uzanan geniş bir yelpaze içinde yönetim kurulu arkadaşları ile güzel bir mücadele örneği verdi.

Yazının Devamını Oku

Tramvay ile yolu paylaşmak

21 Kasım 2012

İZMİR Büyükşehir Belediyesi’nin yapmayı planladığı tramvay projeleri Devlet Planlama Teşkilatı’nda onay beklerken, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan itiraz geldi. İtirazın bir bölümü haklı nedenlere dayanırken bazı bölümlerinde nasıl bir mantık güdüldüğü sorgulanır. Öncelikle tramvayın mevcut otopark alanlarını azaltacağı, bunun da şehre zarar vereceği belirtildi. Bu konuda azalan otopark yerlerinden çok, güzergah üzerinde kesilmesi düşünülen ağaçlar için endişeliyim. İzmir’de zaten çok az olan ve neredeyse sadece araç park yerlerininde korunabilinen yeşil, tramvay için daha da azaltılmamalı. ÖİB’den gelen diğer bir itiraz ise otobüs ve diğer taşıtlarla tramvayın aynı yolu paylaşmasından doğacak sakınca..
İzmir toplu taşıma ile metro sayesinde tanıştı. Bunu takip eden İZBAN ise şehirde toplu taşıma kültürü bakımından gelişmenin önünü açtı. Tramvay İzmir’e toplu taşımada üçüncü boyutu getirecektir. Tramvay ile toplu taşımada özellikle otobüs ayağında belirgin bir azalmanın yaşanacağını tahmin ediyorum. Üçkuyular’dan, Halkapınar Metro-İZBAN aktarma durağına kadar uzanacak bir hat; mevcut otobüslerin yükünü bir hayli azaltır.
Tramvay ile yolu paylaşmaya gelince.
Tramvayın birçok noktada özellikle tarihi eserler nedeni ile daralan noktalarda araçlar ile yolu paylaşması gerekliliği her zaman gündemdeydi. İzmir gibi köklü bir şehirde İstanbul’da olduğu gibi bazı noktalarda tramvay ile araçlar aynı güzergahı paylaşmak zorundalar. Hatta birçok defalar Güzelyalı’da tramvayın Mithatpaşa Caddesi’nden geçerek; burada yapılacak farklı bir planlama ile daha düşük kullanımlı araç parkı ve yaya yolu konseptinin birleştirilmesini önermiştim.
Tramvay İzmir’e yeni bir esinti getirecek proje; fakat aynı zamanda planlama ayağında da çok özen gösterilmesi gereken bir proje. Şehrin güzelliğini ve özelliğini bozmadan katkı sağlaması; paylaşmadan geçecektir.  

Kurumlar arası dayanışma örneği: Atayol
İzmir çok verimli bir işbirliğine, dayanışma örneğine sahne oluyor.

Yazının Devamını Oku

Taksim Meydanı’nı ‘taksim’ ediyorlar

14 Kasım 2012

Şimdi ‘İzmir’in sorunları bitti de İstanbul’a mı el attın?’ diyeceksiniz. Hayır, öyle bir niyetim yok, fakat ‘Türkiye’nin Meydanı Taksim’ için yapılması planlananları görünce dayanamadım. Öncelikle yayalaştırma adı altında trafiği yer altına almayı planlıyorlar. Planlar yerin altına alınacak trafiğin aslında bir kısmını kapsıyor ve diğer bölümler yine yukarıda kalacak. Gümüşsuyu’ndan gelen trafik akımı için ileride çaresine bakarız mantığı ileri sürülüyor. Yani kervan yolda düzülür hesabı.
İşin daha da vahimi Taksim’in yeşil deposu gezi parkına, yıllar öncesinden kalma bir kışlanın benzerini yapma çabaları. 
Evet yıllar önce o kışla orada bulunuyordu ama etrafındaki binaların birçoğu da yoktu. Çevre boş arazilerden oluşuyordu ve o zaman bu kışla çirkin bir bina olarak önümüze dikilmiyordu.. Çok gereksiz ve hiçbir amaca hizmet etmeyen bir girişim olarak yapılacak bu bina, ileride çirkinliklerle dolu bir ucube olarak kalacak. Ama ortada büyük bir rant ekonomisi var. Yapılması planlanan değişime İstanbulluların bilgisine, önerilerine ve onayına sunulmadan bir oldu bitti havası içinde başladı bile.. Milyarlarca liralık inşaat işleri ne zaman ihaleye çıktı, kim aldı, nasıl aldı belirtilmeden kazma vuruldu... Son yıllarda sık sık karşılaştığımız bir senaryonun tekrarı gibi değil mi?

