Bekir Coşkun: Milenyum ramazanları...

Bekir COŞKUN

KÜÇÜK ilan vardı:

‘‘Hoca Efendi'nin yeni CD'si çıktı.’’

Ezan seslerinin kaliteli çıkması için dijital ses düzenleri minarelerin tepesine kadar tırmanıyor. Camilerdeki hocalar, Japon müzik setlerinin tüm markalarını bir çırpıda sayabiliyorlar.

Saati gelince ezan okuyan tespih.

Kıble yönünü gösteren namazlık.

Saatine yakın içindeki suyu ısıtan aptes ibriği.

Araba hırsızlarına karşın, hırsız aracın kapısına dayanır dayanmaz ‘‘Ey Müslüman!.. Elini harama sürme. Haramda gözü olan cehennem ateşiyle yanar’’ diye bağırmaya başlayan İslami alarm.

Yine gazetelerde vardı; Fenerbahçe' de namaz kılınırken imamın cep telefonu çaldı. İmam, ‘‘Şimdi namaz kıldırıyorum, beni rahatsız etmeyin, mersii’’ dedi.

Bunlar olur.

Bilim ve teknoloji rüzgárı her şey gibi dini-imanı da etkiliyor.

*

Bu sene nasıl farklı bir ramazan yaşadığımızı Murat Bardakçı çok güzel yazdı.

Mesih'li, şaraplı, Bülent Ersoy'lu bir ramazandı.

Bu kez hem yemeğe konulan şarabın haram olmadığı anlaşıldı, hem bizim yeni peygamber Hasan Mezarcı ramazan gecelerine renk kattı, hem Bülent Ersoy'un dini yorumları çok yararlı oldu.

Bu arada kadınların göğüsleri açık namaz kılıp-kılmayacakları da ele alındıysa da, bir neticeye varılamadı.

*

Baktım; kilisedeki Noel yortusuna Müslümanlar fazla ilgi gösterip erkenden giderek her yeri doldurdukları için Hıristiyanlar dışarda kalmış, papaz içeri giremiyor.

Öte yandan reklamlardaki yalnız yaşlı çift için, bir ulus her akşam asgari beş kez oturup ağladı.

Oruç tutmayan siyasetçilerin-bürokratların o (utanmadan) göstermelik iftar davetleri ise yine sürdü.

Oysa yapılan yoklamalara göre, oruç tutma bu kez çocuklar arasında çok yaygındı.

Kısacası, renkli-güzel bir ramazan bitti.

Ülkemizde sürüp giden kanlı-kavgalı ortama göre; hoşgörülü, tartışmalı, sevimli bir ramazan ayı.

Bugün artık bayram.

Bayramınız kutlu olsun.