Paylaş
“Ne oldu kız?”
Olan şu; belim ve bacaklarımda tahammülsüz bir ağrı; doğruldum yatakta, başladım ağlamaya. Üstelik benim ağrı eşiğim yüksektir ama bu öyle bir ızdırapmış ki benim bile içime etti.
Zaten korkak olmuşum hastalıklardan yıllar boyu yaşadıklarım sayesinde, aldı mı beni ağrı acısı, yani bir de panik? Aldı tabi. İki hap yuttum geçer belki diye. Ivanka da; “Yat biraz, uvalayayım seni” dedi.
Ivanka beni uvalarken benden yine “ay uy, ah uh” sesleri gelmeye devam etti, etlerim acıyor resmen.
“Yapma Ivanka, acıyor.
Sen kapa gözlerini Anşa, dayan biraz.”
Kapattım gözlerimi, dayanmak için çabalarken başladım bu ağrılarımın nedeniyle ilgili hastalık senaryoları yazmaya...
1.bel fıtığı
2.bacak damarları tıkanıklığı
3.romatizma
Masajla ilaçlar sanki biraz iyi gelmişti. “Geçecek Ayşe, salak saçma senaryolar kurma, üşüttün herhalde” dedim.
Yataktan kalkıp banyoya suratımı yıkamak için bir adım atmıştım ki; “Ay ay ay ay” diye yine bağrınmaya başladım. Sanki gece biri gelmiş, bacaklarımı betonla kaplamış; adım atarken bile gözlerimden yaşlar geliyor. Haliyle moral falan kalmadı bende, topallayarak aşağı indim hemen Veli’yi aradım.
“Ay uy uy bacaklarım, belim, çok fenayım çok”
Biraz anlattım, “Dur panik yapma, geliyorum” dedi.
“Gelme”
“Neden gelmeyecekmişim?
“Gelirsen biliyorum yaka paça beni doktora götüreceksin ama ben gitmem.”
“Dur konuşuruz, geliyorum.”
Geldi, “Ayşe deli misin, bu ızdırap çekilmez” dedi, “Kalk, gidelim; bir gösterelim.”
“Gitmem, ya bacak damarların tıkanmış derlerse babam gibi ya artrit, romatizma falan derlerse, kortizon verirlerse? Belki de bel fıtığısın der, ameliyata alırlar; gitmem, gitmeyeceğim.”
İkinci kez Veli’yi bana çok sinirli gördüm; “Ne halin varsa gör” deyip gitti.
Zaten acım var, bir de ona sinir oldum, arkasından bağrındım;
“Al işte, bir de güya sen diğer erkeklerden farklısın; nah farklısın! Kadın hasta oldu mu topunuzun tutumu aynı, ayy ayy ay”
Akşamüstü ağrılar çoğaldı ama bende inat devam. Akşam iki bardak konyakla uyuşturdum kendimi ve uyudum. Ertesi sabah yine aynı halt.
“Ivanka koş, gel, ay ay uy uy vay vay”
“Anşa kızım, gidiveriversene pir doktora”
“Gitmeyeceğim”
Allah sizi inandırsın; on gün bu ızdırabı çektim ve sırf korkudan doktora gitmedim ama on birinci gün teslimiyet geldi. Ağrılar azalmadığı gibi gün be gün çoğalıyordu, uyku muyku; bende tüm düzen altüst olmuştu.
Veli’yi aradım yine; “Tamam, doktora gidiyorum.”
“Hah şöyle, beni de kızdırıyorsun ya Ayşe, kızım çekilir mi bu ızdırap? Korkunun ecele faydası yok, git. Zaten bak göreceksin kötü bir şey çıkmayacak, hem kafan da rahatlayacak.”
Doktor muayeneden önce geçmişime dair sorular sordu sağlığımla ilgili. Ben anlattıkça; “Efendim? Hadi ya, yok artık! Allah Allah, o da mı?” falan deyip durdu, haksız da sayılmaz yani.
Sıra geldi muayeneye, yatırdı beni; başladı belimden, bacaklarıma bazı noktalara basmaya...
“Burada ağrı var mı?”
“Ahhhhhhhhhhhhhhhhhhh!”
“Ya burada?”
“ Ayyyyyyyyyyyyyyy!”
“Kötü bir şey mi? Ne olur söyleyin.”
“Birkaç tahlil yapacağım ama korkmayın, muhtemelen siyatik olmuşsunuz. Bacak damarlarınızda falan bir şey yok, o zaten böyle olmaz. Tahlili yaptırma sebebim de romatizma ama sanmıyorum, meraklanmayın.”
Tahlili yapık, o tahlilin sonucu çıkana kadar yani bir 24 saat öldüm, öldüm, dirildim. Sonucun çıkmasına bir saat kala, ev bana dar geldi, gittim doktorun muayenehanesinde oturup bekledim.
Ve...
“Romatizma değilsiniz, tahmin ettiğim gibi bu siyatik”
Doktorcuğumu sarılıp öptüm; “Ee peki şimdi ne olacak, bir ilaç vereceksiniz, iki güne geçecek değil mi?”
“Evet, ilaç vereceğim; daha doğrusu her gün b vitamini iğnesi olacaksınız, iyileşme süreci için de iki gün çok kısa ama 3-4 haftaya toparlarsınız sanırım.”
“Oha” diyemedim, “yok artık, amma uzunmuş” demedim, Allah’a kötü bir şey çıkmadığı için şükür ettim.
İkinci haftaya girdik, şu aralar nasılsın diye merak edeniniz olursa kısası; delik deşik, uzunu; ağrılar sanki biraz azalır gibi ama ben ağrıyı da geçtim; bir iğne bu kadar mı yakarmış, benim canım okur dostlarım?
Not: Veli’nin teyzesi eski hemşire, o da çocukluğunda ondan iğne yapmayı öğrenmiş, yani iğnemi Veli yapıyor, Allah’tan eli hafif canımın içinin.
Paylaş