12 Eylül 2006
Galatasaraylı yöneticiler sırf "transfer yaptım" demek için yabancı oyuncu alıyor. Bu nasıl bir düşüncedir bir türlü anlamıyorum. Zaten güçlü bir kadron var, Inamoto gibi bir oyuncuya ihtiyacın yok ki... Bu sezon kazandığı 4 penaltının 3’ünü kullanamayan ve ligde 4 beraberlik alarak liderin 5 puan gerisine düşen G.Saray, Bordeaux’yla yapacağı Şampiyonlar Ligi sınavında ne yapar?
AVRUPA’da farklı bir oyun çıkaracağı kesin. Çünkü, tecrübesiyle de Avrupa maçlarına rahat çıkıyor Galatasaray. Kendi evlerindeki maçların çoğunu kazandılar. Maçın Olimpiyat Stadı’nda olması, belki futbollarına etki eder. Futbolcular o stadı benimser mi, seyirci nasıl teşvik eder, bu tamamen ayrı bir konu.
Ben G.Saray’ı anlamıyorum. Orta sahanın beyni olsun diye son gün bir oyuncu aldı. Transfer ettikleri Inamoto, bu tür bir oyuncu değil. İnşallah bu Japon iyi çıkar. G.Saray’ın kadrosu zaten iyi. Böyle bir oyuncuya ihtiyacı yok ki.
Mehmet Topal’ı beğendim
Ben yeni transfer edilen oyunculardan Mehmet Topal’ı çok beğendim. Şahsiyetli futbol oynuyor, tekniği iyi, şut atıyor, mücadele ediyor.
Berbat yabancılarla, sana faydalı olmayacak son dakika transferiyle Galatasaray yönetimi göz boyamaya mı çalışıyor? Sırf "Biz oyuncu aldık" demek için yapılıyor bu transferler.
Galatasaray taraftarı orta sahaya dünyada ismi olan bir yıldız istiyor. Eğer alacaksan sana faydalı olacak oyuncu tranfser etmelisin. Niye boş yere para verip, işine yaramayacak adam alıyorsun? İdarecilerin bu tutumu çok tuhaf.
Taraftar yıldız istiyor
Gerets’e sorsan, "Bu oyuncuları ben almadım" der. Kendi rızası dışında alındığı için de oynatmıyor. Antrenör bir mazeret bulabilir.
Ancak, bu tür mazeretlerin arkasına sığınmamak lazım. Antrenör elindeki malzemeyi kullanacak. Her antrenör transfer ister. Gerets bıraksan aynı şekilde hareket eder.
Galatasaray’ın kadrosu çok zengin. Transfere de ihtiyacı yok. Bu nasıl bir düşünce anlayamıyorum. Yöneticiler transferleri menajerler vasıtasıyla yapıyorlar.
Üç büyük kulübün içinden yetişmiş bir komite kurup futbolcuları izlemeleri ve transferi bu şekilde yapmaları lazım. İşi menajerlere bırakınca kazıklanıyorlar.
Avrupa’da alınacak bir oyuncu en az 6 ay izleniyor. Bizde ise yöneticiler kendi kafalarına göre hareket ediyorlar.
Ricardinho iyi oyuncu
Ricardinho için ’Alex’ten daha iyi futbolcu’ deniliyor. Brezilyalı iki futbolcuyu kıyaslamak sizce doğru mu?
BENCE iki futbolcuyu kıyaslamak doğru değil. Aynı mevkide oynayan bir sürü oyuncu var. "O iyiydi, bu kötüydü" demek, bence yanlış. Alex skora tesir eden bir oyuncu. Ricardinho ise daha yeni geldi.
Brezilya Milli Takımı’na seçildiğine göre iyi futbolcu. Kimse, "O iyi, bu kötü" diyerek boş yere polemik yaratmasın. Kulüpler kendilerine pay çıkarmasınlar.
Alınan oyuncu iyi olur ama uyum sağlayamaz. Bu onun kötü olduğu anlamına gelmez. Fenerbahçe’nin aldığı Kezman kötü bir oyuncu mu? Değil.
Aksine bana göre çok iyi bir futbolcu. PSV’de iki kez gol kralı oldu, muhteşem goller attı. Antrenörüyle anlaşamayınca, ayrıldı.
Ardından İspanya’ya gidip Atletico Madrid formasını giydi. Hocasıyla anlaşamayınca orada da yapamadı. Bu, onun kötü oyuncu olduğunu göstermez.
Yabancılar hazır değil
İlk kez Antalyaspor maçında bir araya gelen F.Bahçe’nin 4 yabancısını nasıl buldunuz? Lugano-Edu ve Kezman-Deivid ikililileri sarı lacivertlilerin sorununu çözer mi?
DÖRDÜ de kariyerleri olan kaliteli isimler. Eğer kondisyonları artarsa Fenerbahçe’nin sorununu çözerler. Şu anda içlerinde en hazır olanı Lugano. Çünkü Fenerbahçe’ye gelmeden önce Libertadores Kupası’nda final oynadı.
Ancak, ondan ince işler beklemek doğru olmaz. Uruguaylı futbolcu, daha basit, fizik gücüne dayalı bir futbol anlayışı içerisinde olmalı.
Kezman faydalı olur
Kezman, Avrupa’nın büyük takımlarında oynayan, ismi olan bir golcü. Tıpkı diğer santrfor Deivid gibi o da henüz hazır değil.
F.Bahçe’nin sıkıntısı orta sahasında. Tümer ve Alex hücuma çıktığı zaman geri dönmüyor. Orta sahasında mücadele eden iki futbolcusu var Fenerbahçe’nin.
Appiah biraz kendine, biraz da tribüne oynayınca bütün yük Aurelio’nun omuzuna biniyor. Orta saha ileriye top atamıyor, pozisyon hazırlayamıyor. Fenerbahçe’nin en büyük problemi bu.
