Paylaş
Bizim mahallede bugün internetsiz altıncı günümüz. Bu durumun daha ne kadar süreceği konusunda en ufak bir fikrimiz olmadığından dün akşam gidip “vınn” tabir edilen minik internet kutucuklarından aldım. Zira bugünkü yazımı, hatta belki daha sonraki yazılarımı da, ancak bu minik kutu sayesinde gazeteye ulaştırabilecektim...
Geçen Çarşamba internet ve telefon kesilince defalarca arıza kaydı bıraktık Türk Telekom’a. Bu süre içinde çağrı merkezi ile epey ilginç konuşmalar da geçti aramızda. Mesela, iki gündür internet ve sabit telefon hizmeti alamadığımızı ilettiğim bir müşteri temsilcisi bana ısrarla tivibu servisi satmaya çalıştı. Bütün iletişim olanaklarımızın kesildiğini, eve su bile sipariş edemediğimizi anlattığım bir başka müşteri temsilcisi sucuyu cep telefonumdan aramamı önerdi mesela; aynı mahallede olduğumuz için sucunun telefonun da çalışmadığını söyleyince de şaşırdı galiba.
Cuma günleri yayınlanacak yazılarımı genellikle Perşembe günleri kaleme alıyorum ben. Geçtiğimiz hafta gribal bir enfeksiyondan ötürü oldukça rahatsızdım. Bu yüzden Perşembe günü Turkcell’e giderek bir “vınn” cihazı alabilme şansım yoktu. Dolayısıyla gazeteye yazımı gönderemedim.
Üçüncü günün sonunda çağrı merkezi bizim mahalleden gelen telefonlardan bıkmış olmalı ki, karşımıza müşteri temsilcisi de çıkmaz oldu. Artık hep aynı mekanik sesle karşılaşıyoruz aradığımızda: “Bölgenizdeki arıza nedeniyle bir süre hizmet verilemeyecektir.” Bu bir sürenin ne kadar süreceğini öğrenmek mümkün olmadığı gibi, arızanın nedenini öğrenmek de mümkün değil.
Arızanın nedenini tesadüfen biliyoruz aslında. Geçen Çarşamba günü sokağımızda bir kazı çalışması vardı. Kızım işten döndüğünde eve girmek için hayli çaba göstermek zorunda kaldı. Sokağın bir tarafı çalışma nedeniyle boydan boya kazılıydı, diğer tarafı ise park etmiş arabalar nedeniyle doluydu. Çalışmayı yapanlar sahibini bulamadıkları bir arabayı da yolun geçilebilecek tek kısmına taşımış (!) ve bütün geçişi kapamışlardı. Bırakın arabayı, tekerlekli sandalyenin geçeceği yer bile kalmamıştı. Neyse ki yol kenarında park eden arabalardan biri şirket aracı olduğundan üzerinde telefon numarası vardı. O şirket arandı, aracın sürücüsü geldi, arabayı çekti ve kızım yarım saatin sonunda eve ulaşabildi.
İnternet arızasının nedenini de o bekleme sırasında tesadüfen öğrendik. Yolu kazanlardan biri yanlışlıkla internet ve telefon kablolarını kopartmıştı. İşte biz de, o gün bugündür, işinin ehli olmayan biri tarafından yapılan bir hatanın sıkıntısını çekiyoruz. Eminim ki bu arıza pek çok kişinin işini aksattı. Ama arızadan en fazla etkilenenler, sanırım, biz engelliler olduk.
Turkcell’e dün satın aldığım “vınn” cihazı için 205 TL. ödedim. Ayrıca 3 TL. sabit ücret ve kullandığım internet hizmeti bedeli her ay faturama yansıtılacak. Şimdi merak ediyorum: Acaba Türk Telekom ve TTNet hizmet veremedikleri süre için de ücret alacaklar mı bizden? İçinde bulunduğumuz iletişim çağında, istemeden de olsa yaptıkları bu hizmet kesintisi nedeniyle yaşadığımız mağduriyeti tazmin etmeyi düşünüyorlar mı?
Umarım Türk Telekom yetkililerinden bir yanıt alabilirim bu sorularıma.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş