12 Mart 2004
Son birkaç haftadır bitti bitiyor, kaçtı kaçıyor, kaçırmayın diye yazıyorum ama sanki indirimler dokuz canlı, bir türlü sonu gelmiyor. Üstelik oranları da arttıkça artıyor. Gerçi mağazalar birer ikişer yeni sezona girmeye, indirimli ürünleri de dip köşelere doğru itmeye başladı fakat, hálá bir şeyler bulmak mümkün.
En son indirime girenlerden biri de İstanbul Şişli’deki 1000a Dekorasyon Merkezi. Daha önce 1000a hakkında bir yazı yazmış, evini güzelleştirmeye meraklı sıradan insanlara değil, profesyonellere göre olduğunu söylemiştim. Çünkü o zamanlar içinde duşakabin, jakuzi, şömine, havuz, parke, yer seramiği satan mağazalar vardı sadece.
Şimdi çok daha fazla seçenek var. Mobilya, ev tekstili, aksesuvar, mutfak eşyası, halı satan mağazalar ve epeyce ünlü markalar bulunuyor 1000a’da. Marka sayısı toplamda 300’e çıkmış. Üstelik bu markaların büyük bölümü 22 Mart’a kadar, yüzde 70’e varan indirimler uyguluyor. Fiyatları bilmeden yüzde 70 bir şey ifade etmiyor diyeceksiniz, ama yazarınız hizmette sınır tanımadığından fiyatların eski ve yeni hallerini de topladı: Etro marka duvar kağıdının bir rulosu 40 Euro’dan 7 milyon 500 bin liraya düşmüş. 650 Euro’ya satılan Deville marka şömine soba şimdi 390 Euro. Ipocork parke 39 Euro’dan 19 Euro’ya, Prestofloor laminat parke 11 Euro’dan 6 Euro’ya, Berborren marka yatak örtüsü 180 milyondan 90 milyona, Nemm marka pike havlu 45 milyondan 27 milyona, Mass yemek odası takımı da 2 milyar 500 milyondan 1 milyar 500 milyona inmiş. Ben diyeceğimi dedim, gerisi size kalmış.
Not: 1000a Dekorasyon Merkezi, pazar günleri 12.00-20.00 saatleri arasında, diğer günler 10.00-20.00 saatleri arasında açık. Tel: (212) 219 29 24.
Çocuk yapmadan önce bebek çikolatası masrafını düşünün
Bir süredir bebek çikolatası denen bir uygulama var biliyorsunuz. Bebek sahibi olan aileler, hastaneye veya eve ziyarete gelenlere ikram etmek için bebek çikolatası alıyorlar. Bildiğiniz madlen çikolatalara benzemiyor bunlar. Bebeğin cinsiyetine göre pembe veya mavi ambalajları, üzerlerinde uyuyan, gülen, oynayan bebek veya melek bibloları var. Biblolar bazen o kadar büyük oluyor ki, altında çikolata görünmez kalıyor. Zaten anladığım kadarıyla bu bebek çikolatası işinde önemli olan işlevi değil boyutu. Fiyat almak için aradığım bir mağaza görevlisi, birazdan açıklayacağım fiyat karşısında benden tuhaf sesler çıktığını duyunca ‘Ama hanfendi, bizim biblolarımız inanın çok büyük, öyle küçücük şeyler diil’ dedi. Dört beş yerle konuştuktan sonra ortaya çıktı ki, bebek çikolatalarının fiyatı ortalama 2 milyon 500 bin ile 8 milyon arasında değişiyor. Fakat sıkı durunuz, bunlar tane fiyatı sevgili okurlar. Kalabalık bir aileniz, geniş bir arkadaş çevreniz varsa yandınız demektir. 20 tane ziyaretçi gelse bile 160 milyon eder. The Marmara gibi yüksek fiyatlı bir pastanede bile yarım kilo çikolata 22 milyona satılıyor. Daha bunun hastane masrafı var, bebek bezi var, puseti var, beşiği var... Hani bu bir zorunluluk filan olsa, insan doğurmadan evvel düşünür yani. ‘Valla, Sedat’la çocuk yapmayı planlıyoruz ama bebek çikolatası masrafını düşününce hazır mıyız, bilemiyoruz.’
