İklim değişikliği ve hayali Çin donanmasının şahitliği
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Global ısınma tartışmasında sağ-sol kavgası abes boyutlara varmaya başladı. Paris’teki iklim değişikliği zirvesinden çıkan rapor, global ısınmanın insan eliyle meydana geldiğini ve önümüzdeki 50 yılda yeryüzünün iki-üç derece daha ısınacağını açıkça ortaya koyuyor.
Ancak 40 ülkeden 600 uzmanın yazdığı bu raporu "sol söylem" olarak değerlendiren bir kısım medya, iddiaları çürütmek için büyük çaba harcıyor. Ve biraz gülünç duruma düşüyor. Mesela Wall Street Journal’ın "Siz o palavralara inanmayın" içerikli başyazısı. WSJ o makalede, global ısınma sonucu meydana gelen buzul erimelerinin bir efsaneden ibaret olduğu iddialarına yer veriyordu. İddianın temelinde ise şu argüman yatıyordu: "1421 yılında bile Kuzey Kutbu’nda çok ince bir buz tabakası vardı. O tarihte kutba giden Çin donanması buna şahit oldu." Oysa büyük ihtimalle, Çin donanmasının oralara gittiği bir palavraydı. Çinli tarihçiler bile, bir İngiliz denizcinin ortaya attığı bu iddiaya karşı çıkıyordu.
Uzun zamandır bekliyorum, Kristof Kolomb’dan önce Amerika’yı keşfeden Müslüman Çinli kaptan Zheng He’ye İslam álemi sahip çıkacak mı diye. Ama hayır, çıkmadı.
Müslümanlar yerine, İngilizler sahiplendi Hacı Mahmud’u. Arapça adı böyleymiş Zheng He’nin.
Gavin Menzies adlı İngiliz denizci, "1421: Çin’in Dünyayı Keşfettiği Yıl" başlıklı kitabını dört yıl önce yayınladığında Çinli Müslüman kaptan efsanesi hayli konuşulmuş, sonra da mesele kapanmıştı. Menzies, Zheng He’nin dünyayı Kolomb, Magellan ve Vasco de Gama’dan önce dolaşıp Amerika’yı keşfettiğini, ancak bu hakikati kanıtlayacak belgelerin imha edilmiş olduğunu iddia ediyordu.
Peki şimdi nasıl oldu da konu yeniden açıldı? Nasıl oldu da Çinli kaptan global ısınma tartışmasının da kahramanı oluverdi?
Herşey Christopher Monckton adlı İngiliz lordunun, sağ eğilimli The Daily Telegraph’a yazdığı uzun makaleyle başladı. Bir zamanlar İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’ın siyasi danışmanı olan Lord Monckton, "İklim kaosu mu, sakın inanmayın" başlıklı yazısında, global ısınmanın kanıtlanmamış bir iddia olduğunu savunuyordu.
Dünya Bankası ekonomistlerinden Sir Nicholas Stern’in İngiliz Hükümeti için hazırladığı ve iklim değişikliğinin olası ekonomik ve sosyal etkilerini anlattığı raporuna karşı cephe alan lord, BM uzmanlarını da gerçekleri çarpıtarak felaket tellallığı yapmakla suçluyordu. Kuraklık, sel, kasırgalar, buzul erimeleri ve kitlesel hayvan ölümlerinden ibaret bir kıyamet tablosu çiziyorlar diye.
Monckton’un hesaplarına göre atmosfere salınan karbondioksit kesinlikle global ısınmanın müsebbibi olamazdı. Bu arada "Exxon’dan filan tek cent almışlığım yoktur" diye ekliyordu.
TAHMİNLER YANLIŞ SUÇLU BİLGİSAYAR!
Ortaçağ’da da yeryüzünün bir ısınma dönemi yaşadığını, o zamanlar And Dağları’nda ve Grönland’da buzullar olmadığı (şimdi var) gibi, Kuzey Kutbu’nun bile çok ince bir buz tabakasıyla kaplı olduğunu söylüyordu. Çünkü Çin donanması 1421 yılında oraya kadar gidip bu duruma şahit olmuştu.
Geçen kasım ayında yayınlanan bu makaledeki 1421 teorisi çok fazla dikkat çekmedi. Ancak Amerikan Wall Street Journal gazetesi, geçen 6 Şubat’ta, "Fikir İklimi" diye bir başyazı yayınlayınca iddia yeniden gündeme geldi.
İklim değişikliğiyle ilgili hükümetler arası panelin (IPCC) Paris’teki zirvesinden çıkan raporu ele alan WSJ, global ısınmanın sanıldığı kadar ciddi bir durum olmadığını, hatta IPCC’nin bile bu durumu fark edip, görüşlerini sulandırmaya başladığını ileri sürüyordu. Deniz seviyesindeki yükselmeyle ilgili projeksiyonların eski raporlara göre aşağı çekildiğini, global ısınmaya insan katkısına ilişkin tahminlerde de üçte bir oranında çark edildiğini yazıyordu WSJ. Çünkü BM uzmanlarının tahminlerini dayandırdığı bilgisayar modellerinde yanılma payı çok yüksekti. Bu nedenle bilimsel verilere dayanarak enerji kullanımında devrim yapmak çok akılcı olmayabilirdi. Karbon emisyonlarının oynadığı rolün iyice kanıtlanması gerekiyordu.
Ancak bu bilgilerin, raporun içeriğiyle hiç ilgisi yoktu. Rapor, global ısınmanın insan elinden çıktığını açıkça vurguluyordu. 1950’lerden bu yana meydana gelen ısınma ve deniz seviyesindeki yükselmenin tamamen insanın eseri olduğu, karbon gazları emisyonunun azaltılmasından başka çare olmadığı yazılıydı raporda.
İKLİM UZMANLARI BUSH’A KIZGIN
Peki Wall Street Journal bu çarpık bilgileri nereden almıştı?
Thatcher’ın danışmanı Lord Monckton’dan. Global ısınmada sağduyunun sesi diye tanıttığı Monckton’un bu konuda çok parlak bir analiz kaleme aldığını yazan gazete, deniz seviyesindeki yükselmeden global ısınmaya insan katkısına kadar bütün verileri Monckton’dan almıştı.
Ve o Monckton, buzullarda incelme, kopma olmadığını kanıtlamak için Çin donanmasını şahit gösteriyordu. Monckton’un bu bilgiye nereden ulaştığını öğrenmek için iz süren çevreci bloglar, esrarı kısa sürede çözdüler. İngiliz lordun dayandığı kaynak, bundan dört yıl önce dünya çapında alay konusu olan bir kitaptı. İngiliz denizci Gavin Menzies’in, Çinli Müslüman kaptan Zheng He’nin serüvenlerini anlattığı "1421: Çin’in Dünyayı Keşfettiği Yıl" başlıklı kitap.
Monckton, Çinli olanlar da dahil bütün tarihçileri çıldırtan o kitaba dayanarak, 1421 yılında Kuzey Kutbu’nda ince bir buz tabakası olduğunu ileri sürüyor, Wall Street Journal ise bu kişiyi "global ısınmada sağduyunun sesi" diye tanıtıp, parlak analizlerini övüyordu.
İklim uzmanları, global ısınmayla ilgili raporları tahrif eden Bush Yönetimi’ne ve yönetimi destekleyen medyaya zaten kızgın. Bakalım tarihçiler, elle tutulur tek bir belge olmadan Amerika’yı bir Çinli’nin keşfettiğini öne süren kitabın global ısınmaya karşı ciddi bir argüman olarak değerlendirilmesine ne diyecek!