Ayşegül Domaniç Yelçe

“Engelsiz Bilişim Projeleri”

22 Kasım 2013
Merhabalar sevgili okurlar.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, engellilerin bilgi ve iletişim hizmetleri ile teknolojiden herkes gibi eşit fırsatlarda yararlanmasını sağlayacak bir birlikteliğe imza attı. Bu birliktelik engelli bireylerin, farklı engel gruplarına yönelik olarak gerçekleştirilecek projelerle, sosyal hayatın daha fazla içinde olmalarına olanak verecek.

“Engelsiz Bilişim Projeleri İşbirliği Protokolü” İmza Töreni Programı; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımlarıyla, 20 Kasım 2013 tarihinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.





Yazının Devamını Oku

“Taşların Tılsımını Duymak”

18 Kasım 2013
Merhabalar sevgili okurlar.

Mücevher İhracatçıları Birliği İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan aldığı destekle, İstanbul Kuyumcular Odası ve İstanbul Ticaret Üniversitesi paydaşlığında, İşitme Engelliler Federasyonu’nun da iştiraki ile çok önemli bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçiriyor.

Türkiye, değerli ve yarı değerli taşlar açısından oldukça zengin kaynaklara sahip bir ülke. Ancak bu taşlar işlenmeden, hammadde olarak ihraç ediliyor. Türk mücevher sektörünün gelişimi için bu taşların işlenmesi ve katma değeri yüksek ürünlere dönüşmesi gerekiyor.

Dünya mücevher sektöründe özel bir konumda bulunan Çin, Hindistan, İsrail gibi ülkeleri örnek alan Mücevher İhracatçıları Birliği, taş kesimi eğitimi vererek ustalar yetiştirmek ve taş kesim atölyeleri, hatta köyleri, kurabilmek için harekete geçmiş. T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre, işverenlerin engelli istihdamından kaçınmasına yol açan temel etkenin vasıflı ve mesleki eğitimli, işe ve sektöre uygun engellilerin bulunmaması olduğunu göz önünde bulunduran Mücevher İhracatçıları Birliği, böyle bir proje ile engelli bireylere de istihdam olanağı yaratılabileceğini düşünmüş. Proje oluşturulmuş ve İstanbul Kalkınma Ajansı’na başvuru yapılarak kısa bir süre içinde onay alınmış. Ve “Taşların Tılsımını Duymak” adını verdikleri projenin ilk adımları atılmış.

Proje kapsamında işitme engelli bireyler başta olmak üzere toplumdaki dezavantajlı gruplara yönelik değerli taş işlemeciliği eğitimi verilmek üzere, 150 m²’lik tam teçhizatlı bir mesleki eğitim merkezi kurulumu sağlanacak. Böylelikle İstanbul’da ikamet eden engelli bireylerin mesleki eğitim alanında kendilerini geliştirebileceği bir merkez oluşturulacak. Bu projede işitme engellilere öncelik verilmiş olmasının nedeni, taş kesme esnasında çıkan tiz ses. Bu sesten rahatsızlık duymayacak olan işitme engellilerin taş kesiminde çok başarılı olacakları düşünülüyor.

Proje sonrası planlanan faaliyetler ise:
- Engelli bireylere, mücevher taşı kesim kursları verilerek kuyum ve mücevher sektöründe

Yazının Devamını Oku

Kadıköy İlçe Nüfus Müdürlüğü acilen taşınmalıdır…

15 Kasım 2013
Merhabalar sevgili okurlar.

Çoğumuzun bildiği gibi, Türkiye'de nüfus ve vatandaşlık işleri İçişleri Bakanlığına bağlı Nüfus ve Vatandaşlık işleri Genel Müdürlüğü’nce yürütülüyor. Bu amaçla, her ilde bir il nüfus ve vatandaşlık müdürlüğü; her ilçede de bir nüfus müdürlüğü bulunuyor.

Nüfüs müdürlüğü bir vatandaş için belki de en önemli resmi daire. Doğum, ölüm, evlenme, boşanma, askerlik, kayıt düzeltme, soybağı, evlat edinme gibi kişisel hal değişiklikleri işlemlerinin tümü nüfus müdürlüklerinin görev alanına giriyor. Bu işlemlerin çoğu vatandaşın nüfus müdürlüğüne şahsen gitmesini gerektiriyor. Takdir edersiniz ki, tüm vatandaşlarımız genç ve sağlıklı değil. Hal böyle olunca, nüfüs müdürlüklerinin erişilebilir binalarda yer almaları da kaçınılmaz bir koşul oluyor.

Tüm nüfus müdürlükleri konusunda bilgi sahibi değilim. Ancak, Kadıköy İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün hiçbir şekilde erişilebilir olmadığını söyleyebilirim.