Çöpleri ayrıştırarak toplama
İzmir Konak Belediyesi’nin çok güzel bir projesi var. 
Evsel atıkların ayrıştırılarak saklanması ve buna göre toplanması. Proje evsel atıklarda cam, plastik, kağıt ve yiyecek atıklarının ayrı ayrı toplanmasını içeriyor. Yiyecek atıkları hergün toplanıyor, fakat diğer atıkları toplamada bazen sorunlar yaşanıyor. Bu konuda Konak Belediyesi, ilçedeki evlere, apartmanlara uyarı çıkartmaları yapıştırmıştı ve çevreci bir girişim başlatılmıştı. Maalesef bugünlerde atık toplama konusunda biraz geriden gelindiği görülüyor. Belirtilen gün ve saatlerde toplama elamanları gelmiyor. Çevreyi korumak ve yaşanabilir halde kalmasını sağlamak adına yola çıkılan bu projenin tekrar hayata geçirilmesi gelecek nesiller için önemli...

Atatürk İzmir’in kalbine işlendi

Yazının Devamını Oku

Tüm yumurtalar aynı sepete gidecek

7 Kasım 2012

Vadeli İşlemler Opsiyon Borsası... Kısa adı ile VOB İzmir’de doğdu. Kuruluşunun amacında yıllardır Türkiye’nin en büyük emtia alışverişinin yapıldığı borsa olan İzmir Ticaret Borsası’nda yapılan ticaretin daha verimli ve emniyetli olması yatıyordu. Diğer bir yaklaşımla, İTB’de faaliyet gösteren tüccarın ulusal ve uluslararası pazarlarda sık sık kullanmak zorunda olduğu “alivre” satışlardan doğan zararların oluşmamasını sağlamaktı. Alivre satışlar genelde sezonun başında sabit fiyatla ileride teslim edilmek üzere yapılan satışlara verilen isimdir. Bu tür satışlarda tüccarlar çok büyük kayıplar yaşayabiliyordu. Buradan hareketle, dünyada kullanılan ‘Vadeli İşlem Kontratları’ bazında satışların yapılabileceği bir borsa oluşturulmak üzere yola çıkıldı. Hedef birkaç ay sonraki satışlarda fiyatı kısmen de olsa garanti altına almaktı. Yani VOB aslında bir emniyet sübabı...
Tam on yıldan fazla sürdü bu mücadele. Merhum Turgut Özal döneminde başlayan girişim; bir türlü Ankara’nın onayını alamadı. Ve sonunda bir kanunla kurulması sağlandı. İlk çanı çalmak Başbakan Tayip Erdoğan’a nasip oldu.
İTB’nin fedakarlıkları ile kurulan ve başta çalışanların maaşlarını bile ödemede zorlanan VOB; her sene işlem hacmini katlayarak büyüdü, gelişti ve zenginleşti. Tabii bu ülkemizin finans devlerinin de dikkatinden kaçmadı.
VOB’un İstanbul’a taşınması için büyük bir lobi faaliyeti başladı. Öncelikle İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na (İMKB) imtiyazlı olarak işi olmamasına rağmen tek hisseye dayalı vadeli kontrat yapma hakkı tanındı. Bu imtiyaz tanınırken VOB’a altyapısının yeterli olmadığı bahanesi söylendi. Oysa bu konuda VOB tüm kurumlardan ileride..
Ve sonunda geçtiğimiz ay içinde SPK tüm sistemi değiştirerek yeni bir kanunla herşeyi İstanbul’a topladı. İstanbul Altın Borsası’nı, (İMKB) ve VOB’u birleştirerek tek bir borsa kurdu.
Buna mazeret olarak dünyanın bu yöne gittiğini söyledi. Ben dünyanın gelişmiş ve hatırı sayılır borsaları arasında bir tek örneğini bulamadım. Birbirlerinden hisse senedi alarak, birbirlerine ortak olduklarını biliyorum ,ama operasyonların birleştirildiği ve “Tek Kurum” haline sokulduğu örneğe rastlayamadım. Kaldı ki bu borsacılıkta yatırım yapılan yerleri ve yatırım enstrümanlarını çoğaltmak ana hedeflerden biridir. Birine güven olmayabilir, ama diğeri yatırımcıyı çeker.
Eskilerin bir deyimi vardır; “Bütün yumurtalar aynı sepete konulmaz.” Evet aynı bu yaklaşımda olduğu gibi; tüm borsaları bir sepete sığdırmanın yaratacağı bir sinerjinin de olduğunu zannetmiyorum.

