Paylaş
Öngörüsü olduğunu söyleyen insanlarla ‘Evrenin Dili’ adlı bir grup oluşturan nöroloji uzmanı Doç. Dr. Sultan Tarlacı’yla duyular dışı algılamayı, gelecek öngörülerini ve uzaktan görüyü konuştuk
'Evrenin dili’ nasıl bir grup?
- Evrenin zamanın ötesine geçen, mekânın ötesine uzanan tek bir dili var… Bizler duyular dışı algı, rüyalar ve öngörülerle ilgileniyoruz. Sayımız giderek artıyor. Şu anda 3 binden fazla üyemiz var.
Yaş, cinsiyet ve eğitim durumları nedir?
- 15-40 yaş aralığında genç bir grubumuz var. Grubun yüzde 80’ini kadınlar oluşturuyor. Çünkü kadınların sezgileri daha güçlü, duyular dışı algıları daha yüksek. Her meslekten insan var. hukukçu, jeoloji mühendisi, tıp doktoru, bilgisayar mühendisi, öğrenci... Topluma baktığınızda medyumların, falcıların yeteneklerini meleklere ya da cinlere bağladıklarını, toplumdan izole edildiklerini, ilkokul eğitimi dışına çıkmadıklarını görürsünüz. Ama biz bu yeteneğin beyinlerinden geldiğini söylüyoruz ve buna inanıyoruz.
Uzaktan görü, öngörü, duyular dışı algılama… Nedir bunlar?
- Beş duyumuz var… Ancak belli bir mesafenin dışına çıktığımızda bu beş duyumuz yetersiz kalıyor. Duyular dışı algı rüyada, hipnozla ya da LSD gibi yasal olmayan bazı ilaçlar alındığında ortaya çıkıyor. Öngörüyse elinizdeki pozitif verilerden hiçbir çıkarım yapmadan olmamış bir olayı önceden algılayabilmektir.
Kimler bu şekilde bilgi edinebilir?
- Biz kendimize ‘Durugörücüler’ ve ‘Modern Medyumlar’ demeyi tercih ediyoruz. ‘Durugörü’; bir olayı uzaktan kısa süreli olarak algılayabilmek. Medyumlar da bunu yapıyorlar. Kahveye, suya bakıyorlar ama aslında kahve, su bahane. Orada bir görüntü görüyorlar, algılıyor ve size söyleyip, tarif ediyorlar. Aslında birçok insan böyle şeyler yaşıyor. Ancak yaşadığı şeyin karmaşasını zihninde oturtamıyor, akıl hastalığı olduğunu düşünüyor. Bu yüzden de kimseye söylemiyor.
KUANTUM FİZİKÇİLERİ KABUL EDİYOR
Öngörünün bilimsel bir yanı var mı?
- Klasik bilim ve bilimciler, yani akademik camianın büyük bir bölümü kabul etmiyor. Ancak Kuantum fizikçileri kabul ediyor. Öngörü, geleceği bilmek, algılamak; biyolojik yapımızın bir parçası. Beynimizde bir çok mekanizma var. İnsan bilincinin kafatasının dışına çıkmasıyla ilgili 32’den fazla yayın var, hepsi de çok ayrıntılı. Bir şekilde bilincimiz, zihnimiz kafatası kemiğinin dışına uzanıyor.
ABD, BİN LADİN’İ BÖYLE BULDU
- Benim bildiğim nöroloji doktoru beyinle ilgili hastalıkları tedavi eder… Bu konulara nasıl ilgi duydunuz?
- Tabii ki ilgi alanım ve mesleğim nöroloji yani insan beyni. Bizim branşımız diğer branşlardan farklı. Beyni öğrenmeye çalışırken normal dışı şeyler görüyorsunuz. Bu da onlardan biri. Bilincin kafatası dışına çıktığını görüyorsunuz. Aslında sansasyon yaratması lazım. Fakat bilimin sansürü altında kalıyor. Durugörü ise çocukluğumdan beri var olan bir şey. Genellikle rüyalarımda oluyor. Çünkü günlük hayatta sezgilerimizi baskılıyoruz. Uzaktan görü yeteneği de herkeste olduğu gibi bende de var.
Uzaktan görü yöntemini kullanan ülkeler var mı?
- Profesyonel kullanımı Rusya’da başladı. Amerika bu yöntemi 1995 yılına kadar askeri istihbaratta kullandı. Uzaktan görmeyi askerlere ve sıradan kişilere öğretip profesyonel kişiler yetiştirdi. Bu sayede Soğuk Savaş döneminde Rusya’yı izlediler, Saddam’ın, Usame bin Ladin’in yerini buldular, çok derin bilgiler öğrendiler. Bu bilgilerin bir kısmını sakladılar, bir kısmını da bilimsel dergilerde yayımladılar. Sakladıkları bilgileri de CIA belli bir zaman sonra açıkladı. Ve öğrenildi ki konuyla ilgili 80 bin sayfa araştırma yapmışlar ve 23 bin dolar harcamışlar. 1995 yılında gelişen uydu teknolojisi ve istihbaratla artık uzaktan görü grubuna ihtiyaç olmadığı söylendi ve grup dağıldı. Şimdi oradan ayrılan kişiler profesyonel olarak, CIA’in yazdığı el kitabını kullanarak eğitim veriyorlar. Biz de onlarla aynı şemayı kullanıyoruz.
Hedefleriniz var mı?
- Duyular dışı algılar değersiz olarak görülüyor. Oysa bu bir bilgi kaynağı olarak kullanılabilir. Amacımız bunu profesyonel bir seviyeye getirebilmek, kayıpları, katilleri bulmak, gelecek tehlikeleri önceden görüp toplumu uyarmak. Başbakanın odasında böcek olduğunu aylar öncesinden yazmıştık. Yetkililerle ilişki içinde olursak bunu doğrulayabiliriz ya da kendimizi düzeltebiliriz.
Emniyetle işbirliğiniz oluyor mu?
- Emniyete bilgi akışımız Münevver Karabulut cinayetiyle başladı. Cem Garipoğlu’nun yakalanacağı günü 40 gün öncesinden emniyete söyledik. Elimizde olayla ilgili o kadar çok bilgi oldu ki üzerimizde psikolojik baskı oluştu. Elimizdeki tüm bilgileri, kim olduğumuzu, ne yaptığımızı anlatarak emniyetle paylaştık. Cem Garipoğlu’nun saklandığı çiftliği bulduk, öngördük. Emniyet bunun bir bilgi kaynağı olduğunu düşünüyor. Duyular dışı algının, uzaktan görmenin kendilerine yardımcı olacağını biliyor. Ama yanlış anlaşılmaktan da korkuyor. Çünkü ‘Polis falcıya gitti’ diye başlık atılabiliyor. Yurtdışında sezgileriyle hareket eden, kayıpları, katilleri fazla ipucu olmadan bulan mavi polisler var. Şundan eminiz ki emniyet bizim gönderdiğimiz bilgileri dikkate alıyor, inceliyor.
“Ne saçmalıyorsunuz” demiyorlar, kestirip atmıyorlar.
Dolunay dönemi loto oynamak için ideal
Dolunay döneminde öngörü artıyor. Loto oynamak için ideal bir dönem. Yapılan bir çalışmaya göre kumarhanelerde en büyük para kaybı dolunay zamanlarında olmuş. Çünkü bu dönemde müşterilerin sezgileri kuvvetleniyor. Ancak duyular dışı algı zamanla yorulabilir, kişinin yetenekleri kaybolabilir. En iyi öngörü alakasız ve çarpıcı olandır!
Paylaş