Bu benim Kadıköy İlçe Nüfus Müdürlüğü ile ilgili olarak yazdığım ikinci yazı. İlkini, eşimi kaybettikten sonra “vukuatlı nüfus sureti” çıkarmak için gidişimin ardından yazmıştım. Dün, “adres değişikliği bildirmek” için tekrar gittim aynı nüfus müdürlüğüne. Değişen hemen hiçbir şey yok…

Kadıköy’ün Osmanağa semtinde, Halitağa Caddesi Nakil Sokak’ta bitişik nizam bir apartmanda yerleşik Nüfus Müdürlüğü’ne ulaşmak için geçilmesi gereken dar sokaklar iş muhiti olması nedeniyle oldukça kalabalık. Bu nedenle trafik de epey yoğun. Biz mecburen binanın önünde durduk. Ben araçtan ininceye, yani indirilinceye, kadar yine bütün sokak tıkandı. Neyse ki binanın önündeki yaklaşık elli santimlik kaldırım alçaltılmış. Bu nedenle, kaldırıma çıkma konusunda hiçbir zorluk yaşamadık. Ben yine, geçen seferki gibi merdivenlerin önündeki yerimi aldım ve yanımdaki arkadaşımın işlemler için bir yol bulmasını beklemeye başladım. Mahallemizin muhtarı Nüfus Müdürlüğü’nde görevli bir arkadaşına kart yazıp bize yardım etmesini rica etmişti. Arkadaşım kendisini buldu. Evraklar sokağa taşındı, imzalar sokakta alındı.

KADIKÖY İLÇE NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ ACİLEN TAŞINMALIDIR / FOTO-GALERİ

İşim halloldu. Ama nasıl?... Yine yardımla… Biz engelliler artık bu gibi resmi işlemler için yardım istemiyoruz. Hak istiyoruz… Madem ki bu işler için ilgili kuruma şahsen gitmemiz gerekiyor, o zaman bu kurumlar bizler için de erişilebilir olmalı. Yok eğer olamıyorsa ve biz bu nedenle gereken hizmete ulaşamıyorsak, o zaman da hizmet bize ulaşmalı.

Daha önceki yazımda da ifade etmiş olduğum gibi; bir devlet bazı belgeleri vermek için vatandaşını şahsen karşısında görmek istiyorsa eğer, o belgeyi veren kurumu herkes için erişilebilir duruma getirmek zorundadır. Nüfus müdürlüğü gibi, her vatandaşın yaşamında en az birkaç kez gitmesi gerekecek resmi dairelerin kolay ulaşılabilir, kolay park edilebilir yerlerde ve erişilebilir binalarda olmaları gerekir.

Yazının Devamını Oku

“Dalmak Özgürlüktür”

11 Kasım 2013
Merhabalar sevgili okurlar.

Şirketlerimizin son yıllarda sosyal sorumluluk projelerine önem veriyor olduklarını görmek sevindiriyor beni.

Bu projelerden biri olan "Peugeot ile Engelsiz Yaşam" projesi, Türkiye için önemli bir kurumsal sosyal sorumluluk çalışması. Peugeot Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınmaya verdiği önem doğrultusunda hayata geçirdiği bu proje farklı etkinliklerle sürdürülmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz Ekim ayında "Peugeot ile Engelsiz Yaşam" projesi kapsamında “Dalmak Özgürlüktür” olarak adlandırılan yeni bir etkinlik düzenlendi. Peugeot çalışanları ve bayilerinden oluşan 10 gönüllü ve farklı engelli gruplarından 10 kişi Kaş'ta bu etkinlik çerçevesinde bir araya geldiler. T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakanlık Müşavirleri Ayhan Metin ve Kenan Önalan'ın da katıldığı etkinlikte engelli bireylere Peugeot gönüllüleri eşlik ettiler. Peugeot gönüllüleri ve engelli bireyler etkinlik boyunca eşleşerek, birlikte konakladılar. Gönüllüler, etkinlik süresince engelli bireylerin tüm ihtiyaçlarını karşıladılar. 3 gün boyunca süren etkinlik kapsamında engelli bireyler, sualtı dünyasının iyileştirici ve özgürleştirici gücü ile buluşarak, hayatları boyunca unutamayacakları bir deneyim yaşadılar. Ayrıca farklı spor etkinlikleri ve sosyal aktivitelerle hep birlikte eğlenceli vakit geçirdiler.

T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) işbirliği ile gerçekleştirilen "Peugeot ile Engelsiz Yaşam" projesi ile engelli bireylerin kendi çevrelerindeki sosyal yaşam seviyelerini artırmak, sosyal hayata entegre olmalarına destek olmak, engellilik durumları hakkında toplum bilinci ve anlayışı geliştirmek ve konu hakkında duyarlılık oluşturmak hedefleniyor.