Bireysel kapasitesi yüksek oyuncular içerisinde bence Kezman ilerleyen haftalarda daha farklı olacak. Fizik olarak güçlü duruma gelince fayda sağlayacaktır.
Helvayı Zico yapacak
Ne kadar iyi oyuncu alırsanız alın fark etmez. Bu futbolcuların yanındakilerin de onlara yardımcı olması lazım. Sorun çözüldüğü vakit, Fenerbahçe daha oturaklı, güçlü bir takım görüntüsü kazanır. Ancak, bugünkü görüntüsüyle bu biraz zaman alır.
Fenerbahçe’ye yeni bir antrenör, yeni oyuncular geldi. Bir alışma devresi vardı. Önemli olan bu dönemi çabuk atlatmak. Bu helvayı Zico yapacak. Ben umutluyum, Fenerbahçe daha iyi olacak.
Doğan’la gelen değişim
Trabzonspor’daki bu değişimde, üç gün önce göreve getirilen Ziya Doğan’ın payı ne kadar? Bordo mavililer Beşiktaş maçında gösterdiği performansı sürdürebilir mi?
TRABZONSPOR, Beşiktaş maçındaki performansını devam ettirir. Neden ettirmesin? Trabzonspor iyi bir takım ve sonuca doğrudan tesir edecek silahları var. Bir Gökdeniz çıktı, Beşiktaş’ı tek başına yıktı.
Ziya Doğan, bundan önce takımı çalıştıran Brezilyalı hoca gibi oyuncuları tanımaya çalışmadı. Çünkü o zaten tanıyor. Oyuncuların kapasitelerini, yeteneklerini, hangi bölgelerde verimli olacağını biliyor.
Şu ana kadar faydalanılmayan Gökdeniz, Ziya Doğan’ın gelişiyle birlikte gerçek gücünü gösterdi ve maça damgasını vurdu. Gökdeniz’in bu performansı hem Trabzonspor, hem de Milli Takım için bir kazançtır.
Böylesine deparlı, çabuk oyuncuya dünyanın her takımında ihtiyaç var. Zaten büyük takımlar önemli paralar verip, bu tür oyuncuları transfer etmiyorlar mı?
Avrupa maçları farklı
Üç büyükler Avrupa Kupası maçları öncesi ligde iyi bir görüntü sergileyemedi. Aldıkları sonuçlar Avrupa’da oynayacakları karşılaşmalara nasıl yansır?
BURADA bir şeye dikkat etmek lazım. Avrupa maçlarıyla Türkiye’dekiler farklı. Seyirci de maçları farklı seyrediyor. Galatasaray’ın Denizli’de berabere kalması, Avrupa Kupası maçlarında kötü oynayacağı anlamına gelmez.
Beşiktaş için de aynı şeyler geçerli. Üstelik kaybettiği takım Trabzonspor gibi bir dev.
Fenerbahçe, Antalyaspor galibiyetiyle moral kazandı ama futbolcular da biliyor kötü oynadıklarını. O maçlar farklı olacak. Sahaya farklı bir enerjiyle çıkacaklar.
Lig maçlarıyla Avrupa maçlarını karıştırmamak lazım. Üç büyük takımın ligdeki görüntülerinin Avrupa’ya fazla tesir edeceğini sanmıyorum.
Yazının Devamını Oku 10 Eylül 2006
FENERBAHÇE yeni transferleriyle sezonu yeni açtı. Ama bu, iç açıcı bir açılış değil. Oyuncular arasında bir uyumsuzluk var, birbirini tamamlayamıyorlar. Lugano’nun attığı iki gol dışında, yeni gelen yabancıların büyük bir becerisini göremedim. Fenerbahçe’yi ileriye taşıyacak bir kıvılcım, ışık da göremedim.
Yeni transfer edilen iki uzun defans oyuncusu ve milli kalecisiyle duran toptan iki kafa golü yedi Fenerbahçe. Bir akın olur, pozisyonu kaçırabilirsin ama duran toptan yenilen golün affedilir bir tarafı yok. Bunun önlemini almalısın. Bunun yanı sıra Alex’in becerisi ve Lugano ile kafa golleri buluyorsun.
Fenerbahçe’nin orta sahası topu bir türlü ileriye götüremiyor. Ne Kezman’a, ne de Deivid’e top gitti. Fenerbahçe hem yavaş oynuyor, hem de topu iyi kullanamıyor. Bunun yanı sıra büyük bir telaş içerisindeler. Golü atıyorlar, hemen arkasında yiyorlar.
Hakem acemiydi
Yeni gelen oyuncularda hem uyumsuzluk, hem de kondisyon eksikliği var. Bu uyum zamanla sağlanacaktır. Bütün bunlara rağmen, çok mücadele eden, her oyuncunun peşinden iki kişiyle koşturan Antalyaspor’a 4 tane gol atabiliyorsan bu büyük bir başarıdır.
Sahadaki hakemi çok acemi buldum. Herhalde UEFA’nın yeni talimatlarının farkında değil. Kaleciyi atarsam, ’Fenerbahçe’ye koltuk çıkmış damgası yerim’ düşüncesiyle korktu herhalde. Cordoba yüzüne bakarak dalga geçer gibi alkışlıyor, oyundan atamıyor. Talimatlar gelmiş, bizim Milli Takımımız’a bu eğitim de verilmiş. ’El kol hareketi yapan oyuncular kart gösterin’ diyor yeni talimatta.
F.Bahçe toparlanır mı? Bence toparlanır. Yeni gelenler nasıl ben de anlayamadım. İki kafa golü yiyorsan, çok dikkat etmen lazım. Orta sahadan defansa Aurelio’nun dışında yardım gelmiyor. Aurelio’nun da geri dönme alışkanlığını bırakması lazım. Koskoca Fenerbahçe takımı yavaş oynamamalı, topu ileriye doğru şişirmemeli. Belki uzun topla gol atarım diye ileriye doğru vuruyorsun ama bu toplar da rakibe gidiyor.