Yazının Devamını Oku

Bayramları kutlamak

1 Kasım 2012

“Nerede o eski bayramlar!..” diye başladı büyüklerimiz söze. “Herşeyin bir yolu yöntemi, yapılış şekli vardı!” diye devam ettiler. Kurban Bayramı, İslam dininin en kutsal günlerinin yaşandığı bir zaman. Oysa ki yaşananlar bu kutsal günleri rendice edici görüntülere sahne oluyor.
Sokakta danalar, peşinden koşan eli tabancalı insanlar, trafiği altüst eden bir kovalamaca.. Trafik polisi bile seferber olmuş... Polis de danadan korkuyor, ama ne yapsın; bir taraftan da hızla akan trafikte oluşabilecek problemi önlemek zorunda.
Üstüste kesilen hayvanlar ve kan gölüne dönen sokaklar, dere ağızları ve tarlalar...
Bilançoya bakınca hayret ediyorsun. 3 bin kasap yaralı...
Kurban mı kestik, savaş mı yaptık bellli değil..
Bayramın ilk günü ellerini öpmeye gittiğim annem ve teyzem anlatıyor dedemin kurban kesmesini... Namazını kılıp, duasını yaptıktan sonra kurbanın gözünü bağlamasını... Bir hayvanın diğer bir kurbanı görmediği şekilde kesilen kuzuları. Ve tabii dağıtımını...
Arkasından büyüklerin, akrabaların ziyaret edilmesini.. Küçük harçlıkları ve giyilen yeni bayramlıkları..

Yazının Devamını Oku

Alternatif fikir geliştirmek beceri işidir

24 Ekim 2012

İZMİR’e dev bir ‘Havalimanı’ ve yeni bir ‘Fuar Alanı’ geliyor. Bir sene sonra Kasım 2014’de Adnan Menderes Havalimanı yeni İç Hatlar Terminali yavaş yavaş devreye girmiş olacak. Buna paralel olarak güzergahtaki trafik de tırmanışa geçecek.

Geçtiğimiz hafta içinde bu yol ile ilgili çok değişik bir proje ortaya atıldı. Ege-Koop Proje Merkezi tarfından ortaya konulan ‘Atayol Projesi’ ile Havalimanı-Şehir Merkezi arasındaki ulaşımda, transit yolun bir üst seviyeye çıkarılması ile trafik sıkışıklığı farklı bir boyutta aşılıyor. Bu üst yol sadece trafik sıkışıklığını değil, aynı zamanda aşağıda kalan ticari mekanların da nefes

almasını; müşterileri için binlerce araçlık parkyeri imkanını ve en

önemlisi Karabağlar’ı duvar gibi bölen yolun bir transit ulaşım aksından, dükkanlara ulaşım aksına dönüştürülmesini sağlıyor. Projeyi hazırlayan Ege-Koop, yapılan çalışmaları bile ücret İzmir Büyükşehir Belediyesi veya Ulaştırma Bakanlığı’na vermeye de hazır.

Çevre yolundan yeni yapılmakta olan Konak Tüneli’ne kadar olan bölümde yer alacak yaklaşık 6 kilometrelik yolun ön fizibilitesinde maliyetinin de 90 milyon TL olacağı belirtildi.

Tabii bu yolun bir de Havalimanı-Çevreyolu bölümü var.

Bu bölümde de farklı bir alternatif üretilmek zorunda. Zira, yeni havalimanı ve yeni fuar alanı ile birlikte trafiğe şimdilik alt geçitlerle çözüm bulunan bu güzergah çok daha büyük bir yükü kaldırmak zorunda kalacak.

Öncelikle alternatif fikir geliştirmek zor.. Günümüzde trafik için alternatif üretmek hakikaten daha zor. İzmir gibi tarihi ve yapısal olarak sıkışık şehirlerde maalesef çözümler de pek çok kolay bulunmuyor. Bu yük genelde trafik mühendislerinin omuzlarına biniyor. Fakat dünyada birçok şehirde kullanılan bu fikri geliştirme ve İzmir’e adapte etme başarısını gösterdikleri için

Yazının Devamını Oku