Özledik mi?

“İnsanın özgürlüğü; istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır.” (Jean-Jacques Rousseau)

Haberin Devamı

Hepimiz özledik eskisi gibi yaşamayı; endişesiz, kaygısız ve alabildiğine özgür. Sokakları koklayarak yürümeyi, sarılmayı, öpüşmeyi, dokunmayı sevdiklerine doya doya. Sinemanın, tiyatronun, konserlerin atmosferini derin derin içine çekmeyi kim özlemedi ki... Hastalanmak ister misiniz? Kimse istemez sanırım. Sokaklarda özgürce dolaşamamamızın sebebinin farkında mıyız peki? Muhtemelen farkındayız ancak “Bana bir şey olmaz” inancıyla, davranışlarımız istediğimiz gibi... Maskesiz, mesafesiz ve hiçbir şey yokmuş gibi... Özgürce. Özgürlüğümüzün altını çizerek dolaşıyoruz hatta. Peki özgürlüğün gerçek tanımını biliyor muyuz? Sanırım pek vakıf değiliz. Peki ya savunduğumuz özgürlüğümüz, başkalarının yaşam özgürlüğünü engelliyorsa! Ölmek istiyor muyuz? Elbette istemiyoruz... Ölmek istemediğimiz için eve kapandık, mesafe koyduk, maske taktık. Öldürmek istemediğimiz için evdeyiz... Dostlarımıza, sevdiklerimize yeniden sarılabilmek için evde olmaya devam edeceğiz Rousseau’nun sözünü iyi anlamakta fayda var, lütfen bir daha okuyun!

Özledik mi

YÜZDE YÜZ ANKARA ‘KITIR’

Haberin Devamı

Ben Ankara’nın karlı günlerini özledim. Akşamüstü eve dönerken bastıran kar yağışında kapanan Cinnah Caddesi’nden çıkamayan arabama, kazasız belasız uygun park yeri bulmak için yüklendiğim adrenalini özledim.

Özledik mi

Park ettikten sonraki sevincimi ve hemen Tunalı’nın başındaki Kıtır Piliç’in kapısından evime girer gibi hissettiğim sıcaklığı özledim. Kıtır’ın, insan sıcaklığının ısıttığı salonunda ızgarada cızırdayarak pişen kokoreç’in sesi ve sonrasında avuçlarımın arasına aldığım ekmeğin sıcaklığıyla hem içimi hem de ellerimi ısıtmaya çalıştığım anlar burnumda tütüyor. Kıtır sokağında soğuğu bahane eden, çalan müziğin büyüsüne kapılarak, belki de ilk kez tuttukları ellerini ısıtmaya çalışan, taze aşıkların birbirlerine mahcup bakışlarındaki parıltıyı özledim.

Özledik mi

Kumpiri soğutmadan uzayan peynirin ve patatesin yakıcı ısısına aldırmayarak keyifle hüpletenleri, yediği tavuk dolmanın içindeki nefis dolguya rastladığında sevinçten kahkaha atan çocukların ısıtan cıvıltılarının iliklerime kadar işleyen samimiyetini özledim. Eskisi gibi karlı günler ne yazık ki yok, üstüne üstlük şimdilerde pandemi günleri yaşıyor ve bir arada olamıyoruz. Şükür ki 40 yıllık Kıtır hâlâ aynı. Midyenin dolması da tavası da, tavuğun kıtırı da aynı. Her şeyden önemlisi “ruhu” aynı. Paketletip isteyin ya da gidin kendiniz alın. Kıtır’ın spotify listeleri de var. özellikle “This is aşk acısı” isimli olanı indirin. Ruhu sıcak ve yüzde yüz Ankara.

Özledik mi

BELÇİKALI ÇİKOLATADAN ‘PROFİTEROL’

Haberin Devamı

Tirebolu Sokak’ın artisanal çikolatacısı sevgili Derin Erbengi’nin çikolataya gösterdiği özeni farklı çeşitlere uygulamasını, her şeyin en iyisini üretmekle meşhur Baylan Pastanesi’nde edindiği tecrübelerini biz Ankaralılara da yaşatmasını hararetle bekliyordum. Sayfasında “profiterol” paylaşınca hemen mesaj attım, “Ben de isterim” diyerek sırrını sordum. Belçika çikolatasından hazırladığını söyledi sevgili Derin. Endüstriyel üretilerek, market raflarına bile düşen profiterolün tadını unuttuk neredeyse. Haftanın belirli günleri, kısıtlı sayıda hazırlayacak olması bize esas lezzeti hatırlamaya yardımcı olur sanırım. @adujaartisanal Instagram sayfasından sipariş verebiliyorsunuz. Unutmayın! Heyecanımız derin, yeni yıla yaklaşıyoruz. Çikolatalar da makaronlar da nefis!

Özledik mi

İCLAL’İN BÖREĞİ

Haberin Devamı

İclal Hanım’ın mutfağı... Ayrancı’da, Güvenlik Caddesi’nin ortalarında. Nefis yemekler pişirdiğini hep duyuyordum. Evinde çocuklarına veya eş dost akrabaya pişirilecek miktar ve özende, bir anne, teyze, abla eliyle lezzetlenen yemeklerinin tadına doyum olmuyor. Her gün kısıtlı sayıda tepsilediği, tadını bilenlerin efsaneleştirdiği “İclal böreği” mutlaka denenmesi gerekiyor. Kendine has usullerle kendi elleriyle açtığı yufkadan, sıvı yağın içine koyduğu tahinle, ev tipi fırında pişirdiği, peynirlisi, patateslisi ve kıymalı ıspanaklısı damak çatlatıyor. Fazla detaya girmeyeceğim, gidip kendiniz deneyin, hak vereceksiniz. Gitmişken yine sevgili İclal Hanım’a has “kalburabastı” tatlısının da tadına bakın, her tanenin içinde yarım ceviz var, mest olacaksınız.

Yazarın Tüm Yazıları