The House Cafe. Nihayet...

Haberin Devamı

10 yıldır, en büyük keyiflerimden biri, İstanbul’da yeni açılan bir House Cafe şubesini, açılır açılmaz keşfetmek.
Her seferinde de mönüye bakıp bakıp hayıflanmak.
“Ah ulen ah! Ege’nin otunu, peynirini, zeytinini, zeytinyağını, melemenini,
çörek otunu, satsumasını, turuncunu İstanbul’un orta yeride satıyor adamlar; biz İzmir’de hala klasik pizza, makarna, salataya talim edelim” diye.
Kıskançlık bir yana, tabii ki House Cafe bir başarı hikayesi.
Türkiye’nin en iyi mimarlık ofislerinden olan Autoban’ın elinden çıkma tasarımıyla, kendine has, rahat, esprili garsonları ile mönüsü, salı partileri ile içinde olmaktan keyif aldığınız bir konsept.
Yıllardır şehir efsanesi gibi ortalıklarda dolaşan House Cafe İzmir ise nihayet geçen pazartesi açıldı. Onlar için kurduğum hayal Tarihi Havagazı Fabrikası’nın içi olsa da bu mümkün olmadığından İzmir’de olabilecek en iyi lokasyonda açıldı House İzmir. Alsancak Doktor Mustafa Bey Caddesi’nde.
Tüm House Cafe şubeleri öylesine holding gibi yönetiliyor ki, İzmir’e isim
hakkı vermeye ikna oluşları bile tam iki sene sürmüş. İzmir’e House Cafe’yi getiren, düzgün ve çok sevilen bir aile. Dikkat ettim; tanıdıklarını, tanımadıklarını aynı özenle ağırlıyorlar.
Eğer yolunuz düşerse, ılık keçi peynirli salatayı, satsuma limonatayı, taze otlu Ege makarnasını ya da benim favorim buğday salatası ve asma yaprağına sarılmış grill hellim peynirini özellikle deneyin derim.
Ortaya gelen unsuz, şekersiz, çikolatalı diyet kek ve kestaneli chesse cake’in masada yarattığı haz ise imkansızdı.
House Cafe mönülerinin yaratıcısı Executive Chef Coşkun Uysal her yıl ortalama üç ay yurt dışında farklı bir etnik bölgede yaşayıp deneyimlerini mönüye aktarıyor.
Ve House Cafe mönüleri böyle yenileniyor. Örneğin şu an Avustralya’daymış.
Fiyatlar İzmir’e uyarlanmış!
Sizin için ilk iş mönüdeki fiyatlara baktım. Evet, fiyatlar İstanbul’a oranla daha uygun. Sordum. Doğru tahmin etmişim. İzmir’deki kazanç ortalaması İstanbul’a eş değer olmadığı için mönüdeki fiyatları da ona göre dengelemişler. Mantıklı.
The House Cafe; İzmir’de yakın bir zamanda Catering hizmeti vermeye ve Eylül başı gibi de özel konsept partilere başlıyor.
Ayda yılda bir de olsa mekan yazıyorum diye bana kızan okurlarım var, biliyorum.
Ama bu tip işletmelerin İzmir’e gelmesi, İzmirli girişimcinin buna ön ayak olması; kent için katma değer. Her şey fabrika, yol, köprü demek değil.
Marka kente giden yolun ana duraklarından biri de şehirdeki sosyal hayatın canlılığından geçiyor. O nadenle House Cafe’yi de, Bostanlı’daki The Good’u da ve Çeşme’ye filan değil, direkt bu kentte yatırım yapıp sosyal yaşamı canlandıran cesur yürekleri kutlamak gerek.

Haberin Devamı

Hayal Kahvesi Çeşme Marina olmuş

Haberin Devamı

İstanbul’dan sevdiğim bir mekan daha açıldı İzmir’e geçen hafta. Bu kez Çeşme Marina’nın içine, eski Monk’un yerine Hayal Kahvesi açıldı.
İyi bir MFÖ konseriyle başladılar sezona. Girişteki dev ve gereksiz sarmaşıklar kaldırılınca geniş bir alan yaratılmış.
En çok dikkatimi çeken içki fiyatları oldu. Ben bir geceyi elimde tek bir kadeh blush (pembe şarap) ile tamamlayanlardan olsam da barın kenarında durunca epey bir gözlem yaptım. Çeşme’de astronomik bir şekilde tırmanan yabancı içki fiyatları Hayal Kahvesi’nde 20 TL civarı. Yerli içkiler ise 12-15 TL ayarında.

Altınyunus’un ayıbı
Çocukluğumdan beri denize giriyorum ben Altın Yunus Plajı’nda.
Ve beni ilk geçtiğimiz haftaki kadar şaşırttı. Cumartesi akşam üzeri saat 16.00.
Dört kız arkadaş elimizde havlularımız Altın Yunus Plajı’ndaki şezlonglara doğru seğirttik.
Görevli geldi, elbette ki biliyoruz 1-2 saatliğine de olsa kullandığımız işgaliyenin parasını ödeyeceğiz. Ne kadar? 40 TL. Makul, aa hatta çok makul. 40 TL saydık adamın avucuna. Yok dedi yanlış anladınız; adam başı 40 TL. Gerisini hatırlamıyorum, sinirden bayılmışım.

Yazarın Tüm Yazıları