Kanişe talim!

4,5 yaşındayım. Yer, Kütahya Maltepe Parkı.
Benim yaşlarımda olduğunu sonradan öğrendiğim 3 azman çocuk, bir irice kediciğe işkence ediyor. Bağırıp çağırıp yaygara koparıp çocukları kedinin başından uzaklaştırıyorum.
Kedi o kadar korkmuş ki, sakinleştirmem gerek. Elimi uzatmamla birlikte hayvancayız var gücüyle bana saldırıyor. Yüzüm gözüm, ellerim, özellikle de sağ avuç içim kan içinde kalıyor. Bunların hepsi toplasan 5 saniye içinde oluyor. Annemin haykırışlarını duyuyorum. Kedi kaçıyor. Babam beni kaptığı gibi hastaneye koşuyor.
Sonrası malum. Dikiş sargı derken asıl işkence başlıyor. Her sabah okul öncesi karından 1 adet kuduz iğnesi. O zamanlar kuduz aşısı bu zamanki gibi 1 adet değil. Ha babam iğne yiyorum her sabah. Anaokuluna ağlaya ağlaya gidiyorum.
Ama asıl hikaye, bundan sonra başlıyor.
Her türlü tedavi deneniyor. İlaçlar, aşılar, iğneler, hipnoz tedavisi. Aklınıza ne gelirse. E diyeceksiniz ki, kediden uzak dur. Ama iş öyle değil. Sokakta açık havada otururken bile bir tanesi 2 metre yakınıma yaklaşsa, bende başlıyor emareler. En sonunda biorezonans tedavisi görüp büyük ölçüde kurtuluyorum.
Bir daha hiç kedi sevemedim. İçimden gelmedi çünkü. Biraz biraz, belki minik, yavru kediler. Ama nefret de etmedim. Birisi çıksa da  şu kör olası kedi ırkının kökünü kurutsa demedim hiç. Bu konuya  nereden geldik? Geçtiğimiz hafta Hükümet, Hayvan Hakları Yasa Tasarısını Meclis’e sundu. Hayvan hakları savunucularından yeni taslağa eleştiri yağdı: Kanun bu haliyle çıkarsa hayvan beslemek suç sayılacak.

TASARI NELER GETİRİYOR?
“Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, ilgili kanunda öngörülen
durumlar dışında öldürülmeleri yasaklanıyor. Mahalli idareler sahipsiz
veya güçten düşmüş hayvanları hayvan bakımevlerine götürmekle yükümlü olacak.”
Buraya kadar korkutan bir durum yok. Ancak zurna şu noktada zırtlıyor:
Tasarıyla tehlikeli hayvanların geçici hayvan bakımevlerine verilmesi de zorunlu!
Neye göre ve kime göçre tehlikeli? Komşunuz dünyanın en yılışık ve sevimli köpeği olan Golden’inize sırf biraz havlıyor diye bu köpek tehlikeli derse ne olacak?
Yeni kanun teklifinde “Sahipli ve sahipsiz hayvanları belediye sınırları içinde veya dışında başıboş bırakmak YASAKTIR” maddesi eklenmiş. Yani sokakta kedi ve köpek olmayacak.
Yeni kanun teklifinde, sahipsiz hayvanlar için doğal hayat parkı tanımında “Hayvan bakımevlerinde kısırlaştırılıp aşılandıktan sonra kayıt altına alınan sahipsiz hayvanların, hayvan bakımevlerinde yeterli yer olmadığı takdirde sahiplendirilinceye kadar bakıldığı ve hayatlarını etolojik ihtiyaçlarına uygun olarak sürdürdükleri doğal parklara bırakılacak” ibaresi ile kedi ve köpek tüm hayvanlar, hayvan severlerin ölüm parkı dedikleri yerlere mi doldurulacak?
Mevcut bakımevlerinde 50 tane hayvanı açlıktan öldüren bazı belediyeler, bu gözden uzak yerlerde binlerce hayvanı nasıl doyuracaklar? O hayvanlar arttıkça, yenileri toplandıkça, var olanları alıp nereye koyacaklar?
Ama asıl en önemlisi, teklife “Pitbull ve diğer tehlikeli hayvanlar için SAHİPLENENLERİN dışında gibi muğlak bir ifade ile BULUNDURANLAR da denilerek, 3 ay içinde bakımevlerine teslim etmek zorundalar” ibaresi konulmuş. Şehirlerin yüzde 90’ında hala daha bakımevi yokken bu hayvanlar HANGİ bakımevine konacak?
100 yıl önce onbinlerce köpeğin ölüme terk edildiği HAYIRSIZ ADA
yerini simdi DOĞAL YAŞAM PARKLARINA mı bırakacak?
Yani kısacası sevgili okur; büyük köpekten, sokak köpeğinden dost devri bitti.
Besleyeceksen evde kaniş besle. Kaniş beslemeyeceksen yallah
DOĞAL YAŞAM PARKINA (!)

Önemli Dip Not: Yasa teklifine karşı gelen hayvanseverler 30 Eylül Pazar günü saat 14.00’de Konak YKM önünde toplanıyor. İstanbul ile eş zamanlı olarak bir yürüyüş ve basın açıklaması yapılacak.