Peugeot Türkiye Genel Müdürü Marc Bergeretti konu hakkındaki görüşlerini; "Engelli bireyleri sosyal hayata dahil etmek, onlara hareket ve ulaşılabilirlik sağlamak amacıyla başladığımız "Peugeot ile Engelsiz Yaşam" projemizde, 2013 yılı boyunca yaptığımız eğitim ve farklı etkinliklerle başarılı ve sağlam adımlar attık. Sosyal sorumluluklarını yerine getiren, duyarlı, ülkenin geleceğine sahip çıkan ve toplumsal kalkınmayı hedefleyen bir kurum olarak, engellilik konusunda toplumsal duyarlılığı da arttırdığımıza inanıyoruz. Bu nedenle projenin sürdürülebilirliğini sağlayarak, engelsiz bir yaşam için engelleri birlikte aşmaya devam edeceğiz." sözleri ile dile getiriyor.

Böyle projeler ve kapsamlarında gerçekleştirilen etkinliklerin engellilikle ilgili farkındalığı arttırma yönündeki yararı yadsınamaz. Bu nedenle, bu gibi sosyal sorumluluk projelerini yürüten şirketlere destek vererek diğer şirketlere örnek olmalarını sağlamaya çalışmalıyız.

Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...

Yazının Devamını Oku

Engelsiz Türkiye için yola devam …

8 Kasım 2013
Merhabalar sevgili okurlar.

“Engelsiz Türkiye için yolun neresindeyiz?” sorusuna çoğumuzun vereceği cevap, sanırım, “Başındayız“ olacaktır.

Sabancı Üniversitesi, bu soruya bilimsel bir cevap verebilmek için geçtiğimiz yılın Ağustos ayında, bir proje başlattı. Türkiye'de engellilik konusunda mevcut durum tespitinin yapılmasını ve iyileştirmeye yönelik politika ve uygulama önerilerinin geliştirilmesini amaçlayan “Engelsiz Türkiye İçin: Yolun Neresindeyiz?” projesinin ilk evresi, Mayıs 2013’ de, sonuç raporlarının Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanmasıyla sonuçlandı.

Gelişmelerin izlenmesini ve çalışmaların sürdürülmesini amaçlayan Sabancı Üniversitesi, aynı projenin ikinci evresini 6 Kasım'da gerçekleşen iki panel ile başlattı.

“Erişilebilirlik” konusundaki ilk panel, CNN Türk’ten Cansel Poyraz moderatörlüğünde yapıldı. Panelistler; Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden Dr.Aslı Sungur Ergenoğlu, Engelli Ayrımcılığını Önleme Platformu Hukuk Danışmanı Avukat Güler Polat,
Projenin saha çalışmalarında görev almış bulunan Sabancı Üniversitesi öğrencisi Harun Nalbant ve bendim.

Dr.Aslı Sungur Ergenoğlu, “yasal düzenlemelerin uygulamaya yansmasının önündeki engeller” konulu sunumunda evrensel tasarımın önemini vurguladı.

Yazının Devamını Oku

“Yeter ki bana da diğerlerine verilen fırsat verilsin …”

4 Kasım 2013
Merhabalar sevgili okurlar. Türkiye Beyazay Derneği 2012 yılının ikinci yarısında engellilerle birlikte yaşama kültürü konusundaki durumun tespit edilebilmesi amacıyla bir kamuoyu araştırması yaptırdı.

GENAR Araştırma Şirketi’nin gerçekleştirdiği araştırma için demografik özellikler bakımından Türkiye genelini temsil edebilecek bir örneklem seçildi. 19 Eylül – 4 Ekim 2012 tarihleri arasında, basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile belirlenen 2100 kişi ile görüşüldü.
Ve sonuçlar, görüşülen kişilerin;
- %77’sinin o güne kadar görme engelli bir arkadaşı olmadığını
- %75’inin görme engellilerle nasıl iletişim kurulacağını bilmediğini
- %97’sinin o güne kadar görme engellileri tanımaya yönelik bir kitap okumadığını
- %82’sinin görme engellileri tanımaya yönelik bir film izlemediğini
ortaya çıkardı.

Bu araştırmada sorulan sorulardan biri “Görme engellilerle ilgili en çok merak ettiğiniz şey nedir?” idi. Alınan yanıtlar ise şöyleydi:

Yazının Devamını Oku

Bugün konumuz biraz sanat, biraz da yardımlaşma…

1 Kasım 2013
Merhabalar sevgili okurlar.

Semaver Kumpanya ve Adıgüzel Güzel Sanatlar Lisesi dünyaca ünlü pandomim sanatçısı Levent Beşkardeş’i ağırladı.

