Paylaş
Niye atılmasın, atılır.
En azından ben atarım, sinir sistemim bozuluyorsa, görgüsüzlük tavan yapıyorsa…
Söz meclisten elbet dışarı ama parasını kapan oraya gelip şuur dışı her türlü hareketi sergiliyorsa ben moku atarım arkadaş!
Sakınmam lafımı da ayrıca.
Neden sakınayım ki?
Kimden korkacağım ki?
Ha kalk git diyeceksiniz o zaman, git başka yere, terk-i diyar etsene, zorla mı tutuyorlar ki seni orada?
Ben de diyeceğim ki oldu!
Yapmışım bir sürü masraf, sevmişim de evimi.
Şimdi kalk, elin yazında çık sokaklara, ara dur, başını sokacak ev bul, bulabilirsen. Kolaydı çünkü arkadaş.
Peki, neye, nelere gıcığım ben bu kadar?
Sabahın körü kardeşim bizim sitede kimse suratını banyoda yıkamaz, zor iştir şimdi kalkacaksın da, musluğu açacaksın da…
Havuz denen bir şey var. Atla sabahın yedisinde havuza, başla cos cos yüzmeye, havuzda ayıl orada.
O sırada da bağırın havuzdan dışarıya;
“Rosa, Elena, Valena, Ivanka, Corina, Valentina, hazırla bana sucuklu yumurta, greyfurt suyu”
Neyse neticede adamı yolladık işe…
Ardından kadın kalkar.
Bahçıvan bağırır; “günaydın hanımefendi”
Hanım da suda.
“Ayyyyy çok soğuk”
“Elena, Roza, Valentina, Sofia, müslimi getir light sütümle”
Ve bahçıvana talimatlar;
“Kuruttun güllerimi, onların tohumları taaa Amerika’dan geldi, keseceğim maaşından.”
Dayan Ayşe, Amerika’dayız şu an, burası da Miami zaten!
Sonra sırasıyla boy boy çocuklar çıkar, oğlan akşamdan kalma.
Anne kızar; “Bu gece cezalısın, Verrari’nin anahtarını sakladım.”
“Aman valide, yedeği bende, hadi çüzzz”
Ben kahvaltıya başlarken diğer evlerden sesler yükselir, beş- on yaş arası çocuk havuz partileri başlar. Cos atla, cos atla, cos atla…
Diğer evlerde kadınlar öğle yemeği için bin bir salata çeşitleri hazırlatırlar rejimde olduklarından, içki ise şampanya.
Ben market alışverişine giderken hemen her gün on beşlik kızlı erkekli ergenlerin koca jip ya da spor arabalarıyla burun buruna gelir, şans eseri teğet geçerim.
Akşam beş suları bir sürü evde happy hour başlar bende ise “happy”siz hour.
Müzikler birbirine karışır.
Birkaç saat içinde ise dumanlardan sanırım ki gaz bombası bizim siteyi de bastı; yeşillik ya.
Yok, mangal dumanları karışır birbirine.
Ve geliriz en kötü bölüme;
Müzik!
Fasılcılar giriş yapar güvenlikten.
Her birinde teçhizat tamam.
Mikrofonlar sonuna kadar açık.
Saat on iki olur, kimse susmaz.
Çıplak sesle söyleseler sanki haz duyulmaz.
Geçen gece 151’i tam altı kez aramışım.
Neden güvenlik uyarı dışında bir şey yapamıyor?
Herkes birinin eşi, dostu, akrabası bizim sitede zaten.
Bu hafta bir parti yapacağım.
Ne kadar sanatçı dostum varsa hepsini çağıracağım.
Yahu para mok sizlerde, açılsanıza binip teknelerinize canım sitemin canım komşuları.
Paylaş