Ben santrforlarda beceri göremedim. İnşallah hazır değillerdir. Fenerbahçe bu kötü oyunla devam ederse, kazanmak mecburiyetinde. O iyi oyun gelecektir. Ben sabırla bekliyorum.
Yazının Devamını Oku 5 Eylül 2006
Euro 2008 elemelerine Malta maçı ile başlıyoruz. Rakip zayıf olabilir ama dikkatli olmak zorundayız. İyi oynarsak neticesini alır, şampiyonaya gideriz. Hem kötü oynar, hem de kazanamazsak hiçbir yere gidemeyiz. Milli Takım Euro 2008 serüvenine Malta maçıyla başlıyor. Cezamız nedeniyle seyircisiz oynayacağımız üç maçı da göz önünde bulundurursak, ay yıldızlıların bu gruptaki şansı ne?
ŞANSIMIZ her zaman var. Bu tür eleme maçlarında ilk maç çok önemlidir. Malta belki güçlü bir takım değil ama en azından bir futbol takımı. Ne olursa olsun, sahada kazanmak mecburiyetindesiniz.
Milli Takım maçlarına başlıyor. İnşallah başarılı olur. Şansımız her zaman var. Bu, oynayacağımız maçlara bağlı. İyi oynarsan neticelerini alır, şampiyonaya gidersin. Kötü oynayıp da kazanırsan, yine gidersin. Hem kötü oynar, hem de maç kazanamazsan o zaman hiçbir yere gidemezsin.
Malta ile oynayacak olmasına rağmen Milli Takım için ilk maç çok önemli. Rakip zayıf gözüküyor ama dikkatli olmak zorundayız.
İyi oyna kazan, kötü oyna yine kazan... Mühim olan maçlardan galip ayrılmak, puanları toplamak.
GENÇLERi ATEŞE ATIYORSUN...
Ricardinho’nun forma giydiği hazırlık maçında Beşiktaş, Antalya’ya 3-1 yenildi. Sizce bu yenilgi siyah beyazlılar için erken bir uyarı mıydı?
BAŞTAN bu yana bir hata yapılıyor. Bir sürü yeni oyuncu almaşsın, bir kısmı da yabancı... Bu oyuncularla hazırlık maçı yapıyorsun. Niçin yapıyorsun? Oyuncuların birbiri ile beyin uyumu içinde olmaları, sahadaki tutumları, yardımlaşmaları için. Oynama ihtimalleri olmayan çok sayıda genç oyuncuyu bu tür maçlarda oynatmanın anlamı yok.
İnönü Stadı’nda seyircili bir maçta 1. Lig takımıyla yaptığın hazırlık maçında, gençleri oynattığın vakit sıkıntılar da başlıyor. Bu şekilde, genç oyuncuları yıpratıyor, takımdaki huzursuzluğu körüklüyorsun. Ricardinho kimlerle oynayacak? Gençlerle mi? Burada önemli olan UEFA Kupası’nda oynayacağın CSKA Sofya maçına takımı hazırlamak. Genç oyuncuları Bulgar takımına karşı oynatmayacağına göre, seyircinin önünde ateşe atmanın ne anlamı var. Eğer genç oyuncuları görmek istiyorsan, perşembe günü bir hazır maçı yaparsın; Yalova ile Kartal’la, Büyükşehir Belediyespor’la olur biter. Antalyaspor’la oynanan bu hazırlık maçında Tigana’nın ne yapmak istediğini anlamış değilim.
Başarısızsa GİDER...
Trabzonspor’da daha sezonun başında teknik direktör Lazaroni ile yönetimin arası açıldı. Taraflar birbirini suçluyor. Bu kavga, beraberinde hoca değişikliğini getirir mi?
BÜTÜN iş neticede. Trabzonspor neticeyi alamadığı vakit, kim gelirse gelsin suçlanacak. Trabzonspor iyi bir takım ama biraz şanssız. Birtakım şeyleri beceremiyor. Yeni alınan oyuncuları oynatamıyor.
Bu oyuncuların uyumu o kadar basit değil. Hele hele futbol hiçbir zaman basit bir oyun değil. Bu işin, bir araba motorunu yenilemek gibi kolay olmadığının bilinmesi lazım. Takımda 11 kişinin uyumu önemli. Trabzonspor’un yenilgiyi hazmedemeyen bir seyircisi var.
Alınan kötü neticelerin sonrasında olay patlak veriyor. Bir hoca başarılı olamıyorsa gider. Sürenin de hiç önemi yok.
Tercih Zico’nun
F.Bahçe’de yeni katılan yabancılarla birlikte kadro genişledi. Zico’nun oyun planında değişiklik olur mu? Bu kadroda Tuncay mı, yoksa Tümer mi yedek kalır?
KİMİN yedek kalacağını bilmiyorum ama Fenerbahçe’nin kadrosu güçlendi. Oyuncuların uyum sorunu var. Atlattıkları vakit, çok daha iyi olur. Gelen oyuncuların kaliteleri de iyi. Bu sürecin milli maç arasına gelmesi Fenerbahçe’nin lehine oldu. Liglere verilen arada kadroya yeni katılan futbolcuların diğerleriyle kaynaşma imkanı oldu.
Futbolcular Zico’nun ne istediğini anladılar. Yabancıların çoğu Brezilyalı. Onların kolaylıkla anlaşacağından kuşkumuz yok. Önemli olan bizimkilerin hocalarını anlaması. Lige verilen bu ara çok iyi oldu. Kim yedek kalır, kim oynar onu bilemiyorum. Kadro ile ilgili tercihi de Zico yapacaktır.
