Gitmek mi zor kalmak mı

Hareket alanımız geniş olsa bile yetmiyor, daralıyoruz bazen. Fiziki güvenlikten ziyade, ruhsal güvenliğimiz için endişeleniyoruz. Alıp ruhumuzu, bir lokomotifin dumanına takılıp, bir leyleğin kanatlarına asılıp, bir nehrin akıntısına kapılıp... Hatta rüzgârın savurduğu yapraklarla el ele tutuşup nereye olursa sürüklenip gitmek istiyoruz. Nedenini bilmeden, soru sual bile sormadan, olabildiğince uzaklara, uzağın da uzağına. Belki de bilinmeze... Daraldığımızda; gözümüzü yumup kurduğumuz hayaldir kaçıp gitmek. Bir yere gittiğimiz yok aslında. Hayalini bile kurmak yetmiştir rahatlamaya. Gitmeye gidilir muhakkak, gidenlerimiz de vardır mutlaka. TS. Elliot, “Her nereye gidersen git, yolun sonunda yine kendinle karşılaşırsın” derken; gitme isteğini, kendinden kaçışla ilişkilendiriyor, Cahit Zarifoğlu da hak veriyor; ama “Nereye kadar kendinden kaçabilirsin, ya geri dönemezsen?” endişesinde haklı bence. Aslında hepimizin de gayet iyi bildiği ama görmezden geldiği en doğrusunu ise “Yalanla kendini kandırmaktansa, gerçekle yüzleşmek iyidir” diyen Khaled Husseini söylüyor. Bunu yapmayı başarabilirsek; güzel bir huzura kapılıyoruz, gitmek de kalmak da kolaylaşıyor.



AYONE ÇİFTLİĞİ

Uzaklara gitmekten söze girmişken, çok uzak olmasa da Ankara’nın biraz dışına ‘Beynam Köyü’ne uzanmakta sakınca görmedim. Hatta ruhumuzun dinginleşeceği doğal bir bahçeye, kendine yeten bir çiftliğe ve o çiftlikte kendi ellerinizle topladığınız sebzeyle hazırlayacağınız salatayı yediğinizde alacağınız eşsiz hazın kaynağını bulmaya gidiyoruz. Burada zaman mefhumu yok maalesef, an’ı yaşamak ve an’da kalmak var, güzel hislerin bedenimizi sarmalamasına sebep bir doğa keyfi var. Ayone Çiftliği ailesi ve Aybige Erişen insan ruhuna yönelik, doğal, her zaman şaşırtan ve hayranlık duyulacak işler yapıyorlar, her seferinde mest ediyor.



CHIMICHURRI SOSLU BONFİLE

Arjantin’e has; maydanoz, sarımsak ve zeytinyağından yapılan geleneksel sosunun, Türkçe okunuşu ‘çimiçuri’, Arjantinlilerin çoğunlukla ızgara etlerle tükettiği rayihalı iştah açıcı sosu bir de Şef Aybige’nin elinden tatmanız gerek. Ayone Çiftliği’nin doğal besiyle yetiştirilmiş danasından elde edilerek ızgara edilmiş bonfile, zereşkli (İran üzümü) ile pişmiş, yine çiftlikte yetiştirilen karalahana ve bebek patatesle servis ediliyor. Lezzetini anlatmama gerek yok doğallığı yetiyor. Sebzeleri toplayan da yemeği pişiren de servis eden hep aynı kişi. Malzemeleri toplarken Aybige kadın, hazırlarken Aybige şef, servis ederken Aybige kız diyebilirsiniz, hepsine de keyifleniyor, Aybige Erişen. Çocuklara göre hazırladığı menüsünde, bol soslu kıymadan hazırladığı ‘akışkan burger’ ve tereyağlı makarnayla servis edilen ‘parmak tavuk’ var.



KÜÇÜK DÜKKÂN AGROFOOD

Arjantin Caddesi’nde Ayone Çiftliği’nde üretilen ürünlerin teşhir ve satışının yapıldığı nokta ve küçük dükkân ‘AgroFood’. Çiftlikte yetiştirilen atalık buğdaydan elde edilerek sıkılan ‘buğday çimi suyu’ aynı buğdaydan öğütülen unla pişirilen ‘ekşi mayalı ekmek’ var. Jersey ineklerin sütünden mayalanan nefis yoğurt ve çiftlikte yetiştirilen kereviz, Brüksel lahanası veya mevsimsel sebzelerin zeytinyağlı ürünleri bulunabiliyor. Gerek doğallığı gerekse sağlığa yönelik özenli üretimler açısından arada sırada uğranması gerek, ihmal etmeyin.



PONE TATLI

Hep şaşırtan ve hayranlık uyandıran bir başka kadın ‘Banu Nakas’. Birlik Mahallesi’ndeki romantik tatlı dükkânı Pone Tatlı’da kavanozladığı romantik ve platonik tatlı aşklarınızı, vitrinde görmenin kalbinizi titreşime sokacağı heyecanla baş etmek için; aşkın her türlüsünü bilmeniz gerekiyor. Kendi parmaklarıyla kavanoza sığdırdığı nefis dünyaların kokusu kavanozun kapağından dışarı taşmasa da aşkın kokusu dükkânın her yerinde. Özellikle orijinal İtalyan ‘mascarpone’ peyniri kullanarak; klasik, süt karamelli, oreolu ve yabanmersinli gibi farklı türlerden hazırladığı geleneksel İtalyan tatlısı ‘tiramisu’ efsaneleşmiş. Hayallerinizi süsleyen, genellikle diyet dönemlerinizde rüyalarınıza da girerek sizi ayartan birçok tatlıyı büyük bir aşkla kavanoza sığdıran Banu hanım tek başına çalışıyor. Alışverişi de pişirmeyi de kavanozlamayı, kahveyi, servisi de kendi elleriyle yapıyor, lezzet de hijyen de asla değişmiyor. Rüya olmasa da arada ayartın kendinizi, hatta yoldan çıkın ve Pone’ye uğrayın.