Paylaş
Günün önemli transiti Güneş-Plüton karesi oldukça bizleri zorlayabilir. Çevrenizde insanların ne kadar saldırganlaştığına siz bile inanamayabilirsiniz. 5 günlük etkisi içerisinde olacağız. Yani bu haftayı tamamen kapsıyor. Kısaca konumuz birilerinin üzerinde baskı kurarak yöneticiliğinizi ispatlama tuzağı olacak. Bence bu tuzağa düşmeyin. Bu duygu ilişkinizde, meslektaşlarınız arasında ya da çocuğunuzla olan ilişkinizde de olabilir. Kendini bilmeyen birçok insanın imtihanı olabilir. Kavga etmekten ve insanlara baskı yaratmaktan uzak durun derim. Ego savaşları artacak ve aynı zamanda dünya genelinde bir takım önemli olaylara şahitlik edebiliriz. Daha farkındalıklı olmalı, kışkırtıcı tavırlardan uzak durmalıyız. İnsanın insana tahammül etmesine yardımcı olmalıyız.
Bugün Ay Kova burcunda ilerliyor ve Venüs- Mars üçgeni aktifleşiyor. Size küçük gibi görünen bir takım işler önünüze gelirse bunları önemsememek gibi bir hata yapmayın. İlişkiler açısından oldukça şanslı bir üç gün içinde olacağız. Başarının anahtarı yavaş ve sabırlı davranmanızla birlikte gelecek olsa da, problem olarak gördüğünüz konuların üstesinden gelecek cazip fikirlerle sonuçlandıracağınız görünmektedir. Tartışmalar veya ayrışma gibi durumlarda uyum kazanmak daha makul bir seçenek olacaktır. Sabırsızlıktan dolayı kendi kendinize veya kontrolünüz dışında hareket etmek zorunda kalmayın. Bunu dengelemelisiniz. Görev bilincinizin artması sizin için hedeflerinizi yerine getirmeyi kolaylaştıracak. Sabır ve çalışkanlık sizi büyük bir başarıya hazırlıyor olacak.
Gelelim günün tavsiyeli hikâyesine;
O yıl New York'ta kış, Nisan'ın sonuna kadar uzamıştı. Kör olduğum ve yalnız yaşadığım için çoğunlukla evde kalmayı yeğledim Sonunda bir gün soğuk hava gitti; bahar kendini gösterdi. Hava coşkulu bir kokuyla dolmuştu. Arka bahçeye bakan pencerenin önünde küçük, neşeli bir kuş devamlı cıvıldıyor, sanki beni dışarıya çağırıyordu. Nisan ayının değişken havasını bildiğimden kışlık mantoma sarıldım. Fakat havanın ılıklığını içimde hissedince, yün kaşkolumu, şapka ve eldivenlerimi bıraktım. Üççatallı bastonumu alıp neşeyle sundurmaya çıktım ve kaldırımın yolunu tuttum. Yüzümü güneşe doğru kaldırıp, onu selamlayan bir gülümseme sundum. Sessiz çıkmaz sokağımızda yürürken kapı komşum "Merhaba" diyerek seslendi ve gideceğim yere götürmeyi teklif etti: "Hayır, teşekkür ederim. Şu bacaklar bütün kış dinlendi. Eklemlerimin harekete ihtiyacı var. Bu yüzden yürüyeceğim" diye cevap verdim. Köşeye vardığımda alışkanlıkla durdum. Birinin gelip yeşil ışık yandığında beni karşıya geçirmesini bekledim. Nedense bu sefer, öncekilere göre daha uzun süre beklemiştim ve hâlâ hiç kimse teklifte bulunmamıştı.
Sabırla beklerken, eskiden hatırladığım bir melodiyi mırıldandım; çocukken öğrendiğim "Hoş geldin bahar..." şarkısıydı. Birden güçlü bir erkek sesi konuştu:
"Sesinizden çok neşeli bir insan olduğunuzu hissettim. Sizinle caddeyi birlikte geçme şerefini bağışlar mısınız bana?"
Kibarlıkla iltifat görünce gülerek başımı salladım ve duyulabilir bir sesle "Evet" dedim. Kibarca koluma girdi ve birlikte kaldırımdan yola indik. Yavaşça yolun karşısına geçerken, konuşulabilecek en iyi konudan, havadan konuştuk. Adımlarımızı birlikte atarken hangimiz rehber, hangimiz yardım alıyor, belli olmuyordu.
Yolun karşısına varmamıza az kala ışığın değiştiğini anlatırcasına kornalar sabırsızca çalınmaya başladı.
Kaldırıma çıkmak için birkaç çabuk adım daha attık. Ona dönüp, bana eşlik ettiği için teşekkür etmek üzere ağzımı açmıştım ki, ben daha bir şey söylemeden o konuştu:
“Bilmem farkında mısınız? Sizin gibi neşeli bir insanla karşıya geçmek benim gibi bir kör için ne kadar muhteşem bir şey...
" O bahar gününü hiç unutmayacağım.
Mutlu günler dilerim…
Paylaş