Paylaş
Mayıs ayının en tempolu, en yoğun ve en agresif haftasına giriş yapıyoruz. 1 Haftadır çok ağır bir grip ile mücadele veriyordum. Bu bir haftanın ilk 4 gününü hiç önemsemedim. Ama son 3 günü önemsemediğime pişman etti. Yani ilk 4 gün ciddiye alsaydım son 3 gün iyileşebilirdim. Özetle hayatımızda böyle değil mi?
Ben koç ve yükselen koç olarak asla ne nazlanmaktan anlarım ne de yatmayı severim. Bir şey yok diye geldiğim yolları bilseniz…
Ama hastayken girip dinlenmeyi bilmek, hastayken ilgi görmek gibi kavramlara da insanın ihtiyacı varmış. Mesela gelen mesajlar, ilik çorbaları, gönderilen çiçekler, güç verici ballar vs. derken hepinize sonsuz teşekkür ediyorum. Geçen bir okuyucum mesaj atmış. Ben biliyorum üzüntüden böyle oldunuz diye. Haksız sayılmaz… Geçen Cuma bazı şeyler paylaştım sizlerle… Çok üzülmem öyle işe güce vardır bir hayrı der geçerim ama yapacağım projeyi nasıl iliklerime kadar inanarak hissetmişsem sanırım vurdu. Yalan diyemem…
Olsun ama ikna ettim kendimi… O iş bitecek, çünkü siz varsınız…
Gelelim bu haftanın gündemine…
Gökyüzünde koç enerjisi oldukça yüksek.
Koç enerjisinin bu kadar yüksek olması aptal yerine koyduğunuz insanların bu hafta fevri bir şekilde ortaya çıkışlarını gördüğünüz bir zaman. Yani aslında aptal yerine koyduğunuz insanlar çok zeki ama duygusal insanlardır. Onların içlerinde maalesef merhamet duygusu yüksektir. Çünkü bu insanlara hiç merhamet edilmediği için onlar başkalarının acı çekmesini istemez. İşte genelde bu insanları da aptal yerine koyarlar. Karşısındaki insana yardım etmek isterken karşısındaki insanın bencilliği ile karşılaşmış insanların restleştiği hafta diyebiliriz.
Sanırım açık ve net bir şekilde neyi istiyor ya da istemiyorsanız bu hafta ortaya koymalısınız.
Çok GERÇEKLER öğreneceksiniz!
İkizler sezonu açıldı. Artık güneş ikizler burcunda hareket ediyor. Neden çok gerçekler öğreneceksiniz diyorum? Çünkü gerileyen Merkür ikizler burcunda hareket ediyor. Öğrenme, iletişim ve karar verme gezegeni olan Merkür tarafından yönetilir. İkizler, Merkür gibi, Merkür'ün iletişimsel niteliklerini taklit eder ve bir ifade aracı olarak ne düşündükleri ve hissettikleri hakkında konuşmayı öğrenir, ancak İkizler genellikle organizasyondan yoksundur. İkizler çok iyi bir organizatör değildir. Sosyal bir organizatördür. İyi bir organizatör olan başak burcudur.
Şu an bir rest çekseniz her şey elinizden gidecekmiş hissi geliyor olabilir.!
Bugüne kimsenin sizi getirmesiyle gelmediniz. Konuşulması gereken ne varsa bam bam konuşup açıkça istemek zorunda olduğunuz bir haftadasınız. Kimseden bir şey beklemeyin.
Zorladıkça olmuyor!
Bu söylemden nefret ederim aslında bakmayın,
Bu nasıl boşverilmiş bir konuşmadır derim. Nasıl insanı mücadeleden soğutucu bir cümledir. Olmuyorsa zorlamayacakmışım.
Hadi ya… Gerçekten mi?
Oturduğum yerden her şey geliyordu sanki dimi?
Ben hayatımda her şeyi zorladım, biliyor musunuz? Bakın hem kendim yazıyorum hem kendim sinirleniyorum.
Olmayacağını bilerek değil, etrafım için olmayacak şeylerdi onlar…
Benim için her zaman her şeyin bir oluru vardı. Olacak gibi denedim. Olmadığını gördüğümde nasip böyleymiş deyip çekilmesini bildim. Allah bana hep böyle olaylara karşı verdiğim mücadelemin takdiri olarak neden olmadığını göstermiştir. Bak kızım bu yüzden olmadı filmini hep gördüm.
Normal şartlar altında bir olayın olmaması konusunda ne kadar uğraşıp uğraşmadığıma bakarım. Bir yerlerde yanlış yapıyorsundur derim kendime.
