O sahnede heyecandan titredim

◊ Sohbetimize Kraliçe Mary’ye dönüşümünüzle başlayalım...

- Mary’ye dönüşürken kafamda yarattığım en büyük handikap kraliçeyi oynamaktı. Çünkü kraliçe deyince aklımıza gerçek kişiden ziyade bir figür geliyor... O yüzden “kraliçe nedir” sorusu başlangıç noktam oldu. Sonrasında Kraliçe Mary hakkında bulabildiğim tüm tarih kitaplarını okudum. Mary hakkındaki araştırmalarım belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra Mary’ye gerçek kişi gibi değil de herhangi bir kurgu karakter olarak yaklaşmaya başladım. Kostümler ve koreografımız Wayne McGregor karakteri şekillendirmemde çok yardımcı oldu. Onların yanı sıra sette sabahın köründe saç/makyaj karavanına girip yorgun bitkin Saoirse’ten kraliçeye dönüştürülmem karakterin içine soktu.

◊ Yönetmeniniz Josie Rourke’un tiyatro geçmişi var. Filme hazırlanırken Josie size nasıl bir katkı sağladı?

- Josie’de resimler, fotoğraflar aklına gelebilecek her türlü görsel mevcuttu. Sahneleri yaratırken o görsellerden ilham aldık.

◊ Son zamanlarda sizi en çok etkileyen film hangisiydi?

- Birkaç hafta önce “Another Year”ı ilk defa izledim. Mike Leigh filmi... Lesley Manville oynuyor. Lesley’nin performansı muhteşemdi. Film uzun süre hafızamda yer etti. Lesley’yi izlemek şimdi çektiği filmim “Little Women”daki karakterime de çok yardımcı oldu.

◊ “Little Women” demişken... Sizin hakkınızda okuduğum yazıların çoğunda Meryl Streep adı geçiyor...

- “Little Women”da Meryl teyzemi oynuyor.

◊ Evet! Meryl ile karşılaştırılmanız hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Harika, müthiş... Yaptığım işte Meryl ile karşılaştırılmaktan daha çok mutlu edecek başka bir şey düşünemiyorum.

MARGOT’LA HİÇ PROVA YAPMADIK

◊ Çekimlerde Kraliçe Elizabeth’i canlandıran Margot Robbie ile aranız nasıldı? Gerçi son sahneye kadar birbirinizi görmemişsiniz...

- Doğru, görmedik birbirimizi. Çekimlerden önce sadece birkaç defa birbirimizi gördük. Ben onu sevdim, o da beni... Margot’un filmde nasıl göründüğünü, karakterle neler yapacağını bilmiyordum. Filmde birbirimizi ilk defa göreceğimiz sahnenin provasını da yapmadık. Prova yapmadığımız için sahnenin ilk çekiminde ikimizde de adrenalin doruktaydı, resmen titriyorduk.

◊ Oynadığınız karakterlerin size etkileri nasıl oluyor? Günümüzden ya da tarihten hayata geçirdiğiniz herhangi bir karakter filmden sonra size bir şeyler bırakıyor mu?

- Tabii ki bırakıyor. Gerçek ya da kurgu, ben her karaktere gerçekmiş gibi yaklaşıyorum. Çünkü uzun bir dönem o karakter hayatımın en önemli parçası olacak.

Geçen gün Melissa McCarthy ile konuşuyordum. “Kendimizden daha akıllı, daha kötü, daha iyi insanları oynarken aslında kendimizin farklı versiyonlarını görüyoruz” dedi.

Her rolde olmak istediğimiz ya da olmak istemediğimiz yönlerimizi keşfediyoruz. Nasıl yeni insanlarla tanıştığımızda onları analiz ediyoruz, beğendiğimiz yönlerini kendimize adapte ediyoruz, karakterde de aynı oluyor. Yani bir şeyler kaçınılmaz şekilde bende kalıyor.

KRALİYET AİLESİ DE SENİN BENİM GİBİ

◊ Filmi çekerken neler öğrendiniz o zamanki kraliyet ailesi hakkında?

- Film sayesinde politikacıların da kraliyet ailesinin de insani yönünü görmeye başladım. Çünkü çoğu zaman onları insan gibi değil de figür olarak görüyoruz. Ama aslında onlar da senin benim gibiler. Sadece hayattaki rolleri farklı.

◊ Filmdeki monarşiden bugünkü monarşiye gelirsek... Bugünkü kraliyet ailesi hakkında neler söylemek istersiniz?

- Hayatlarını artık daha iyi anlıyorum. Sevseler de sevmeseler de, isteseler de istemeseler de hayat tarzları kurallarla belirlenmiş. Biraz önce de söylediğim gibi artık onları sadece figür olarak görmüyorum.

◊ Filmde “kimseye boyun eğme” diyorsunuz. Gerçek hayatta ne zaman boyun eğmek ya da eğmemek  gerektiğine nasıl karar veriyorsunuz?

- Beni benden daha iyi tanıyan biri yok. O yüzden ne zaman ödün vermem ya da vermemem gerektiğinin kararını en iyi ben verebilirim. Boyun eğmek zorunda kalmamak gibi bir derdim de yok. Eğer “her şeyi ben bilirim, kendi isteklerim dışında hiçbir şey yapmam” dersem eninde sonunda yalnız bir varlık olarak kalırım. İnsanlarla orta noktayı bulmak hem özel hem de iş hayatımda önemli.

ANNE OLMAK İSTİYORUM AMA ŞiMDi DEĞiL

◊ Kraliçe Mary 24 yaşında anne oldu, siz de 24 yaşındasınız...

- Ben de bir an önce anne olayım! (Gülüyor)

◊ Şaka bir yana gerçekten geleceğe yönelik planlarınızda aile ya da çocuk yer alıyor mu?

- Çocuk istiyorum. Anne olmanın hayalini hep kurdum ama şimdi değil. Anne-babama çok yakınım, ben de o deneyimi kendi çocuğumla yaşamayı istiyorum. Tabii önce bir köpeğim olmalı.

◊ Köpeğiniz yok mu?

- Var, annemle paylaşıyoruz. Benden çok annemin köpeği oldu. Hatta benim yerimi aldı. Ben ikinci sırada geliyorum artık. Birinci sırada Fran var.

KALIPLARIMIN DIŞINA ÇIKTIM

 ◊ Geçen yıl vizyona giren filminiz “Lady Bird”den de bahsetmek istiyorum. Filmin bu kadar sevileceğini tahmin etmiş miydiniz? “Lady Bird”den sonra hayatınızda meydana gelen değişikliklere alışabildiniz mi?

- “Lady Bird” bana çok şey ekledi ve çok şey öğrendim. Film drama değil. Komedi yapmayı, komik rolleri seviyorum ama doğru ve dozunda yapamazsam diye stres yapıyordum. Yönetmenimiz Greta Gerwing’in çalışma tarzı, stili benim kalıpların dışına çıkmamı sağladı.