Herkes milliyetçi...
Kezman’dan sonra İliç’in de gol sevinci sırasında Sırp milliyetçilerinin kullandığı ’Çetnik’ işareti yaptığı ortaya çıktı. Kezman’a ’ırkçı’ damgası vuranların hedefi F.Bahçe mi?
KENDİ ülke sınırları içerisinde herkes milliyetçi. Bir Türk vatandaşı ne kadar milliyetçiyse Kezman da, İliç de aynı oranda kendi ülke çıkarlarını düşünecek oranda milliyetçidir. Bu eleştiriyi yapanlar, bir bardak suda fırtına koparmaya çalışıyorlar. Amaçları başka.
Adam (Kezman) Fenerbahçe’ye başarılı olmaya, para kazanmaya gelmiş. Bu işi karıştıran bir sürü insan var. Üstelik hiçbiri topa ayağını bile sürmemiş. Ne olup bittiğini bilmiyorlar. Bir sürü insan da konu hakkında konuşuyor. Aynı işareti, kazandıkları bir maç sonrası İliç de yapmış. Yapar kardeşim.
Bu işin arkasında başka anlamlar çıkarmaya kalkarsanız, tatsız olaylar olur.
Kezman da İliç de bahsedilen işareti kendi ülkesinde yapar, o ayrı bir olay. Ülkesinde milliyetçidir. Bu futbolcunun kendisini ilgilendirir. İşin ırkçılıkla ne alakası var. Amaç, Fenerbahçe’nin başarısını engellemekse o ayrı bir konu.
Futbolcular HAKLI...
G.Saray’ın Şampiyonlar Ligi maçlarını oynayacağını duyurduğu Olimpiyat Stadı’na oyuncular gitmek istemiyor. Yönetimle oyuncular arasındaki fikir ayrılığı takımın saha içi performansını ne yönde etkiler?
FUTBOLCULAR o stada gitmek istemiyorsa bir rahatsızlıkları olduğu muhakkak. Diyorlar ki, "Olimpiyat Stadı’nda seyircimizin gücünü hissedemiyoruz" Futbolcular o statta maç oynamak istemiyorsa, yönetimin bu işe bir çözüm bulması gerekir.
Futbolcuların oyunu seyirciyi de etkiler, skoru da... G.Saray yönetimi bu çağrıya kulak vermeli. Bir de seyircinin oraya gitme problemi var. G.Saraylı futbolcular, kendi seyircisi ile iç içe oynamak istiyor. Bu işi de Ali Sami Yen Stadı’nda iyi yapıyorlar. Oradaki maçlara daha moralli çıkıyorlar.
Futbolcularla yönetimin ters düşmesi bence mantıksız. Yönetim, G.Saraylı oyuncuların nerede daha iyi oynayacağına karar vermeli. Yaptıkları bir hatadan da bahsetmek istiyorum. Ali Sami Yen Stadı’nın sezon başında yenilenmesi, çimlerinin pırıl pırıl hale getirilmesi lazımdı. Demekki, G.Saray yönetimi, Atatürk Olimpiyat Stadı’nda maç oynamayı kafasına çok önceden koymuş. Yöneticilerle, futbolcuların ters düşmesi bence çok tehlikeli.
Yazının Devamını Oku 29 Ağustos 2006
Lugano’yu da sayarsak 4 yeni yabancı aldı F.Bahçe. Bu oyuncular zamanında transfer edilseydi, belki de Dinamo Kiev’i eleyip, Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalabilirlerdi. Fenerbahçe bu transferleri zamanında yapsaydı, Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalabilir miydi? Kadroya yeni katılan 3 yabancı oyuncunun sarı lacivertli takıma katkısı ne olur?
ELEME maçlarında oynatamadığı Lugano’yu da sayarsak 4 yeni yabancı aldı F.Bahçe. Eğer bu oyuncular zamanında transfer edilseydi, F.Bahçe’ye mutlaka büyük katkıları olurdu. Belki de Dinamo Kiev’i eleyip, Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalabilirlerdi.
F.Bahçe’nin hedefi Şampiyonlar Ligi’ydi ama olmadı. Başkanın görevi bırakması sarı lacivertlilere 2,5 ay kaybettirdi. Bu sebeplerden dolayı futbolcu alımında geç kalındı.
Ayrıca antrenörünü de geç buldu F.Bahçe. Zico ve yardımcıları Dünya Kupası’ndan sonra takımın başına geldi.
Bu takımı birileri Zico’ya anlattı. Ancak, Daum’un oynattığı sistem dahilinde bilgi verdiler. Zico’nun kafasında Serkan’ın orta saha oyuncusu olduğu yönünde bir izlenim yok. Çünkü kasetlerde onu hep sağbek olarak görmüş. Oysa bu bölgeye kaydırılsa, F.Bahçe’nin orta sahası daha dirençli olur, mücadele eder.
Orta saha mücadele etmeli
Fenerbahçe’nin en büyük eksiği, Aurelio ve cezası nedeniyle 3 maçtır oynayamayan Appiah dışında orta sahasında oyuncularının ikili mücadeleden kaçınması...
Yeni gelen oyuncuların takıma katkıları mutlaka olacaktır. Ancak, bu biraz zaman alacaktır. İnşallah bu değişim fazla uzun sürmez. Eğer adaptasyon dönemi uzar, peşinden kötü sonuçlar alınırsa, seyirci de rahatsız olur, tatsızlık çıkar.
Kezman, Avrupa’nın tanıdığı, beğenilen bir santrfor. Fenerbahçe’ye faydası olur. Ancak iş, topu oraya getirmekte. Geriye oynayarak, topu ileriye şişirerek bir yere varılamaz. F.Bahçe’nin futbol mantalitesini değiştirmesi lazım. Orta sahanın çok çalışıp yükü hafifletmesi şart.
