Paylaş
Merhabalar sevgili okurlar.
18 Kasım 2013 tarihli yazımda Mücevher İhracatçıları Birliği’nin, İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan aldığı destekle hayata geçirdiği çok önemli bir sosyal sorumluluk projesininden söz etmiştim sizlere. “Taşların Tılsımını Duymak”…
“Taşların Tılsımını Duymak” projesi kapsamında kurulan “Değerli Taş Kesim Merkezi”, Mücevher İhracatçıları Birliği’nin Kasım 2013’den bu yana İstanbul Kuyumcular Odası, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İşitme Engelliler Federasyonu ile birlikte yürüttüğü yoğun çalışma sonucunda hizmete açıldı. İstanbul Ticaret Üniversitesi Küçükyalı Kampüsü’nde yer alan Taş Kesim Merkezi’nde başta işitme engelliler olmak üzere toplumdaki diğer dezavantajlı gruplara değerli taş kesimi öğretilerek hem onların ekonomik ve sosyal yaşama kazandırılmaları sağlanacak, hem de mücevher sektörünün bugüne kadar işlenmiş olarak aldığı değerli taşlar artık Türkiye'de işlenerek ihracata değer katacak.
Türkiye, değerli taşlar konusunda zengin çeşitliliğe sahip olan şanslı ülkelerden biri. Genellikle renksiz, saydam kristaller halinde bazen de değişik renk ve şekillerde olan kuvarslar genellikle Bursa ve Balıkesir civarında bulunuyor. Kuvars grubunda en çok bilinen taşlardan olan ametist ise Balıkesir, Dursun ve Büyükönder ile Erzincan, Eskişehir, Ordu, Trabzon'da yer alıyor. Karadeniz kıyıları, Ankara, Sivas ve Eskişehir civarında da çeşitli kalseduan türlerine rastlanıyor. Genellikle gri, açık mavimsi, parlaklığı mum gibi olan bu taşlardan kırmızı olanına kornelin, koyu yeşil olanına plazma, gök mavisi olana Mekke taşı deniyor. Şekilsiz, beyaz, gri, sarı, yeşil, mor ve kırmızı renklerde olan opal Eskişehir, Kütahya ve Afyon üçgeninde bulunuyor. Bu taşın en çok tanınanı ise ateş opal, yani kırmızı opal türü. Çeşitli şekil ve renklerde bulunan akikler, Karadeniz sıradağlarını oluşturan volkanik taşların içinde ve Ankara civarında yoğunlaşıyor. Sert, siyah, yeşil, gri, mor renkli saf doğal cam olan opsidiyen grubu taşlar Van civarında Süphan, Nemrut Volkanları civarında, Niğde ve Nevşehir yörelerinde ve Kars Sarıkamış'da bulunuyor. Siyah, sarı, mor ve kahverengi olan jasper Kütahya ve Afyon civarında mevcut. En küçük deniz canlılarının fosilleşmiş kalıntılarından oluşan, organik kökenli bir taş olan luletaşı da Eskişehir'de çıkartılıyor.
Tüm bu değerli taşlar dezavantajlı bireylerin emekleri ile şekillenirken, hem emekçi hem de ülkemiz ekonomisi kazançlı çıkacak. İşlenmiş taş ihraç ederek yeni bir ihracat kalemi de yaratılmış olacak. Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner’in sözleri ile; “Sadece Kalsedon açısından bakarsak; bugüne kadar kilogramını 10 Dolar’dan ihraç ettiğimiz Kalsedon'un artık gramını 10 Dolar’a ihraç edeceğiz. Geçen yıl 3500 kilo Kalsedon ihraç ederek yaklaşık 35 bin Dolar gelir elde etmiştik. Aynı miktar işlenmiş Kalsedon ihraç edersek bu rakam 17 milyon Dolar olarak tam bin katına çıkmış olacak.”
Değerli Taş Kesim Merkezi sayesinde hem toplumdaki engelliler için istihdam olanağı yaratılacak hem de mücevher sektörü için ihtiyaç duyulan nitelikli insan gücü yetiştirilecek. Öncelikle İstanbul bölgesinde ikamet eden engelliler olmak üzere toplumdaki diğer dezavantajlı bireyleri de kapsayan proje için başvurular devam ediyor.
2011 yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi Mühendislik ve Tasarım Fakültesi bünyesinde kurulan Mücevherat Mühendisliği, mücevherat üretiminin mühendislik bilimince sistematize edildiği dünyadaki ilk bölüm. 4 yıllık bölümün eğitim dili İngilizce. Mücevherat Mühendisliği eğitimi Küçükyalı Kampüsü'nde veriliyor. Ayrıca, yüksek lisans programı da mevcut.
İstanbul Ticaret Üniversitesi, Mücevherat Mühendisliği bölümüne 2015-2016 öğretim yılında işitme engelli öğrenci kabul edebilmek için hazırlanıyor. Görünen o ki, şu anda bedensel engelli öğrencilerin hiçbir sıkıntı çekmeden öğrenim görebilecekleri üniversite, yakın bir gelecekte tamamen engelsiz bir üniversite olacak…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş