Paylaş
19 yaşımda hayatımdaki çok zor bir dönemin kucağında onunla tanıştım.
Reiki öğrendiğim dönemde Louise Hay ‘in düşünce biçimi ve bilgeliği gerçekten bana o kadar iyi geldi ki kelimeler yetersiz kalır. Elbette o süreçte sayısız kitaplar, seminerler, workshoplar ve meditasyonlar ile karanlığın içinden çıktım.
Dünya’ya bambaşka bir bakış ile bakmaya başladım. Bu bakış kurban psikolojisinden kendi hayatının efendisi konumuna geçmekti.
Bu bakış kader kurbanı olduğunu düşünüp başkalarını suçlamaktan vazgeçerek, olduğu noktada yapması gerekenlere bakmayı seçerek, hayatın içinde affetmenin, kabullenmenin, en başta kendini ve sonra yaşamını sevmenin mucizelerini yaşattı bana...
Louise Hay kanser hastalığını düşünce gücü ve pozitif farkındalığı ile aşan yegane önemli isimlerden bir tanesi.
Onunla röportaj yapan ve tanışan herkes, gerçek anlamda nasıl öğrettiği bilgeliği kendini hayatına adapte ettiğini şahit olarak anlatır.
Bir kısım insan düşünce gücü, kişisel gelişim ve enerjisel teknikleri kullandıklarını ve işe yaramadığını söyleyip dururlar. Başka bir kısım insan da düşünce gücü, kişisel gelişim ve enerjisel teknikleri kullanarak nasıl hayatlarının değiştiğini anlatıyorlar.
Bunların arasındaki fark, gerçekten onlara inanmak, içselleştirmek ve kullanmak değil hayatına adapte etmekten geçiyor.
Bu konun üstüne “Şifanın Eli” ve “Düşle İnan Yaşa” isimli iki kitap yazdım. Birçok insana da yüz yüze geldiğim zaman anlatıyorum. Lakin bazı insanlarda gördüğüm duruma artık alıştık ve kabullendim. Beni dinliyorlar, çok haklısın diyorlar. Sonra bir bakıyorum inanılmaz olumsuz cümleler kullanmaya devam ediyorlar.
Tabi bazı insanlar da gerçekten inanarak hayatını o farkındalığın üstünden değiştiriyor.
Ben de kendi hayatımda inanılmaz zorluklar yaşadım. Annem kayboldu, babam vefat etti, ablam vefat etti ve kimsesiz kaldım. En yakınım ve aile dediğim insanlar bana müthiş kötülükler yaptı ve kendimi sokakta buldum.
Sonuç olarak acı ne demek, gerçekten sorun ne demek biliyorum. Bazı insanlar benim de kendime göre çok büyük sorunlarım var, çok büyük sorunlar yaşıyorum diyorlar. Ve kendi yaşadıkları sorunları başkalarından çok daha yüksek bir yere koyarak depresyonda olmayı ve mutsuz olmayı haklı bir konuma getiriyorlar.
Son dönemde bütün dünyada “mutluluk bize pompalanıyor, mutsuz olmaya da hakkımız var” akımı başlamış durumda. Bu gerçekten ayrı bir savunma mekanizması. Onları da olduğu gibi kabul ediyorum.
Louise Hay bütün bunların içinde hayatındaki başarıları, kendi sağlıksal sorunlarını, ilişki problemini ve parasal sorunlarını aşmış bir insan olarak güneş gibi her daim parladı. Ve 90 yaşında Dünya’ya gözünü kapamadan önce bütün Dünya’ya bir çok armağan bıraktı.
Louise Hay sadece kitaplar yazmadı. Aynı zamanda Dünya’nın sayılı yazar ve hocalarını bir araya topladığı çok önemli bir kitapevi olan Hay House’u kurdu. Hay House şu an bütün Dünya’da, olduğu alanda gerçekten çok önemli bir yere sahip. Hay House etkinlikleri ve tüm diğer kuruluşları ile beraber Louise Hay’in ve onun tüm arkadaşlarının ışık dolu farkındalığını bütün evrene yayıyor.
Louise Hay’in de dostu ve Hay House’un yazarların dan benim çok sevdiğim ve değer verdiğim Esther Hicks de özellikle Louise Hay’in ışığa olan yolculuğunun ardından bir çok mesaj yayınladı.
Ve Esther Hicks’in ölüme karşı olan bakış açısı, Mevlana’nın ölüme karşı olan bakış açısı gibi olduğu için Louise Hay’in ışığa olan yolculuğunu hep kutladı ve onun için sevindi.
Mevlana Hazretleri de ölümü sevgiliye kavuşmak, ölüm gecesini düğün gecesi olarak anlatmıştır. Gerçek anlamı ile bu çok yüksek bir bilinç. Bu ışık saçan bir farkındalık. İnsan olmanın güzelliğine ve gerçekliğine kavuşmak lazım.
Louise Hay’in “Düşünce Gücü ile Tedavi” kitabı benim bakış açıma göre her evde olması ve herkesin en az bir kere okuması gereken bir kitap. Aslında Louise Hay’in bütün kitaplarını hepinizin okumasını çok tavsiye ediyorum.
Louise Hay’in ışığa olan yolculuğunu haberini aldığım zaman ilk önce şaşırdım, arkasından sevgi hissettim ve son olarak yaşamını bu kadar güzel bir noktaya getirerek hayatını bu kadar özel bir şekilde, uzun bir ömür ve başarılar ile sonlandırmasından dolayı içim sevinçle doldu ve kutladım.
Bence gerçek bir üstad ölümünden belli olur. Ölüm şekli herzaman insanın hayatı adına çok şey anlatır.
Meditasyon konusunda çok bilge olan meditasyon üstadları, budist üstadlar, yogiler ve aydınlanmış kişiler kendi istekleri ile, oturarak derin bir meditasyona girerek bedenlerinden çıkar ve ışığa giderler.
Düşüne biliyor musunuz? Bu nekadar güzel bir ölüm şeklidir.
Benim çocukluğumdan beri en büyük hayalim bir gün kendi isteğimle oturup, derin bir meditasyona girerek ışığa olan yolculuğu yapmak. Başka bir seviyeye geçmek. Dünya’da bu şekilde vefat eden sayısız insan var. Çevrelerindeki insanlara veda ederek , ardından kendi istekleri ile bedenlerinden çıkıp giden çok sayıda insan var.
Ölüm illa acılı ve zor olmak durumunda değil. Ölüm de bir seçim olabilir. Ölüm de bile özgürlük olabilir.
Bunlar için hangi bilinç ve farkındalıkta olmalıyım?
Sevgili Louise Hay Seni Çok Seviyorum. Sen Muhteşem Bir Örneksin.
İyi ki geldin. Bizim için ve kendin için yaptıkların adına sana sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu sayede milyarlarca insana farkındalığın başka bir yolunu açtın.
Louise Hay, milyonlarca kez sana teşekkür ediyorum. Bilge ışıklar seninle olsun.
Sen artık ölümsüzsün. Binlerce yıl geçse bile hep ışığın paralayacak.
Sevginin Kaynağının Gücü, Lütfen Beni Kendi Hayatımın Efendisi Yap.
Sizi seven bir Can...
Paylaş