Kupada Sivasspor karşısında yaşanan patlama ve dün akşamki Belediye maçının ilk yarısı bunun en büyük örneği. Madem böyle istekli oynuyordunuz daha önceleri nerelerdeydiniz?... Tüm hedefler tek tek giderken kımıldamadılar bile. Hafta sonu G.Saray ile son maç ve nihayet beklenen tatil. Tabii ki tatilden önce kupa finali var ama onun yeri çok başka. Dün akşamki Trabzonspor’a gelirsek, ‘ununu elemiş ve eleğini asmış’ misali çok rahattı. Stres ve hedef olmayınca Trabzonspor’u seyretmek de zevk veriyor. İlk devrede ki 15-20 dakikalık oyun ve atılan üç gol Belediye’yi çukura düşürmeye yetti. Kümede kalma ümidini son haftaya taşımaya çalışan Belediye ise ilk yarıda hiç varlık gösteremedi.
ADRİAN SAHADA YOKTU
Ancak 2. yarıda roller değişti. Trabzonspor eski kimliğine bürünerek bizleri sezon başından bu yana olduğu gibi şaşırtmadı. Sivas maçının üç gollü yıldızı Adrian dün sahada yok. Zaten Adrian bu. Bir maç var on maç yok. Sadece Adrian değil bu çoğu için geçerli. Kadroya bakıyorum, hem yerlisi hem yabancısı çok kalabalık kadro var ama yalnızca kuru kalabalık. Çoğu ile öyle anlaşmalar yapılmış ki göndermek için inanılmaz paralar ödemek zorundalar.
Trabzon’u zor günler bekliyor. Önce başkanlık yarışı var. Kim gelirse gelsin işleri gerçekten zor. Kafkas devam edecek mi, bu kadar şişkin kadro ne olacak. Gönderilecek o kadar çok oyuncu var ki nasıl gönderilecek bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey varsa önümüzdeki sezon mevcut kadro ile bu sezondan iyisi olmaz. Yani büyük değişikliğe ihtiyaç var. Belediye’ye gelince, 3-1 geriye düşünce ancak kendilerine gelebildiler. İkinci yarı çok zorladılar, hatta farkı bire de indirdiler ama Yasin’in golü ümitleri bitirdi. Doğrusu zevkli ve bol gollü bir maç izledik. Hakem Kuddusi Müftüoğlu ise neredeyse hatasız bir yönetim gösterdi.
Şöyle rakibini hem de kendi sahasında bile büyük takım havasıyla ısırdığını gördüğümüz maçlar ancak parmakla sayılacak kadar azdır. İlk yarıdaki futbol ve istek zaten tüm sezon başınca alıştığımız bir şeydi. Trabzonspor ancak dün akşam ikinci yarıda Sivasspor karşısında sanki tüm sezonun hıncını alıyormuş gibiydi. Elinde kalan son ve Avrupa’ya gidebilmek için tek fırsat olduğunun fazlasıyla bilincindeydi...
İlk maçta aldıkları 2-1’lik mağlubiyeti avantaja çevirmek için yemeden atılacak bir golün çok büyük önemi vardı. Trabzonspor aşırı kontrollü oynayınca, Sivasspor oyuna daha hakim gibi göründü. Ancak Adrian’ın golü Trabzonspor’u kendine getirdi. Daha özgüvenli, daha sakin ve sahada ne yapmak istediğini bilen bir Trabzonspor uzun süredir görmediğimiz bir şeydi. Ancak skor yine tehlikeliydi. Sivasspor atacağı bir golle yeniden kupa ya tutunabilirdi. Ama Adrian buna pek müsaade edecek gibi görünmüyordu.
Ateş ile barut patladı
İkinci yarının başlamasıyla birlikte Adrian, Sivasspor’un umutlarını iyice bitirdi. Sivasspor daha yediği ikinci golün şokundan kurtulamadan Adrian yine sahne aldı. Sivasspor kalecisini üçüncü kez avlayarak geceye damgasını vurdu. Olcan’ın golü ise finali iyice perçinledi. Trabzonspor’un üzerinden büyük bir yük ve stres kalkmış oldu. Artık bu şehir yalnızca finali değil kupa yı da bekliyor. Çünkü yalnızca kupa değil sezon başından bu yana göremediğimiz kadar Trabzonspor istekliydi. Ateş ile barut biraz geç de olsa ancak yan yana gelebildi. Ama daha patlama olmadı. Bu esas patlamayı final de bekliyoruz. Ancak böylesine bir Trabzonspor’u da hakikatten özlemişiz.
Allah’tan ilk yarıda statta taraftarla tribünde uyuyup kalmadık. Hoş, onlar da zaten sahadaki takımlarla ilgilenmiyorlar. Federasyon ve Fenerbahçe ile kendilerini oyalıyorlar. Sahadaki iki takım da sanki ter idmanına çıkmış gibiler...
SONUNDA BİTİYOR
İLK yarıda Kayserispor biraz daha hareketli gibi görünüyor ancak Trabzonspor hiç ortalarda görünmüyor. Trabzonspor’un doğru dürüst atağı yok, mücadelesi yok, isteği zaten yok, çabası yok, pozisyonu yok ve dolayısı ile golü de yok. Yani yokları oynuyor Trabzonspor... Her halde ilk yarıda topla en çok oynayan oyuncu kaleci Onur Kıvrak’tır.
Orta sahada üretkenliği bırakın tembel ilkokul talebeleri gibiler... Olcan ve Halil ise Kayserispor defansını rahatsız bile etmiyorlar. Yani bahar yorgunluğu ile birlikte tatil havası devam ediyor. Ancak fazla üzülmeye gerek yok. Artık nihayet sezonun sonuna gelindi.
BİTSE DE GİTSEK...
MAÇIN ikinci yarısında da değişen fazla bir şey yok. Yani bitse de gitsek havasındalar. Belki de gol atanın kazanacağı bir maç olacak. Sahada ses soluk çıkmıyor derken Kayserispor’dan ses geliyor. Biseswar ismiyle birlikte attığı golle ses getiriyor. Yenilen bu gol bile Trabzonspor’u etkilemiyor, moralini bozmuyor ve uyku hali devam ediyor.
Onlar uyurken Bobo uyumuyor ve skoru perçinliyor. Kalan son 10 dakikada ise Kayserispor skoru yeterli görerek kontrollü oynuyor. Trabzonspor’un üstüne gelmesine davetiye çıkartıyor ama dün akşam sahada olan Trabzonsporlu futbolcuların davet kabul edecek halleri yok, çünkü uyuyorlar. Aman rahatsız etmeyelim ve tatlı uykularından uyandırmayalım.
Yaklaşık 1200 kilometre yol yapıldı. Final ise İstanbul’da Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün katılımı ve verdiği büyük destek ile muhteşem oldu. Spor Bakanımız Suat Kılıç da bisiklet sporuna verdiği büyük destek ile renk kattı.
Bu muhteşem tur alışkanlık yapıyor
Dedik ya final muhteşem oldu diye, aslında tüm etaplar da öyleydi. Öyle büyük bir organizasyon ki sekiz gün boyunca o kadar ekipman ve yaklaşık 1500 kişi bir şehirden bir şehre taşınıyor. Öyle güzel etaplar seçilmiş ve ayarlanmış ki ilk kez görenler hayranlıklarını gizleyemiyorlar.
İnanın bu turu izlemek için yurt dışından kendi imkanları ile gelen bir çok kişi ile karşılaştım. Bu tur gerçekten de alışkanlık yapıyor. Başlıyorsunuz ve bitmesini hiç istemiyorsunuz. Benim gibi hem sporun içinden gelmiş ve futbol yazarlığı yapan birisi için bulunmaz bir nimet. Yaklaşık bir hafta boyunca yalnızca Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu düşünüyor, yaşıyor ve yazıyorum ama hiç yorulmuyorum.
