Zeytin balık Ayvalık

Neden mi? Geçtiğimiz hafta, seçimi de bahane edip soluğu yine Kuzey Ege’de aldım. Bu kez bu hafta sonu gerçekleşen “Zeytin Hasat Günleri” öncesi iki dal temiz hava, bir nefes zeytin kokusu çekip ciğerime dönmekti niyetim. Ama bir günde bitiremedim. Ayvalık ve Cunda o kadar tazelenmiş, o kadar güzel yerler açılmış, o kadar özenle restore edilmeye başlanmış ki, bırakıp gidemedim. Seçim sabahı erkenden oy kullanmak için İzmir yollarına düşmek bana; bu yazıyı bu pazar okumak sana kaldı, seçim yorgunu güzel okur! İyisi mi, kasım masım deme, 1 günlüğüne de olsa Ayvalık’sız kışa girme. Hatta hadi bugün atlayıp git. Bak Ayvalık Zeytin Hasat Günleri’nde neler var neler: www.ayvalikhasatgunleri.com

Ayvalık Taksiyarhis Anı Müzesi

Herkes Cunda Adası’ndaki Taksiyarhis’i bilir (O da Rahmi Koç Vakfı tarafından yenilenerek nefis bir oyuncak müzesine dönüştürüldü) ama Ayvalık İsmet Paşa Mahallesi’ndeki Taksiyarhis Kilisesi de 2009 yılında Kültür eski Bakanı Ertuğrul Günay’in girişimiyle restorasyona girdi. 2013’te de anıt müze olarak yeniden açıldı. İlginç bir anekdot: 1873 yılında inşa edilen kilisede bulunan çan II. Dünya Savaşı yıllarında yerinden çıkarılarak olası bir saldırıyı halka haber vermesi için meydana yerleştirilmiş. Daha sonraları bu çanın dünyanın en büyük çanı olduğu ortaya çıkmış. Çan, bilin bakım şimdi nerede? Her şeyimizi araklayan Berlin’deki Bergama Müzesi’nde.

Ayvalık Şehir Kulübü ve Bay Nihat

Ayvalık’ta öğle yemeği için en sevdiğim yerlerden biri liman yakınındaki Ayvalık Şehir Kulübü. Denizin üzerinde. Tezgahta her öğlen harika otlar, zeytinyağlılar, sulu yemekler ve fotoğrafta görmüş olduğunuz, portakallı, taze naneli kum midyesi (kidonya) arkadaşlar var. Cunda Adası’ndaki Bay Nihat’sa her dem aynı. İyi servis, öğlen rakısı, gerçek Ayvalık mutfağı ve taze balık...

Antikacılar Sokağı ve Café Caramel

Cuma günleri kurulan Ayvalık Pazarı’nın hemen bittiği noktadan başlayan Antikacılar sokağını da sonundaki Fransız cafesi Café Caramel’i de çok sevdim. Sahibesi Yasemin hanım burayı 4 yıl önce açmış. Her şey ev yapımı ve taze. İçerisi bir koleksiyon dükkanı gibi, metal çay kutuları, seramikler, reçeller... Hava güzelse sokağı ve önündeki beyaz provencal sandalyeler ile masalar da şeker.

Mutluköy’den İsmail Amca

Cunda Pazarı’nın günü cumartesi, unutma! En ünlü isimlerinden biridir İsmail Amca. Ayvalık merkeze 5 km uzaklıktaki Mutluköy’den gelir gider. (Mutluköy diye güzel bir isim mi var canına yandığımın Ege’si). 26 çeşit zeytin ve tenekede Mutluköy zeytinyağı satar. Zeytinini mıncıklayana sinirlenir, sordunuz mu sonsuz ikram eder. Ne çeşit zeytin alırsan al kilosu 10 lira. Bir de size ondan tüyo: Erken hasat yeşilin kavanozuna köpük yapmasın diye zeytinyağı değil mısırözü yağı koyacaksınız.

Cunda Fora

Hayat yolunun yarısında, iş için bu kadar çok seyahat ederken; kendim için, kendi bütçemle geldiğim kısa tatillerde benim için en önemli şey otel. Çünkü ben artık otelimi sadece uyumak ve duş almak için kullanmıyorum. Her şeyden önce otel benim için beyazlık, bol ışık, tasarım ve “estetik keyif” demek. İçine girdiğimde mutlu hissetmem demek. Bir küçük yastık ya da renkli bir komidin bile bu dokunuşu sağlayabilir. Büyük havlular, rahat yastıklar, sabah ışığı için çok kalın perdeler, merkezi konum, (varsa, kaliteli bir kahvaltı) balkon, bahçe, büyük banyo ve nefes almak demek. Cunda’da bu yaz ortasında açılan Cunda Fora, kriterlerin hepsini fazlasıyla sağlıyor. Booking.com puanı; 9.3 / Kasım ayında iki kişilik oda fiyatları 240 TL’den başlıyor. Odalar ve otel çok iyi ısınıyor. www.cundafora.com Diğer bir çok sevdiğim sonbahar oteli ise Mola Cunda: www.molacunda.com

Anadolu Bahçe’de, Nalan Bıçakçı’nın kapılarını görmeden dönmeyin

Ayvalık’tan İzmir’e doğru dönerken, 5 km sonra, Altınova kavşağına vardığınızda sizi nefis bir seramik ve ahşap kapı atölyesi bekliyor, ismi Anadolu Bahçe. Hani o Türkiye’nin dört bir yanında fotoğraflarını çekmeye doyamadığımız antika ya da antika görünümlü ev kapıları, bahçe kapıları, otel kapıları var ya, işte burada yapılıp gidiyor. Kurucusu Aziz Akkuş, sanat yönetmeni ise Nalan Bıçakçı. Müthiş yetenekli bir seramik sanatçısı ve boyama ustası. Çok acayip kaseler, “Frida” desenli kesme tahtaları yapıyor. Güvercinli dev kapılar boyuyor. Saatlerce çıkamadım atölyesinin içinden. Türkiye’nin her yerine kargo yapıyorlar. Hastasıyım emekçi + sanatçı kadınların el emeğine. www.tr.anadolubahce.net