O zaman, iş mi bulamadım sal gitsin,
Okul mu kazanamadım boşver,
Borcum mu var aman ödeyemiyorum.
Bu şekilde bir zorlamaktan bahsetmiyorum. Kariyer hayatımda oldurmaya çalıştıklarımı bilseniz… Bir gün bilecekseniz. Daha size 20 senelik devlet hayatımın ziyan olmuş haksızlığını anlatmadım. Yöneticilerimin benim bir gün yerlerine geçmelerinden endişe duydukları için nasıl istemediklerini anlatmadım.
Bir gün zamanı geldiğinde nelerle savaştığımı anlatacağım.
Ne haksızlıklarla uğraştığımı anlatacağım.
Ama nasıl zorladığımı ve olmadığını görerek zorlamaya nasıl devam ettiğime ben bile hala dönüp baktığımda şaşkınlık duyarım.
Bir gün bir yöneticimle görüşmeden çıktıktan sonra bankın üstünde bağıra bağıra ağladım. Neden olmuyor? Neden bana bu zulmü yaşatıyorlar diye…
Keşke o bankta böğüre böğüre kendini yırtan kızın yanına gitsem de elinden tutsam da bugünleri anlatsaydım. Ne safmış o kız ?
Geçen gün neyi düşündüm biliyor musunuz?
Şu yaşımdaki benle diğer yaşımdaki benleri alarak karşı karşıya koysam en çok hangisine laf anlatırdım?
Bunu yazarken bile gözlerim doluyor. Ağlamamak için şu an kahvemden bir yudum içtim ama burnum çok tıkalı ağlamasam iyi olacak.
Aklıma en küçük halim geliyor. Böyle elbiseli bir resmimi buldum geçen gün. Nasıl gülüyorum. İki kardeşim resimde kavga ediyor ben arkalarında ellerim havada gülüyorum.
(Sosyal medyada instagram hikayemde paylaşacağım. Sadece bugün bu yazıyı okuyanlar onun ne olduğunu anlayacak..)
O kıza o an derdim mesela; kızım gülmen gereken ortam değil. Sende koy tavrını.
Bak diğeri kıskanıyor diğer kardeşin annenin kucağında diye. Senin canın yok mu?
Senin üstüne iki tane kardeş gelmiş. Sende diğerinin saçına yapış. Bastırma duygularını.
Alırdım o küçük kızı dışarı parka götürürdüm. İki kişi kavga ederken durumu toparlamaktan vazgeç.
Sende insansın. Durum kurtarmaktan vazgeç. Sen bir durum kurtarıcı değilsin. Kendini kurtar. Kimsenin yükünü üstlenme. Beğenmiyorsan, beğenmiyorsun. İstemiyorsan, istemiyorsun. Kimse seni zorla hiçbir şeyin içine çekemez. Seni manipüle edemez derdim… derdim derdim…
Ama eminim o kız bildiğini okurdu.
Velhasıl kelam, cesur olun…
Korkmayın…
Durum kurtarıcısı olmayın.
Bir durum karşısında olayın kötüye gitmemesi için kendinizi feda etmek zorunda kalan kişiye dönüşmeye başladıysanız durum fena…
Kaçın ordan…
Yöneticinizle görüşün, istemediğiniz bir maaş alıyorsanız ya da mutlu değilseniz dile getirin.
Bunları kibarlıkla yapın. Tartışmayın.
Her şey zor olabilir ama o kadar zor olduğunu düşünmüyorum J Yapabilirsiniz.
Bazen ilişkilerde sahiden olmuyor.
Özellikle ilişkilerde biri diğerini örte örte zamanı öteliyor ama farkına varmıyor, sonra da tıkanıp kalınca bırakıp gidiyor. Sonra da olmayınca olmuyor diye söyleniyor.
Zaten olmuyordu arkadaş!
Sen sabrettin, sen özverili oldun, hep alttan alan sen oldun. Şimdi artık işler dayanılmayacak noktaya geldi diye olmadı diyemezsin.
Karşındaki hep aynı insandı. Onu bir canavara sen dönüştürdün.
Sadece artık sen daha tahammülsüzleştin, daha kendi değerinin farkındasın ve ne istediğini daha iyi biliyorsun.
SEN oldurmaya çalıştın…
Bu ikisi arasındaki farkı kaybetmeyin…
Tahammülünüzü kaybetmeyin…
Tahammül; sınırlarını aştığında adeta atmosfere giren bir göktaşının yok oluşu gibidir kaybolur gider… Belki kayan bir yıldız… Güzel bir hafta dilerim…
Paylaş