Elinde Semih adında bir tane santrforun var, çocuk sıçrayamıyor. Havadan top atarsan adam kötü gözüküyor. O zaman topu havadan değil, yerden atacaksın. Adamın yeteneklerini kullanacaksın.
Takımların kaderiyle oynamaya ne hakkın var?
Æ 4 haftada hakem kararları çok tartışıldı. Nihat Özdemir’in, Federasyonu ve MHK’yi hedef alan açıklamaları için ne diyeceksiniz?
FUTBOL oyununda elle düzeltilip atılan gollere rastlıyoruz. Ancak, bunu hakemin görmesi lazım. Anelka’nın ellerini kullanarak kaleciye faul yapması sonrası F.Bahçe’nin Konya’da kazandığı gol çok tartışıldı, ortalık birbirine girdi. Bazı takımlar, F.Bahçe’nin aleyhine birleşip, tribünlerinde, "El değmemiş temiz bir lig istiyoruz" diye pankartlar açtırdı.
Bu tür olaylar her takımın başına gelir. Her takım böyle gol atabilir, yiyebilir de. İki maçta da -geçen sezon F.Bahçe, bu sezon Beşiktaş maçlarında- Konyaspor’un başına gelmesi büyük şanssızlık.
F.Bahçe’nin Sakarya’da atıp sayılmayan golü gol, yediği ise ofsayt. Normal golü vermiyorsun, ofsayt olanı veriyorsun. F.Bahçe öne geçseydi, belki sonuç farklı olurdu. Hakemler oyunun üzerine tesir ediyorlar. En can alıcı nokta burası. Netice üzerine tesir eden hakem bence iyi hakem değildir. Nihat Özdemir’in Kuddusi Müftüoğlu hakkındaki sözleri bence doğru. Çünkü Müftüoğlu, her Fener maçında verdiği kararlarla adından söz ettirmiştir.
Gerçi verilen ve verilmeyen gollerde Kuddusi Müftüoğlu’ndan çok hatalı bayraklar kaldıran yardımcısının payı büyük. Sen hakem olarak şampiyonluğa giden ve küme düşmemeye oynayan takımların kaderleriyle oynuyorsun. Buna hiç ama hiç hakkın yok.
Al Beşiktaş maçını, aynı şekilde hatalı kararlar çıkıyor ortaya. O vakit genç hakemler yetiştireceksin. Sen, Futbol Federasyonu olarak, MHK olarak bu şekilde devam edersen, kafalarda soru işaretleri bırakmaya devam edersin. O zaman da idareciler ortada art niyet arar.
Beşiktaş çok farklı...
Æ Sezona kötü başladıktan sonra toparlanıp üst üste 3 maç kazanan Beşiktaş’ın bu çıkışı nereye kadar sürer? Siyah beyazlıların şampiyonluk şansı nedir?
BEŞİKTAŞ iyi yolda. Üç maç üst üste kazanan bir takımın kendisine itimadı gelir, seyircisi ile barışık olur, kazanma kolaylığını kendinde görür ki, bu da Beşiktaş için büyük bir güç.
Siyah beyazlı yöneticiler iyi oyuncular transfer etti. Beşiktaş’ın geçen sezondan daha farklı olacağı kesin. Onların problemi geri dörtlüde. Bence beklerde sıkıntıları var.
Ancak, büyük bir güç ve enerjiyle oynuyorlar. Önemli olan kötü oynarken kazanmak. Beşiktaş bunu da başardı. Çünkü mücadele ediyorlar. Mücadeleni yaparsan, galip de gelirsin. Beşiktaş, elindeki oyuncularla iyi oynamaya son derece müsait bir takım. Topu kullanan klas oyuncuları var.
Böyle devam ederlerse, şampiyonluk şansları da yüksek olur.
Transfere gerek yok
Dört maçın 3’ünde berabere kalan G.Saray’ın eksikleri sizce neler? Sizce sarı kırmızılılar hangi bölgelere transfer yapmalı?
BANA göre G.Saray’ın eksiği yok. Gol yollarında sıkıntısı olmayan sarı kırmızılılara sakatlıktan çıkan Ümit Karan da katıldı. Orta sahası denildiği gibi kötü değil. Bir transfer yapılırsa iyi olur ama oraya gelecek oyuncunun takım üzerinde büyük ağırlığının olması lazım.
G.Saray’da takım tam olarak oturtulamadı. Yönetimle antrenör arasında problemler var. Şans bulamadığı için Denizlispor’a gitmek isteyen Volkan kötü oyuncu değil. Topu ayağında biraz fazla tutuyor ama ön liberoda açığı kapatabilir.
G.Saray’ın oturmuş bir kadrosu varken, Song’la Tomas iyi bir ikili oluşturmuşken Tolga’yı almanın ne anlamı vardı? Orada Cihan da oynayabilir, Orhan Ak da... Bir sürü de genç oyuncun var. Tolga kötü adam değil, Milli Takım’da da oynuyor. Ancak, G.Saray’da oynamak farklı. G.Saray’da her hafta maç oynuyorsun, Milli Takım’da 3-4 ayda bir.
G.Saray sadece transfer yapmış olmak için oyuncu almamalı. Alınacak adamın diğer oyuncular üzerinde etkisinin olması lazım. Kadrodaki oyuncularla aynı klasta, hatta daha aşağında oyuncuya para verilmemeli.
G.Saraylı, takımına sahip çık
G.Saray seyircisinin takımına sahip çıkması, yöneticilerin de popülist politikaları bir tarafa bırakıp, gerçekçi hareket etmeleri lazım. Sezon başında, "Dünyanın en iyi oyuncularını alacağız" diye atıp tutarsan, taraftarın da bu yönde beklentisi olur.
