Paylaş
YAZIN son günleri...
Serin ‘‘yıldız’’ esintisi var.
Ege Denizi'nin açıklarından Kazdağları'nın siluetinin sihirli görünüşü herkesi susturdu. Teknenin hışırtısından başka ses duyulmuyor. Arkamızda bıraktığımız köpükten izi deniz çok geçmeden siliyor.
Yunuslar buralarda bir yerdeydi, birazdan çıkar, tekneyle oynamaya başlarlar...
Uzakta martılar bir balıkçı teknesinin peşine takılmışlar. Balıkçının ağlardan çıkartıp denize attığı küçük canlıları dalıp dalıp alıyorlar. Balıkçılar ile martıların bir garip dostluğudur bu.
Daldım düşünüyorum:
‘‘Yeryüzünde bu kadar güzel bir ülke var mı?.. Denizin, dağların, mavinin, yeşilin, yerin, göğün bu kadar güzel olduğu bir başka yer?.. İşte çevreciler Kazdağları'nı madencilerden kurtarıyorlar. Bergama köylüleri çokuluslu altın sermayesine izin vermediler. Dün gece televizyonda Çevre Bakanı'nı mutlu mutlu dinledim, ‘Doğayı ve hayvanları sevmeyenler, korumayanlar insan olamazlar' diyordu. İşte mavi deniz, gri dağlar, yeşil zeytinlikler, martılar, yunuslar ve bir hoş rüya gören ben...’’
*
Mitralyoz Burnu açıklarında küçük küçük üç ada vardır. En güneydekinin adı Kara Ada’dır.
Kara Ada açığına yanaştık. Küçücük adanın üzerinde yer yer çalılıklar var. O çalılıklarda tavşanlar yaşar. Nereden gelmişler, nasıl yaşıyorlar kimse bilmiyor. Ancak adada içecek su ve yeterli yiyecek olmadığı için cılız cılız tavşanlar. Kimi balıkçılar yazın onlara su ve çuvallarla karpuz kabuğu götürüyorlar. Bu yüzden adaya birisi çıktığında tavşanlar önce çalılıklara saklanıp, kafalarını uzata uzata gelenin niyetini anlamaya çalışıyorlar, sonra ortaya çıkıyorlar.
Birden irkildik...
İki serseri bir tahta kayıkla adaya çıkmışlar. Ellerinde taşlarla tavşanları avlamaya çalışıyorlar. Tavşanlar bir çalılığa saklandıklarında etrafını sarıp, taşla vurmaya başlıyorlar. Önde büyük tavşanlar, arkalarında yavruları oradan kaçıp bir başka çalılığa kendilerini atıyorlar, serseriler peşlerinde. Ada küçük olduğu için kaçacak hiçbir yerleri yok.
O an benim rüyam da zaten bitti.
Bu güzel ülkenin üzerinde böyle ruhsuz çapulcular yaşadıktan sonra ne yapacaksınız?..
Bunlar üstelik her yerde.
Kimisi sanayici, kimisi Ankara'da kararlar verebiliyor, kimisi devlet adamı, kimisi bürokrat, kimisi aramızda belli etmez, işte kimisi de böyle elinde taş küçük adada tavşanların başını ezip yemeye çalışıyor.
Ne yapacaksınız?..
Paylaş