Paylaş
Çağla Şikel, sunuculuğunu yaptığı programında “Körler sağırlar birbirini ağırlar” sözünü sarf etmiş. Bunun üzerine Ağrı İl Engelliler Meclisi ve Doğubayazıt Yaşama Sevinci Engelliler Derneği, “engellilere yönelik hakaret içerikli, onur kırıcı sözler kullanması” gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunmuşlar.
Engelliler alanında çalışan ve bu konuda hassas biri olarak böyle bir şikâyeti çok gereksiz bulduğumu söylemek isterim. Maalesef bu ve benzeri söylemler günlük hayatta sık kullanılıyor. Yanlış ifadeler olarak adlandırabiliriz ama hakaret ve onur kırıcı olarak tanımlamak haksızlık olur.
Zirâ bana göre, yaptığı binaya “uçan rampa” yapan müteahhit ve buna ruhsat verenler veya kaldırımın ortasındaki ağaç veya direkleri “engel” olarak görmeyenlerdir; engelli onurunu kıran.
Örnekleri çoğaltabiliriz. Ben sadece bugüne kadar bu veya benzeri hususlarla ilgili bir şikâyet duyamadığım için yazmak istedim. Çağla Şikel’in sözlerini elbette tasvip etmiyorum veya savunmuyorum ama arkadaşlarımızın yaptığını da abartılı bir eylem olarak görüyorum.
Nedense artık meramımızı anlatmak yerine şikâyet etmeyi tercih ediyoruz. Arkadaşlar şikâyet yerine programa bağlanma ve engellileri rencide eden söz ve davranışları ifade etme yoluna gitseler daha faydalı olurdu diye düşünüyorum. Böylece hem Çağla Hanım hem de toplum bilgilenmiş olurdu. Günlük hayatımıza yerleşmiş o kadar arızalı deyimlerimiz var ki…
Bakın, sizler için yazar arkadaşım sevgili Aliye Yücel'in Engeloji adlı kitabından bazı bölümleri paylaşmak istiyorum. Farkındalık için kitabı okumanızı tavsiye ederim.
“ ...Çocukken, bebekleri doğacak kişilerin ‘Kız ve erkek olsun hiç fark etmez. Eli ayağı düzgün olsun da…’ sözü içimi acıtırdı. Bu halk arasında çok kullanılan ve iyi niyetle söylenmiş bir dilektir… Ama bu cümle engelli birinin gözlerinin içine bakarak söylediğinde, onu ne çok incittiği hiç düşünülür mü?
‘Körle yatan şaşı kalkar’ sözünü ele alalım. Anlatmak istediği ‘Değersiz kişilerle dostluk yapan, kötü özellikler kapar’ değil midir? Bu neden bir engelli üzerinden gösterilir? Bu engellileri niteliksiz, değersiz, işe yaramaz, beceriksiz, asalak, istenmeyen kişiler olarak göstermez mi? Bunun yerine ‘Üzüm üzüme baka baka kararır’ desek olmaz mı?
Evlenecek kişiye kimseyi bulamaması durumunda yarım yamalak da olsa, iyi kötü olsun da ‘Kör topal birini bul’ demek neyin nesidir? Herhangi birileri anlamına gelen ‘Keli, körü toplamak’ engellinin ne kadar küçümsendiğini göstermez mi?
Hande Yener’e ‘Sevgiliniz var mı?’ sorusu sorulunca ‘Kör müyüm, topal mı, elbette sevgilim var.’ cevabı da incitici bir örnektir.
‘Kör satıcının kör alıcısı olur’, ‘Kör topal gitmek’, ‘Körler sağırlar, birbirini ağırlar’; ‘Oğlum sakat mısın?’, ‘Spastik hareketler yapma!’, ‘Kör müsün?’, ‘Özürlü müsün nesin?’ gibi hakaret amaçlı kullanılan cümleler de vardır.
Bayrampaşa Belediyesi, Arda Turan Sokağı’nın ismini değiştirmeli.
Düşene bir de ben vurayım kafasında değilim. Lâkin bu kadar hoyratlığın ve kabadayılığın bir bedeli olmalı. Ne bir kadın olarak tacizi ne de bir insan olarak hastaneye silahla gidip “Beni vur!” gibi bir tavrı kabul etmem mümkün değil. Neresinden tutsan elinde kalan bir durumla karşı karşıyayız.
Bir Bayrampaşalı olarak belediyemden, mahallemdeki sokağa ve sosyal tesislere verilen “Arda Turan” adının değiştirilmesini rica ediyorum.
Paylaş