Yakılan kitaplar ve gergedanlaşanlar

Bu hafta İstanbul’da bir oyun sahnelendi ve ABD’de bir adam öldü. Uluslararası Tiyatro Festivali’nden ‘Gergedan’ adlı oyunuyla Ionesco geçti, kült bilimkurgu romanı Fahrenheit 451’in yazarı Ray Bradbury Kaliforniya’da hayatını kaybetti. Her iki eser de 1950’lerin ürünüydü. 60 yıl sonra hâlâ güncel olmaları onları klasik yapar, gidişatımızıysa trajik

Haberin Devamı

Eugène Ionesco 1909’da Romanya’da doğdu. Hitler’in Nazi Almanyası yükselirken ve İkinci Dünya Savaşı yıllarında Fransa’da yaşayan bir oyun yazarıydı. 1959’da en ünlü eserlerinden birini verdi; ‘Gergedan’ı.
1930’lardan itibaren ülkesi Romanya’daki en iyi arkadaşlarını, çevresini ve bütün vatandaşlarını gözleri önünde faşizme kayarken izledi. Bu sosyal metamorfozu, teker teker gergedana dönüşen insan alegorisinde kağıda döktü. Sık sık kullandığı otobiyografik kahramanı Bêrenger, çevresindeki herkesin aşama aşama gergedanlaştığı bir dünyada ayakta kalmaya çalışan ‘insan’dı.
Önüne çıkan her şeyi yıkıp geçen, homurtuya benzer sesler çıkaran, derisi kalın ve sert bu hayvan ilk kez şehrin sokaklarında göründüğünde herkes paniğe kapılır. Sonra birer ikişer, gergedanların o kadar da kötü olmadığını düşünmeye başlarlar. Derken sesleri müzik gibi, derileri çekici gelir. Aşık olduğu kadın Daisy de gergedanların arasına katılınca Berenger insan kalmakta direnen tek kişi olarak kalır.
Gergedan o zaman faşizmdi, nasyonal sosyalizmdi. Aradan 53 yıl geçti, gergedanlar hâlâ aramızda. Hâlâ her gün en yakınımızdan birilerinin gergedanlaştığını görüyoruz. Oyunu İstanbul’da Théâtre de la Ville-Paris topluluğu sahneledi. Yönetmen Emmanuel Demarcy-Mota’nın oyunla ilgili kaleme aldığı çok güçlü bir metin var. Üstüne gerçekten söyleyecek pek bir şey bırakmıyor.

Haberin Devamı

HEP KAZANIYORLAR

“Alegori, şüphesiz ki 2012 yılında birtakım başka anlamlara açılacaktır. Güney ve doğu ülkelerinde, halkların ayaklanarak yıkmaya çalıştığı bütün bu diktatörlerin, ateşli taraftarlarını oluşturan uşakların ve fedailerin teşhirini şüphesiz ki bu oyunda da göreceğiz.
Bugün gergedanlıkta tuhaf bir güç görüyoruz: Öylesine, alçaklıktan, işimize geldiği için, tembellikten ve kimse bizden böyle bir şey istemediği halde gergedan oluyoruz. Bizi buna zorlayan bir zorba yok. Bizi gergedanlaştıran, komşumuz, öbürü, beriki, sen, kısacası kendimiz. Onun için gergedanlaşmada modanın zorbalığını veya törenin zorbalığını, meşhur tüketim toplumunun mekanik tarifini görebiliriz. Ama merak etmeyin, modanın da karar vericileri, törenin de organizatörleri vardır ve orada yine kapitalist efendiyi görürüz.
Esas berbat olan, sokakta başarılı olanın gergedanlar olmasıdır. Onlar hastaneye kapatılmaz, onlar hapse atılmaz. Kazanan onlardır. Dünyadan elini eteğini çekmesi gerekense, Bérenger, yani ben. En azından, direnmezsek ve kendimizi çekime kaptırırsak, olacak olan budur.”

Haberin Devamı

BİLMEK MUTSUZ EDER

Bilimkurgunun iyi edebiyat sayılmasında büyük etkisi olan ve 6 Haziran günü 91 yaşındayken kaybettiğimiz Ray Bradbury, 1920’de ABD’de doğdu. En ünlü eseri Fahrenheit 451’i yazdığında yıl 1953’tü. İkinci Dünya Savaşı’ndan galip çıkmış ABD’nin ekonomik büyüme yıllarıydı. Komünist avı sürüyor, tüketim kültürü hızla yayılıyordu. Daha geniş evler, daha iyi okullar, herkese otomobil, her eve televizyon, elektrik süpürgesi, çamaşır makinesi...
Roman adını, kağıdın fahrenheit biriminde tutuşma derecesinden alıyordu. Bradbury’nin geleceğinde de itfaiye erleri vardı. Ama görevleri yangın söndürmek değil çıkarmaktı. Tam olarak, tek bir tane kalmayana dek kitapları yakmak...
Yazarın 50 yıl sonrasına (yani bugüne) projeksiyon yaptığı bu gelecekte insanlar sadece televizyonda beyin yıkayıcı şovlar izliyordu. Ekran karşısında ne kadar mutlu olduklarını fark eden yönetim de, halkı sorgulamaya iten, düpedüz mutsuz eden kitapların ortadan kaldırılmasını emretmişti.
Roman sıklıkla devlet tarafından uygulanan sansürün eleştirisi olarak lanse edildi. Bradbury ısrarla niyetinin televizyon ve kitle iletişim araçlarının edebiyat üzerindeki etkisini yermek olduğunu söylediyse de pek çoklarını ikna edemedi. Kitap yazarından bağımsız bir yol çizdi kendine.

Yazarın Tüm Yazıları