futbolun artık ‘spor’ olmadığını kabul etmelisiniz.
Böyle ‘spor’ olmaz.
İçinde rüşvetin, kara paranın, kadın ikramının, şikenin, mafyanın, satırın, bıçağın, terörün, şiddetin, her türlü ahlaksızlık ve entrikanın olduğu bir şey asla ‘spor’ sayılmamalı.
Adını siz ne koyacaksanız koyun...
Rant, kumar, tepişme...
Ama asla ‘Spor’ değil.
*
Kitleleri sürüklemesi onu ‘spor’ yapmaz.
Sigarayı da kitleler içiyor, ancak kitleler içiyor diye sigarayı kimse ‘yararlı’ saymaya kalkmıyor.
Futboldaki rezillikleri ‘üç-beş serseri taraftara’ yıkmaları da doğru değil.
En anlamsız, en içi boş, en densiz, en gereksiz ve en kışkırtıcı tartışmaları futbolun ünlüleri televizyonlarda, spor sayfalarında yapmıyorlar mı?
Ve hepiniz biliyorsunuz ki kimsenin aklının almadığı asıl fırıldaklar, entrikalar, şikeler, rant kavgaları, rüşvet ilişkileri kulüplerin üst yönetiminde dönüp durur.
Niçin TBMM’deki araştırma tutanaklarını alıp bir bakmıyorsunuz?
*
Bir şey yaratamayan, yaşamda sarılacak başarısı olmayan insanlara kimlik kazandırıyor futbol.Oturuyorlar, başkası gol atınca ‘Kazandık’ diye seviniyorlar.
Bu yüzden futbol daha çok geri kalmış ülkelerde büyük kitleleri peşine takıyor, sürüklüyor.
İşte gördünüz:
Sokaktaki bütün arabaları, araçları, vitrinleri parçaladılar, yüzlerinde kin-nefret vardı.
Bu ne ilk, ne de son olacak.
‘Rıza efendi, iki ekmek bir süt’ pankartı ise görgüsüzlüğün, kabalığın, terbiyesizliğin taşıp, sadece dışa vurması.
*
Kısacası futbol ‘spor’ değil...
Taşrada çocuklar kardan kapanmış yolları aşarak camsız, soğuk, öğretmensiz sınıflara gitmek için çırpınırken, devletin futbola milyar dolarlar yatırmasını da anlayamam... Küçük memurun-işçinin, çocuğun mama parası vergi diye kesilirken futbolda dönen trilyonların vergiden muaf olmasını da...
Her zaman bu olanlardan rahatsız sporseverlerin, hiç olmazsa futbol aklanana kadar ‘tribünlere veda’ etmelerini bekledim.