Yaklaşık 16 yıldır bu turu takip ediyorum. Ancak son yıllarda tur inanılmaz bir boyut aldı. Eskiden yurt dışından bisikletçi davet etmek başlı başına bir olaydı. Ancak şimdi öyle bir noktaya gelindi ki hem çok prestijli bir tur oldu hem de katılmak için artık onlar başvuruyorlar.
Yani artık Tur, bırakın Türkiye’yi tüm dünya da en önemli organizasyonlardan birisi oldu.
Önümüzdeki sene 50. yıl
Bugün İzmir, yarın da İstanbul’da final... Ülkemizin güzelliklerini tüm dünyaya tanıtıyoruz. Yalnız aklımdan çıkmayacak olan etap, Bodrum-Selçuk etabıydı... Efes harabelerini, Meryem Ana’yı hayranlıkla seyrettik.
Asıl konuya geçecek olursak bu hiç şüphesiz bisiklet sporunun gelişimi olur. Bu turun devam etmesi için sponsorlar ve destek çok önemli... THY’ye, TRT’ye ve Gençlik ve Spor Müdürlüğü’ne ayrı ayrı teşekkür etmek gerekiyor. Organizasyona sağladıkları katkı çok üst seviyelerde...
Büyük destek var
Bir parantez de Vodafone’a açmak istiyorum. Beklentileri ve sponsorlukları olmamasına rağmen, telefonların çekmediği 1850 rakımlı Elmalı Dağı’na geçici istasyon kurarak tüm dünya ile bağlantımızı sağladılar.
Desteğe gelecek olursak... Akdeniz ve Ege sahillerinde her durakta gönüllüler var. Hiçbir karşılık beklemiyorlar. Her gün tura özel ücretsiz gazeteler, misafirler için kurulan yemek servisleri... Onların bu katkıları çok ciddi seviyelere ulaşmış durumda...
Nitekim devletten de, Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül finalde ödülünü verip, bisiklet dünyası ve sporunu onurlandırıyor. Sona yaklaştığımız turda, her şey kusursuz devam ediyor. Yaklaşan final için şimdiden, heyecan dorukta...
Akdeniz’in tüm güzelliklerini tur boyunca hem kendimiz izliyoruz, hem de dünyaya izlettiriyoruz. Alanya’dan Antalya’ya giderken yollarda yerlisi yabancısı, ihtiyarı genci tura büyük ilgi gösteriyor.
Çoğunun altında bisikleti, bazılarında ise Türk bayrakları... İnanılmaz güzel görüntüler var. Doya doya seyrediyoruz. Tabii ki bu arada yarış da devam ediyor. Ama inanın kimin kazandığı veya hangi takımın birincilik için mücadele ettiği o kadar önemli değil.
Farklı heyecan
İLGİ o kadar büyük ki kelimelerle anlatamayız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Bu gün daha da heyecanlıyım. Çünkü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı... Turdaki etap da çok önemli... Elmalı etabı... Bu anlamlı günde Elmalıların bisikletçileri yalnız bırakmayacaklarını geçtiğimiz seneden biliyorum. Bayraklarınızı ve bisikletlerinizi alıp gelin ve hep beraber bisiklete binelim.
Açıklamalara bakıyorum neredeyse tüm camia, “ Avantaj bizde. Tur bizde. Trabzon’da bu işi rahat bitiririz” diyorlar. Bu nasıl bir avantaj ben anlayamadım. Acaba maçın skoru Trabzonspor lehine de ben mi yanlış biliyorum. Trabzonspor bu sezon hangi maçını rahat oynamış veya kazanmış da böyle konuşuluyor anlamak mümkün değil. Sivas’taki ilk maçta koskoca doksan dakikada bir tane pozisyonu bile yok. Son dakikada ki Sapara’nın golü biraz umut oldu o kadar. Şimdiden final hesapları yapılıyor. Önce Sivasspor’u geç ondan sonra konuş veya temkinli konuş. Ancak yöneticisi, teknik heyeti ve futbolcusu rövanş maçını oynamadan turu geçmiş bir havadalar. Tamam inanmak çok güzel ama ortada gerçekler de var.
