Paylaş
Adam Fas’tan İstanbul’a uçuyor. Sırtında son model bir çanta,
böyle gözlüklü, açık tenli, eli yüzü düzgün bir abimiz.
Tel çerçeve gözlüğü, polo yaka tişörtü ve modern traşlı sakalı, kendisine
öyle entelektüel bir hava vermiş ki, sanırsın Monocle Dergisi’nin yayın yönetmeni.
New York’tan Fas’a geçmiş, gezmiş, gezmiş, oradan da İstanbul keşfine gelmiş.
(Dünyaca ünlü seyahat, fotoğraf ve sanat dergisi Monocle bir zamanlar İstanbul özel sayısı yapmıştı, hatta İstanbul’da ofis bile açmışlardı. Hey gidi günler teeyy tey!)
Neyse, adam sırt çantasıyla bir havalar uçaktan inip pasaport kontrolüne giriyor. Hani senin, benim arada sıkılıp şebeklik yapıp el filan salladığımız o kamera.
Sen meğer o bir termal kameraymış.
Adamımız (kuryemiz) boncuk boncuk terleyince içeride kameraları izleyen ekibe sistem sinyal veriyor ve narkotikten bir arkadaş (ya şu narkotik kelimesi size de çok havalı gelmiyor mu?) yanına geliyor ve diyor ki; beyefendi bizimle müdüriyete kadar geleceksiniz!
Terlediği için şüphelenen 37 yaşındaki K.D'nin çantasında yapılan aramada
78 kapsül içerisinde uyuşturucu ele geçiriliyor.
Amaaaa…
Bu, buzdağının görünen yüzü.
Havalı kuryemiz, İstanbul’a inmeden önce uçak tuvaletinde tamı tamına, içinde 1,5 kilo uyuşturucu bulunan 258 kapsül yutuyor! O kadar fena oluyor, o kadar fena şişiyor ki, yeniden tuvalet kabinine gidip 78 tanesini geri çıkarıyor.
Senin benim gibi sıradan vatandaş da; Fas – İstanbul uçağının tavalet kapısında saf saf sıkıştım, uçak inmeden işimi göreyim diye bekliyorsun. Halbuki içeride baron var!
Velhasıl, ¨ne sarayım abime¨ meslekli arkadaş, Havalimanı polisinin dikkati sonucu, yakalanıyor. Dörtte üçü midesinde, tam 1,5 kilo eroinle! (Kapsüllerin içindeki eroin mi artık, uyuşturucu madde mi bilemeyeceğim. İdrak seviyem buraya kadar.)
Biz tepişirken memlekette neler oluyordu?
Anlatayım.
Veriler, geçen yılki ¨Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü¨ sebebiyle açıklanmış. Raporu Emniyet Genel Müdürlüğü hazırlamış.
En korkunç maddeye geliyorum, hazır mısınız?
Velhasıl beyler, bayanlar ve baronlar!
Bizler ülke elden gidiyor diye tepişirken, kapsülü yutan İstanbul’u geçmeye çalışıyor.
Biz, senin örtündü, bunun bikinisiydi, berikinin hayat biçimiydi, öbürünün haşemasıydı diye uğraşırken; zehir tacirleri liselerimizin önünde, kampüslerde, parklarda, bahçelerde, apartman boşluklarında cirit atıyor.
Yetişkinlerin kullandığı uyuşturucu zerre kadar umurumda değil, olan çocuklara oluyor.
Paylaş