39 yıldır tiyatro ile iç içe olan, 2010 yılı TBMM Üstün Hizmet Ödülü sahibi işitme ve konuşma engelli sanatçı Levent Beşkardeş, Nazım Hikmet’in “Sevdalı Bulut” adlı kitabından esinlenerek oyunlaştırdığı tiyatro oyununu Çevre Tiyatrosu’nda ve Adıgüzel Güzel Sanatlar Lisesi’nde sergiledi. Beşkardeş’in oyununun en önemli özelliği, işaret dili ve mim ile sahneleniyor olması.

11 Ağustos 1949 Eskişehir’de doğan Levent Beşkardeş, pandomim eğitimini Türkiye’de aldı.
1974 yıl İstanbul’da yazdığı 3 sessiz oyundan biri olan “ Sessizliğin Sesi” adlı oyununu 1981’de sahneledi ve Avni Dilligil Tiyatrolar Jüri Özel Ödülünü aldı. Esin Afşar ile mim-konser turnesi yaptı. Aynı yıl, 1981’de, sanatsal ufkunu genişletmek icin gittiği Paris’te, işitme ve konuşma engelli kişilere yönelik Uluslararası Görsel Tiyatro’nun (International Visual Theatre) kadrosuna girdi. Bugüne kadar 30 sesli ve sessiz oyun oynadı.

'Sessiz sanatçı' olarak tanınan Levent Beşkardeş’in yazdığı ve ilk olarak 1994’te Paris’te sahnelediği "Hanna" oyunu dünyadaki çeşitli tiyatro repertuvarlarına girdi. "Sağırların kalıtsal olarak hastalıklı sayılarak hadım edildiği bir ortamda, Nazilerin elinden kaçarak insanca yaşama hakkı için savaşım veren bir genç kızın hikayesini" anlatan oyun Levent Beşkardeş’e 2004 yılında Fransız İşaret Dili Akademisi tarafından “En iyi oyun” ve “En iyi yönetmen” ödüllerini kazandırdı.

Yazının Devamını Oku

“Cerebral Palsy Farkındalık Yürüyüşü”

28 Ekim 2013
Merhabalar sevgili okurlar.

Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nın “Cerebral Palsy’mle Hayattayım” projesi dün gerçekleşen “Cerebral Palsy Farkındalık Yürüyüşü” ile tamamlanmış oldu.

“Cerebral Palsy’li Çocuk ve Gençlerin Sosyal Yaşama Katılımlarının ve Rehabilitasyon Hizmetlerine Erişimlerinin Arttırılması”nı hedefleyen proje İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan alınan yaklaşık 1 Milyon TL mali destek sayesinde hayata geçirildi. 1 Aralık 2012 tarihinde başlayan “Cerebral Palsy’mle Hayattayım” projesi ile Cerebral Palsy tanısı konmuş 1-20 yaş grubundaki toplam 4 bin 677 kişiye ulaşıldı. Proje kapsamında bin 992 ev ziyareti gerçekleştirildi ve 101 Cerebral Palsy’li bireye evde rehabilitasyon hizmeti verildi.

“Cerebral Palsy’mle Hayattayım” projesi kapsamında Cerebral Palsy’li genç ve çocuklara evde rehabilitasyon desteği sağlamanın yanısıra, onların sosyalleşmelerine ve topluma kazandırılmalarına yönelik çalışmalar da yapıldı. Bu gençler ve çocuklar için yaşamda birer birey olarak yer almalarına destek olacak grup çalışmaları, sanat ve spor aktiviteleri düzenlenerek, farklı alanlardaki yeteneklerini keşfetmelerine ve pekiştirmelerine olanak verildi.

Pilot ilçe seçilen Ataşehir, Pendik ve Üsküdar’da uygulanan projenin sonucunda elde edilen veriler, Türkiye’de büyük bir eksiklik olan Cerebral Palsy’li birey veri tabanı ve Cerebral Palsy’ye yönelik çalışmalar için kaynak oluşturacak.

Cerebral Palsy alanında toplumda farkındalık yaratan çalışmalara imza atan Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nın Cerebral Palsy’li çocuk ve gençlerin hayatını değiştiren projesi “Cerebral Palsy Farkındalık Yürüyüşü” ve ardından gerçekleşen plaket töreni ve Deniz Arcak Konseri ile noktalandı.

Deniz Arcak, gerek böyle bir etkinlikte yer alarak gerekse konserden önce yaptığı kısa konuşma ile engellilik konusundaki duyarlılığını ortaya koymuş oldu. Başta Cerebral Palsy’li çocuklar ve gençler olmak üzere hepimiz çok mutlu olduk onun şarkılarını dinlerken.

Aslında, sanatçılarımızın çoğu duyarlı engellilik söz konusu olduğunda.

Yazının Devamını Oku