Önce inanmak gerek
BENCE final için hala avantaj Sivasspor’da. Çünkü, ilk maçın galibi Sivasspor. Teknik heyet ve futbolcular bol keseden turu geçmiş gibi atıp tutuyorlar. Bu çok tehlikeli bir yaklaşım ve farkında değiller. Zaten böyle rahat ve umursamaz davranarak liginde farkında olmadılar. Her hafta çıkış ve patlama beklendi ama gelinen nokta ortada. Eğer rövanş maçında ilk maçta yaptığınız gibi, mücadele etmezseniz, umursamazsanız, inanmazsanız maalesef final hayal olur. Trabzonspor taraftarı sizlerden fazla bir şey beklemiyor. Avrupa gitti, lig çok erken bitti ama Trabzonspor önümüzdeki sezon Avrupa’da olsun. Bunun da en kolay yolu kupadan geçiyor. Lütfen bunun bari farkına olun.
Çünkü, Trabzonspor kupada bir başka oynuyordu. Ama dün akşam Sivas’da Trabzonspor yine ortalarda yok. Karşılaşma o kadar zevksiz ki ilk yarının son dakikasına kadar iki takımın da pozisyonu yok. Sivasspor biraz hareketli Trabzonspor ise yine tat vermiyor. İlk yarıda ki görüntü onu da boş vermişler. Koskoca Trabzonspor yarı final oynuyor ve ilk 45 dakikada bir tane bile doğru dürüst atağı ve dolayısı ile pozisyonu yok. Henrique etkisiz, Volkan’ın yalnızca forması sahada ve oyun kuracak olan Zokora ile Colman da kayıplar. Sivasspor ilk yarıda önce temkinliydi ama baktı ki Trabzonspor’un bir şey yapmaya niyeti yok bari ben yapayım dedi. İlk yarının kısa özeti Aatif’in nefis golü ve Eneramo’nun kafa vuruşunda Tolga’nın kurtarışı. Trabzonspor’un ligdeki isteksizliği kupa ya da yansımış. Diyeceksiniz ki, bu iki ayaklı maç. Bunun rövanşı var ama böylesine isteksiz oynarsanız ve hiç mücadele etmezseniz diğer hedeflerde olduğu gibi yine hüsran olur.
Mucize gerekli
2. yarıda Trabzonspor açısından bir şeyler değişir mi diye bakıyorum ama, “Eski Tas Eski Hamam ve aynen devam” misali. Stada gelen Trabzon taraftarları bile daha istekli, daha diri ve daha hareketli. İlerleyen dakikalarda Sivasspor’un geri çekilmesi ile Trabzonspor sanal da olsa bir baskı kuruyor ama şuursuzca ve organize olamadan geldiği için pozisyonda bulamıyor. Sivasspor ise ilk yarıda ki temkinli oyununa devam ediyor. Fazla gelmiyor ama etkili geliyor. Yani Trabzon gibi değil, sahada ne yapması gerektiğini biliyor. Erman’da Sivas’ı finale biraz daha yaklaştırıyor. Trabzon’daki kötü gidiş ve çöküş kupa da da devam ediyor. Bu oyun anlayışı, bu isteksizlik ve mücadele etmeyen Trabzonspor’a final için ikinci maçta mucize gerekli. Sapara’nın golü belki bir ışık yaktı ve Trabzonspor’u biraz umutlandırdı, ancak gene de çok zor. Trabzon iki yarı da da hiç pozisyon bulamadan biraz da hakemin uydurması ile kazandığı frikik ile kupaya tutunmaya çalışacak.