G.Saray’da bir sürü oyuncu şu anda formsuz. Hakan yaşı gereği genç forma girecek. Necati sakat. İyi oynayan gençleri var sarı kırmızılıların. Arda topları fevkalade kullanıyor. İlle de transfer diye tutturmanın ne anlamı var? Sen takımını hazırla kardeşim.
Yazının Devamını Oku 28 Ağustos 2006
FENERBAHÇE’nin şu anki durumu hiç iç açıcı değil, tabii önemli olan yeni transferleriyle ne olacağı. Sakaryaspor dün akşam Fenerbahçe’den bir gömlek üstün oynadı. Hem topu kullanmakta, hem ikili mücadelelerde üstün olan, daha çok kazanmak isteyen ve bunun için hırsla oynayan Sakaryaspor’du. Topu iyi kullandılar.
F.Bahçe’ye bakıyorsun, kopuk kopuyok oynuyorlar. En başta Can’a değinmek istiyorum... Geride ayağındaki her topu uzun ileri attığında iyi oynadığını zannediyor. Belki tecrübesizliğinden, belki de hata yapmaktan korktuğundan topu ayağından çıkarmak için ileri vuruyor. Peki, ileri kime gönderiyor Semih’e... O da koşmuyor. Fenerbahçe santrforsuz oynuyor, bu anlamda 1 kişi eksik.
İki kişi eksiktiler
Orta sahaya bakıyorsun, bu bölgede oynayan futbolcuları mücadeleye girmiyor, defansın içine giriyor. O zaman Sakaryaspor da istediği gibi topu kullanma imkanı buldu. Bu da bir zaaf. Aslında F.Bahçe Ç.Rize maçında da böyleydi. Orta saha bir Aurelio ile olmuyor. Tümer çok pas patası yapmasına rağmen biraz gayretliydi. Tehlikeli yerlerde yine Tümer vurdu. Yalnız sahanın öteki tarafında top oynamak da önemli. Orta sahada oyunu kurmak, kendi sahana yardıma gelmek önemli.
Bakıyorsun, F.Bahçe’nin rakibine üstünlüğü yok, rakibinden fazla pas hatası yapıyor. Tuncay ne oynadığının farkında değil. Onun santrfor oynaması lazım, ama sol bekte, sağ bekte çabalıyor, iyi niyetiyle elinden geldiğince çabalıyor, her yere koşuyor, ama koşmakla olmuyor. Fener’in ona ihtiyacı gol yollarında. Murat Hacıoğlu girdiği zaman sol açığa geçti, adamın yeri orası, ama orada kimse yok. Soldan akın yapacaksın kimse yok. Ümit, 45 kere gitti oraya, canı çıktı. Orta yapacak sağda kimse yok. Tuncay geri geldiğinde her seferinde 30 metre depar atmak zorunda kalıyor. F.Bahçe santrforsuz dedik, Alex de koşmuyor, yani aslında 2 kişi eksikti. Eksik oynarsan, bir de geriden topu oyuna sokamazsan ne olacak, yenileceksin.
Bekleyip göreceğiz
Sakaryaspor daha iyi oynayarak kazandı. Geriden topu ileri atıp rakibe verir, ona oyun kurma imkanı sunarsan bu kaçınılmaz olur. Tabii ki F.Bahçeli futbolcular da kaybetmek için oynamıyor, ama 50 pas hatası yapan, orta sahada hakimiyeti eline alamayan bir takımın kazanmasını beklemek hayal olur. F.Bahçe akın yapamadı, rakibi zorlayamadı. Çünkü iyi bir kadrosu yok. Fenerbahçe kurmak istediği kadroyu sezon başlamadan oluşturamadı. Bunun da sebebi başkanın istifa etmesi. Haklı veya haksızdı, bu önemli değil, transfer daha yeni yapılıyor. Yani takım da yeni ortaya çıkacak. Bakalım F.Bahçe yeni transferler gelince ne olacak. Kezman da katılınca nasıl oynayacak...
Yazının Devamını Oku 24 Ağustos 2006
FENERBAHÇE’nin dün akşam işi zordu. Buna maçın yine başında yenilen gol ve iyi oynamaması da eklenince, Şampiyonlar Ligi’ne veda etmek kaçınılmaz oldu. Fenerbahçe futbolcularının bireysel becerileriyle işi götürmeye çalışıyor, ama olmuyor. Dün gece şanssızdı da. Şimdi düşünün Ukrayna’daki ilk maçta 26. saniyede gol yemiş ve mücadeleye yenik başlamıştı. Turu zaten orada zora sokmuştu. Dün akşam da ilk 5 dakikada yediği gol yine maça mağlup başlamasına neden oldu. Bir gol attı beraberliği yakaladı, yine gol yedi. Hem kendi enerjisi, hem de seyircinin müthiş desteği boşa gitti.
Bir tek Appiah
Şimdi bakıyorsun defansta kademe yoktu. Birbirleriyle yardımlaşma da yoktu. Takımın en önemli noktalarından biri orta saha, bakıyorsun bu bölgede Appiah dışında mücadele eden adam yok. Appiah attığı golün dışında, mücadelesi ve hırsıyla sahada didinen, orta sahada ayakta duran isimdi. Aurelio’yu dün akşam beğenmedim, çünkü devamlı kendi etrafında döndü.
Fenerbahçe bir santrfor bulmak mecburiyetinde, Semih ile gitmez. Semih Türkiye’de iş yapar, ama Avrupa’da böyle önemli maçları kaldıracak seviyede değil. Şimdi bakıyorsun F.Bahçe pozisyonlar da yakaladı. Alex üstten iki tane attı, akıl alacak gibi değil. Onun gibi bir futbolcu nasıl böyle kötü vuruşlar yapar anlamıyorum. Önder’in çizgide ayağını koyamadığı bir top var. Fenerbahçe’nin yediği iki gol var ki, Avrupa’da mücadele eden bir takım böyle goller yer mi?
Ağırlığını koymalı
Fenerbahçe, Avrupa’da oynayacak takım kuramıyor. Anelka gibi bir silah var gidiyor. Adamı ilk önce kendin kullanmaya çalış, olmuyorsa sonra gönder. Tuncay her yeri dolaştı, mücadele etti, iyi niyetliydi, ama sadece onun sağa sola koşmasıyla olacak iş değildi. Fenerbahçe maça ağırlığını koyamıyor. Appiah ve Tuncay yanında diğerleri de belki görevlerini yapmaya çalıştılar, ama kazanmak için fazlası gerekliydi. Topu kazanması, oyunu iyi yönlendirmesi lazımdı. Bunları yapamıyorsan Avrupa’da yenilirsin. Bundan sonra santrfor gelirse, Lugano oynarsa F.Bahçe’nin çehresi değişir. En azından iyi bir takım olur.
Düşünüyorum, Fenerbahçe zaten ümitsiz çıktığı maçı kazanabilir miydi? Maçın hemen başında golü yemese, kazanabilirdi.
Yazının Devamını Oku 22 Ağustos 2006
Fenerbahçe rakibini iyi etüt etmeli. Orta sahasını iyi kuramaz, rakibine top oynama fırsatı verirse rövanşta da fazla bir şey yapamaz. Fenerbahçe, Dinamo Kiev’i eleyip Şampiyonlar Ligi’ne katılabilir mi? Sarı lacivertliler bunun için sahaya nasıl bir onbir ve taktikle çıkmalı?
FENERBAHÇE, 2-1 kazandığı Rize maçını çok kötü oynadı. Bunun da sebepleri var. Sarı lacivertliler o maçta orta sahada rakibine top kullanma şansı verdi. Orta sahanı güçlü ve sağlam kuramazsan, her maçta kalende büyük tehlikeler yaşarsın. Bu durumda defansın da, forvetin de bir şey yapamaz.
Becerikli ayakları Fenerbahçe’yi Türkiye’de götürür ama iş Avrupa’ya gelince durum değişiyor. Rize maçında büyük sıkıntılar yaşayan F.Bahçe, Dinamo Kiev’e karşı farklı oynayacaktır.
Becerikli ayaklar
Burada önemli olan orta sahayı mücadele eden, rakibine top kullanma şansı vermeyen oyunculardan oluşturmak. F.Bahçe’nin bunu yapacak imkanları ve kadrosu var. Appiah, Aurelio ve Mehmet Yozgatlı bu işi başarabilecek oyuncular. Antrenörün bu oyunculara ne yapmaları gerektiğini söylemesi lazım. O maçta seyircisi de vereceği destekle yanında olacak.
Eğer Kiev’de taktikle oynarsanız, defanstaki oyuncular bir anda 2-3 rakiple burun buruna gelir ki, böyle olunca zor durumda kalırlar. Orta sahan da mücadele etmezse, top kullanma şansınız sıfır olduğu için rakibe üstünlük sağlayamazsın, doğru dürüst atak yapamazsın.
Kulağı çekilmeli
Kiev’de başına buyruk hareket eden boş toplar bekleyip mücadeleden kaçan Appiah’ın da kulağının çekilmesi lazım. Bu oyuncu Fenerbahçe için çok önemli. Orta sahada oyunu organize etmeli, hücuma katılacak forvetin arkasında bir emniyet sübabı gibi görev yapmalı. Kendi kafasına göre oynarsa takıma zarar vermeye devam eder.
F.Bahçe rakibini iyi etüt etmeli. Orta sahasını iyi kuramazsa, iyi mücadele edemezse, rakibine top oynama şansı verirse rövanşta da işleri çok zor olur. Bu anlayışla değil Lugano, dünyanın en iyi defans oyuncusunu da alsanız faydalı olmaz.
O sözler kaosa sürükler
Adnan Polat, hakem Cüneyt Çakır’dan sonra Cem Papila’yı hedef seçti. Galatasaray Başkan Yardımcısı’nın hakemlere yönelik eleştirilerinde haklılık payı var mı?
ADNAN Polat’ın haklılık payı olabilir. Ancak, bu beyanatları vermesini doğru bulmuyorum. Her maçta bu tür pozisyonlar olabilir. Sana göre penaltıdır, hakeme göre değildir.
Bana göre de Manisa’da G.Saray’ın penaltısı verilmedi. Ancak, bunu sert bir üslupla dile getirmek doğru değil. Yöneticilerin bu tarzbeyanatları çok çirkin ve Türk futbolunu kaosa sürükler.
Hakemler formsuz olabilir. G.Saray gibi şampiyonluğa oynayan bir takımın berabere kalması, yöneticileri rahatsız ediyor.
Ancak, demeç verirken çok dikkatli olmalılar. Adnan Polat, daha lig başlamadan, "Cüneyt Çakır bizim maçlara gelemez" diyor. Bunlar rahatsız edici şeyler.
Trabzon kenetlenerek kurtulur
Lig tarihindeki en kötü sezon başlangıcını yapan Trabzonspor’un sorunu sizce ne? Bordo mavililer bundan sonra ne yapmalı?
TRABZONSPOR kötü oynarken Fatih Tekke gol atıyor, takımına maç kazandırıp, moral veriyordu. Onun satılması, bordo mavililer için büyük kayıp. Takımda fizik olarak bir düşüş yok. Kadrosunda iyi oyuncuları var. Ancak bir türlü organize olamıyorlar.
Benim anlamadığım bir şey var. Elinde Yattara gibi bir silahın var, onu kenarda bekletiyorsun. Bu adam kötü de olsa oynat be kardeşim. Yattara yedek kalacak bir oyuncu değil. Bir de takımın üstüyle başıyla çok oynadılar.
Kadroda çok oyuncu değiştirirsen uyum süreci de uzar. Şu anda kötü nedieler alıyor. Ancak, ben toparlanacaklarına inanıyorum. Sorunları seyircisiyle, camiasıyla birleşerek aşabilirler. Kavgayı bir kenara bırakıp, kenetlenmeleri lazım.
Delgado faydalı olur
Beşiktaş’ta Delgado, Sergen’in boşluğunu doldurabilir mi? Arjantinli futbolcu için neler düşünüyorsunuz?
BEŞİKTAŞ’ın artık Sergen konusunu kapatması lazım. Sergen yetenekli bir oyuncu. Ancak, 34 maçın tamamını oynayamıyordu. Delgado, yetenek olarak Sergen’in boşluğunu doldurabilir. Arjantinli futbolcunun iyi bir futbol kumaşı var.
Yeni gelen yabancı bir oyuncunun bir uyum süreci olur. Gittiği ülkenin havasına, suyuna, yemeklerine, insanlarına alışması zaman alır. O ritmi yakalar ve kuvvetlenirse iş yapar.
Delgado, sahada ne yaptığını bilen, topu iyi kullanan bir oyuncu. Beşiktaş’a faydalı olmak için geldi.
Ona biraz daha sabır göstermek lazım. Üstelik son iki maçta da iyi oynadı.
Bu sıcakta maç oynanmaz
Sıcak havalarda yaşanan sağlık sorunlarının önüne geçmek için ne gibi önlemler alınabilir? Liglerin daha ileri bir tarihte oynatılması çözüm olabilir mi?
BEN liglerin aşırı sıcak havalarda oynatılmasını doğru bulmuyorum. Biraz daha beklenilmesi lazımdı. Bu programın milli maçlar yüzünden yapıldığı söyleniyor.
Bunu doğru bulmuyorum. Milli Takım çarşamba günü oynar, ligler de pazar günü oynatılabilir.
Milli Takım’ın başarısı için için yeni yeni adetler çıkarır olduk.
Başarının bu şekilde yakalanacağına inanmıyorum. Bir de sağlık kontrolleri üstünkörü yapılıyor.
Ben top oynadığım dönemde bir kere bile kontrole gitmedim. İtalya’ya transfer olduğumda, 24 saat kontrole aldılar, el parmaklarım bile incelendi.
Manisa’daki maçta rahatsızlanan Meduna’nın doğuştan bir hastalığı vardır. Bu ancak sahada ortaya çıktı. Demekki, hastanelerde tam teşekküllü bir sağlık kontrolü yapılmıyor.
Liglerin başlama tarihi de çok önemli. Bu kadar sıcakta liglerin oynatılması doğru değil. Daha ileri bir tarihe kaydırılabilirdi.
Başka bir çözüm olarak da devre arası tatilini daha kısa tutabilirlerdi. Bu işler, Milli Takım’ın programını aksatmadan iyi bir organizasyonla yapılabilirdi.
Yazının Devamını Oku 20 Ağustos 2006
FENERBAHÇE kendi sahasında oynuyor, stat dolu... Taraftarın müthiş tezahürat yapıyor. En azından şu seyirci için biraz koşup, mücadele etmelisin. Rakibin senden daha fazla top kullanyor, topa hakim. En az senin kadar pozisyon üretiyor. Biraz koşup mücadele et be kardeşim. Orta sahasız bir futbol takımı olur mu? Golleri atan Alex ile Tümer usta futbolcular. Ancak fazla mücadele etmiyorlar. Orada bir tek Mehmet Aurelio var. İkinci devre biraz da Mehmet Yozgatlı girdi devreye. Top kullanamayan Fenerbahçe gücünü ortaya nasıl çıkaracak? Bir de kendi saha ve seyircin önünde oynuyorsun. Bu kadar vurdumduymaz, bu kadar orta sahayı yavaş geçen bir Fenerbahçe Avrupa’da iş yapmaz. İleride bir frikik olur, rakip defan hata yapar diye beklersen çok hata edersin. Bu oyunla Avrupa’da tur atlayamazsın.
Defans ne yapsın?
Fenerbahçe’nin defansı iyi değilmiş. Olabilir. Bu defansla Türkiye’de iş yaparsın. Avrupa’da idare etmez. Orta sahan yardım etmiyorsa aldığın defans oyuncusu bir işe yaramaz ki. Lugano geldi, iki rakiple karşı karşıya kalırsa ne yapabilir?
Orta saha oyuncuları ileriye gidiyor ama dönemiyor. Dönemiyorsan gitmeyeceksin kardeşim. Tümer’in götürdüğü bir top var, Tuncay’ın vurduğu kafa ve Alex’in kaleciden önce topa hamle yapmasıyla ilk gol geldi. İkincisinde Tümer’in vurduğu top defansa çarptı.
Tamam, Fenerbahçe’nin usta ayakları var. Ancak, mücadele etmedikten sonra neye yarar? En azından orta sahaya gel, alan daralt.
Fenerbahçe’nin oynadığı futbol çarşamba gecesi için seyirciye ümit veriyor mu? Tuncay’ın ayakları yumuşaklığını yitirmiş, tahta gibi olmuş. Topu stop ettirmeye çalışıyor ama iki metre açılıyor.
Sezon başı, takım oturmamış olabilir. Ama herkes biraz görevini bilmeli, kendine göre oynamamalı.
Mehmet Yozgatlı, tıpkı Aurelio gibi orta sahada mücadele etmeli. Kafasına göre ileri gitmemeli.
Saha güzel, seyirci senin. Buna karşın top kaybeden takım Fenerbahçe. Rakibin senden daha iyi top kullanıyor. Böyle bir Fenerbahçe olmamalı.
Yazının Devamını Oku