Evliliğin de içine mıçtık

Evleniyoruz boşanıyoruz, boşanıyoruz evleniyoruz. Bunu sürekli yapıyoruz. Evlililik denilen bu kurumun her geçen gün ne tadı kalıyor, ne tuzu. Artık anne babalarımızın evlilikleri yok günümüzde.

Haberin Devamı

Artık ar, namus denen kavramlar da eskisi kadar mühim değil insan hayatında. Karısını aldatan bir sürü erkek, kocasını aldatan sürü sepet kadın var etrafta. Üstelik yedikleri damga da umurlarında değil. Ayrıca evli erkekle beraber olmaya bayılan kadınlar, evli kadınlarla beraber olmaktan asla çekinmeyen bir sürü de erkek var.

Eşlerini aldatan elli çiftin en fazla beş tanesi aşık oldukları için, gerisi hep macera, heyecan ve elbette sex için. Ondan sonra gelsin boşanmalar... Sonra sokaklarda dolaşan başı boş, yükünü almış andropoz adamlar, onlara saldıran çıtır kızlar, menopozlu bekar hatunlar, onları kollayan jigololar... Eh tabi arada bir yaşları birbirine denk, ikisi de boşanmış olup birbirlerine aşık olan şanslılar da yok değil.

Değişti değişti her şey... Hadi bana söyleyin, kaçınızın kocası alyansla geziyor hala?

Haberin Devamı

Değişen zamanla evlilik kurumu nasıl değişmeye başladıysa, evlilikle ilgili yasalar da başlıyor değişmeye. Neymiş? 2000 yılından sonra evlenenler ballıymış. Evlilik süresince elde edilen mallar yarı yarıya paylaştırılacakmış. Bu durumda ben ne oluyorum; menopozuna beş kalan, orta yaşta bir dangalak. Kalk sen evlen 1993 yılında...

Hele bugün bir haber aldım ki, saçımı başımı duvara vurmama sağolsun İvanka mani oldu. Aldatan tarafın eşini aldattığı partneri, aldatılan kişiye tazminat ödeyecekmiş. Harika bir şey... Böylelikle deşifre de olacak bu ardan namustan bihaber yuva yıkıcı, şeytan ruhlu, arlanmaz, uslanmaz, insanlıktan nasibini almamış, ruhunu örümcekler kaplamış iki ayaklı, insan görünümlü şeytanın boynuzları bir yerine kaçmış, ezik zavallı... (Bak yine sinir bastı beni)

Evliliğin de içine mıçtık

Neyse dönelim konumuza, ama dönmeden şunu da yazayım da içim rahat etsin (Seni bir gün elime geçireceğim, hiç şüphen olmasın geçireceğim. Her an gözün açık olsun, sağına soluna her zaman kontrol çek. Sonra sakın uyarmadı deme, kapı gibi yazı var elimde delil olarak).

Haberin Devamı

Ve döndüm konuya, nerede kalmıştık? Evlilik kurumunun nasıl alaşağı edildiğinde... Bunda en büyük pay sahibi olan birileri de “celebrityler” yani ünlülerimiz. Kardeşim bunlar ya dangalak ya da ultra salak. Elin iki ünlüsü üç gün flört, hoop sonra dillere destan bir düğün. Sanırsın kendileri Burunei Sultanı, bir gece için yüzbinlerce dolarlar havalarda... Eee iki ay sonra hop, birbirlerini boklama, etrafta haklarında yazılan çizilen bir sürü yazı, verilen demeçler "Ay paramı yiyormuş meğer, ay beni uyarmışlardı zaten, yok üstümden geçindi, ay yok sayemde şöhret oldu, kıskançtı, aldattı, kumarbazdı, ay oydu buydu..."

Bir de bunların üst salakları var, bunlar da ünlü olup üç gün flört ettiği elin ünsüzüyle evleneni... Adamı ya da kadını daha tanıyalı olmuş üç gün, hırlı mıdır hırsız mıdır bir dur da düşün. Sonra ne oluyor? Hop yine evlilik, yine boşanma, hah bir de üstüne üstlük elin şöhretsizi oluyor sayende ünlü. Bakınız örnek, son günlerde hayatımıza giren sekenbir, pardon Bekensir...

Haberin Devamı

Bu sekenbir şimdiki şarkıcı karısından boşandıktan sonra üç ay içinde yine bir ünlüyle evlenmezse yalayacağım tükürdüğümü. Hani benim jigolo Mahmut'un suratını görmemiş olsam diyeceğim ki bu ikisi aynı kişi...

Diyeceğim bu işte... Bozmayın şu evliliğin saygınlığını, adam gibi örnek olun çoluğa çocuğa. Biz salak mıydık onsekiz sene sabır ettik, haaaa?

Yazarın Tüm Yazıları