Unutulan yemekler

“Ağzınızda yemek olduğu an, dünyanın tüm sırlarını çözmüşsünüz demektir.” (Franz Kafka)

Haberin Devamı

Sevdiğiniz bir yemeğe gömülürken hissettiklerinizi tarif edin desem, nasıl anlatırsınız? Sevdiğiniz yemekler geçti gözünüzün önünden değil mi? Şu an mutluluk salgıladığınız kesin, hatta ağzınız sulandı bile diyebilirim. Aldığınız hazzı tarif ederken mutlaka edebi bir dil kullanmak istersiniz. ‘Şahane, nefis, harika’ gibi hayranlık belirten kelimeler, ‘Bayıldım, kendimden geçtim, tadı damağımda kaldı’ tarzında deyimler kullanarak duygularınızı pekiştirirsiniz. Yediğinden haz almanın sonsuz huzurunu içinizde hissettiğinizde, hayatın anlamının aslında yemek yemek kadar basit olduğunu düşünmeye başlarsınız. Zaman durur ve yemekle aranızda kurduğunuz bağı, ağzınızda çevirdiğiniz her lokmasında duyumsarken, bütün dünyanız önünüzdeki tabak olur. Hele ki yemeği pişirenlerin geleneksel yöntemleri kullandığını biliyorsanız, geçmiş anılar canlanır, her lokmasına ayrı lezzet katar, mest olursunuz. Şimdilerde popüler ve hazır yemeklerde, aradığınız geçmiş hazları bulamayacağınızdan emin olabilirsiniz. Geleneksel yemeklerin emek ve sevgi dolu lezzetlerini yeniden hatırlamakta fayda var. Unutmayın, pişirmeyi veya yemeyi unuttuğunuz yemekler, asıl ruhunuzdur.

Unutulan yemekler

ANKARA’NIN EN ESKİSİ

Haberin Devamı

Eskiden neredeyse her hafta sonu, ailemizle, eş, dost, akraba veya sevgilimizle gittiğimiz mahalleli köfte dükkânları bir bir kayboldukça, ‘Gözden ırak, gönülden ırak’ atasözünü doğrularcasına hayatımızdan da kaybolup gitmesi üzücü. Unuttuğumuz ama vazgeçemediğimiz lezzetlerden biridir ‘İnegöl Köftesi.’ Gerek hazırlama ve pişirim yöntemini, gerek lezzetini, her yediğimizde bizi bizden alan şahane kokusunu unutmak mümkün mü? Ankara’da kalan çok az sayıda köfteciden birini hatırladım. Yenimahalle, Çarşı Caddesi, Taşkın Sokak’taki ‘Meşhur İnegöl Köftecisi’ 1966 yılında kurulmuş ve Ankara’nın en eskisi. İkinci kuşaktan sevgili Birol Altay, kuruluş gelenek ve lezzetlerini aynı şekilde sürdürmenin verdiği keyifle çalışıyor. Kurulduğundaki menü aynen devam ediyor. Mercimek ve işkembe çorbaları, nefis köftesi, piyazı ve tabii ki Kemal paşa tatlısının tadına aşina olanlar sevinecek, hatta nostaljik havayı soluyunca çocukluklarına, gençliklerine geri dönmenin hazzını yaşayacaklar. Ankara çok büyüdü, Yenimahalle gözden ırak kalmış olabilir ama ‘Meşhur İnegöl Köftecisi’ halen gönüllerde. Paket yapıyorlar, iyisi mi, siz gidin alın, geçmişe de gidersiniz.

Unutulan yemekler

UÇAN TAVUK (DURU PİLİÇ)

Haberin Devamı

Sosyal medya hesabım @unutulan_yemekler‘in tadım ve araştırma ekibinden Savaş Tütel’in son keşfi ‘Uçan Tavuk.’ Aslında tavuk çevirme ararken rastlamış Uçan Tavuk’a. İlk tadımı da çevirme olduğunu düşünerek yapmış. Tavuk yemekleriyle pek barışık olmayan sevgili eşi Melike bayıla bayıla yiyince etkilenmiş ve Batıkent, İlkyerleşim Mahallesi, 1995 Sokak’taki yerine gitmiş. “Tavuklar uçuyor” diye aradı beni, “Evet bazen uçarlar” cevabıma “Buradaki tavuklar hep uçuyor” diyerek kahkahayı patlatınca, lezzetinin uçtuğunu ifade etmek istediğini anladım. İki ortak Emrah ve Yunus, Kahramankazan’daki köylerinde, annelerinin pişirdiği geleneksel yöntemin aynısını uyguluyorlarmış. Ev yapımı domates salçası, yoğurt, isimlerini söylemedikleri birkaç çeşit baharatla bir gün önceden terbiye ettikleri tavukları, ağzı kapalı tepside köz ateşinin üzerine koyup pişiriyorlar. Şimdilerde pandemi dolayısıyla hijyen için pişirme poşeti kullanıyor olmaları lezzetini değiştirmemiş. Yanında servis ettikleri bulgur pilavı da tavuk suyu ve ev salçasından yapılıyor. Garnitür olarak verdikleri, mor lahanalı, sarımsaklı tarator da şahane. Tavuğun ismi yoktu, sevgili Savaş’ın ‘Tavuklar uçuyor’ benzetmesi löp diye oturdu, ismi ‘Uçan tavuk’ oldu. Mutlaka deneyin, siz de uçacaksınız.

Unutulan yemekler

ÇİKOLATALI KESTANE ŞEKERİ

Haberin Devamı

Yine Ankara’nın eskilerine gidiyoruz. Kızılay’ın meşhur Emek işhanı’nın altındaydı ‘Madlen Pastanesi.’ Çikolata ve kestane şekeri yaparlardı. Ankara’da kestane şekeri yapıldığını, hem de Bursa’dakinden daha iyisinin yapıldığını tattığımda anlamıştım. Yıllardır sessiz sedasız Cebeci’deki imalathanede Aydın’ın ‘Beydağı kestanesi’ni işleyerek yaptıkları nefis kestane şekerleri efsaneleşmiş adeta. Yeni mahsul ürünleri de şimdilerde Tunalı Hilmi Caddesi’nin, Esat tarafındaki dükkânlarında teşhirde. Bitter çikolatayla yaptıkları ‘Çikolatalı kestane şekeri’ nefis, tadına doyulmuyor. İkinci kuşaktan Sevgili Cihan, emekli olan babası Yüksel Özkök’ün teslim ettiği yerden devam ediyor. Uğrayın, ağzınız tatlansın.

Yazarın Tüm Yazıları