Buyrun menopoza

Geçenlerde bir yazı yazmıştım, bir türkü için.

Haberin Devamı

İçinde menopozda olduğumu yazmıştım.
Vallahi billahi, türküden çok menopoz halim ilginizi çekti.
Ne çok e-posta geldi...
Sadece hemcinslerimden değil, “yahu karım menopozda böyle giderse biz boşanacağız” ya da “şöyle böyle oluyor eşime, size de oluyor mu? diyen erkeklerden...
Türkülerin duygusallığı bir yana, herkes gerçek hayatın, yaşananın peşinde aslında.
Ve evet gelelim menopoza.
Ben 44 yaşındaydım, 5 Şubat’ta kısmetse 45.
İşte bu bir sene bana feci bir kazık attı. Tam aynı yaşlarda anneme de attığı gibi.
Demek ki olay tamamen genetik!
Düzenim bozuldu bir anda, saatim işlememeye başladı ki hiç olmazdı.
Stres dedim, sıkıntıya vurdum hatta hoşuma gitti oh be dedim nefes aldım bu ay.
Bir ay, iki ay, üç ay...
Baktım bende sürü sepet tuhaflık var.
Aygır gibi terliyorum, sanki yağmura yakalanmışım...
Kalbim bir çarpıyor ki ağzımdan değil, vücudumdan çıkacak sanki parçalayarak.
Biraz önce telefonda arkadaşımla konuştuğumu hatırlıyorum.
Ne kadar güldüğümüzü...
Şimdi o arkadaşım buraya gelse parçalayabilirim onu.
Tamam diyorum depresyon.
İki kadeh bir şey atıyorum ve müzik, biraz toparlanıyorum.
Gülüyorum.
Ve sonra...
Acayip bir ağlama krizi...
Kendimi durduramıyorum...
Aslında depresyon falan olmadığını biliyorum ama gerçeği kabullenmek istemiyorum.
44’üm ben daha ya...
Menopoza girdiğimi ne bilmek ne de duymak istiyorum.
Belki bir bebeğim olsun isteyeceğim, neden bu kadar erken menopoza girdim?
Neden bu yaşta zaten deliyken daha da delirdim?
Neden?
Ne salak bir şeymiş...
Ayşe’nin notu: Bu yazıyı lütfen erkekler de okusun ki yanındaki kadının ne hissettiğini, ne çektiğini anlasın. Bir sene doldu taştı ben hâlâ doktora gitmedim. Hormon, o, bu yerine kendim cebelleşiyorum.

Yazarın Tüm Yazıları