Yazının Devamını Oku 5 Mart 2004
İki gün sonra Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor olacağız. Bundan 147 yıl önce, 1857’nin baharında New York fabrikalarında tekstil işçisi olarak çalışan kadınlar daha fazla ücret, daha insani koşullar ve eşit haklar peşindeydi. Yüzlerce kadın bir bahar günü uzun çalışma saatlerini, aldıkları düşük ücretleri ve dayanılmaz çalışma koşullarını protesto etmek için greve başladılar. Bu grevlerin bugün 8 Mart’ta kutladığımız Kadınlar Günü’nün temellerini oluşturduğuna inanılıyor. İlk olaydan 53 yıl sonra Kopenhag’da toplanan Sosyalist Enternasyonal’de uluslararası boyutta bir Kadınlar Günü ilan edilmesine karar verildiyse de kesin bir tarih belirlenmedi. Nihayet 1917 yılına gelindiğinde, savaştan iki milyon asker kaybederek çıkan Rusya’da kadınlar ülke politikalarını protesto ederek ayaklandılar. Çar dört gün sonra kadınlara seçme hakkı verdiğinde Gregoryen takvim 8 Mart’ı gösteriyordu ve Kadınlar Günü için aranan tarih bulunmuştu.
Bir de bugüne bakalım. 2004 yılında Dünya’daki en fakir insanların büyük bir çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu da yine kadınlar. Kadınlar hálá erkeklerin altında ücretlerle çalıştırılıyorlar. Türkiye’de, taşınmaz mal varlıklarının sadece % 8’i kadınlara ait. Milyonlarca kadının varsa kocasından veya babasından başka sosyal güvencesi yok. Türkiye’de her 100 kadından 30’u okuma yazma bilmiyor.
*
Tablo karamsar mı geldi? 1917’den bu yana çokça yol alınmasına rağmen hálá yeterli görünmüyor mu? Sıkmayın güzel canınızı. Nasıl olsa iki gün sonra Dünya Kadınlar Günü, keyfiniz mutlaka yerine gelir. Restoranlar, barlar, oteller kadınlara özel indirimler, partiler yapıyor. Cilt bakımı yarı fiyatına, mükellef sofralar yarı fiyatına, içkiler yarı fiyatına. İçer içer unutursunuz, niye içtiğinizi bile hatırlamaz olursunuz. Düzenlenen partilerde şöyle sıkı bir dans edip, kurtlarınızı döktünüz mü, dert kalmaz, tasa kalmaz.
Hem zaten Kadınlar Günü dediğin, kadınların kadınlığını kutladığı gün demek değil mi? Ee, kadın demek alışveriş demek, indirim takip etmek demek, manikür-pediküre gitmek demek, kuaförde saç rengine bir türlü karar verememek demek, o parti senin bu parti benim gezmek demek...
Tabii bir de Kadınlar Günü’ne özel gecelik ve iç çamaşırları var. Bella Donna firmasından kadınlara özel. Elbette Kadınlar Günü için özel tasarlanmış değiller, Kadınlar Günü’ne özel pazarlanıyorlar o kadar. Gecelikler sadece 35 milyon lira. Alın, ekonomik özgürlüğünüzü kutlayın.
Görürsünüz, seneye erkekler 8 Mart’ı da asla unutulmaması ve mutlaka hediye alınması gereken günler listesine eklemek zorunda kalacaklar. Kimse tekstil işçisi kadınları hatırlamayacak ama onların ürettiği gecelikleri hediye yapacak.
Yazının Devamını Oku